Zaman yazarı Türköne İlker Başbuğ röportajını tam bir fikir ve strateji fukaralığını yansıtıyor diyerek ağır dille eleştirdi
Abone olEmekli olduktan sonra ilk kez konuşan Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'un açıklamaları Zaman yazarı Mümtazer Türköne'nin büyük tepkisini çekti.
"Düşene vurulmaz" diyerek bir süre genarelleri eleştirmeyi düşünmeyen Türköne, ancak Başbuğ'un Milliyet'te yayınlanan röportajını okuyunca, 'belki yeni generallere faydası olur' diyerek "Genaraller ve töröristler" başlıklı bir yazı kaleme kaldı.
Türköne, "Generallerimizin stratejik konseptleri, çağı anlama ve yorumlama yeteneği, ordumuzun organizasyon modeli kadar arkaik. Emekli olan generaller konuşmamalı ve yazmamalı. Onlar yazıp konuştukça, TSK'ya kumanda eden heyetin yetenekleri ve ufku konusunda da endişeye düşmemek mümkün değil" diyerek Başbuğ'un röportajındaki açıklamaları topa tuttu.
"Başbuğ'un röportajı, tam bir fikir ve strateji fukaralığını yansıtıyor" diyen Türköne şöyle devam ediyor:
"Orduyu en tepede iki sene yönetmiş bir generalin dünyası bu kadar sığ ve dar ise vay halimize. Basit bir mantık yürütme, sebeplerle sonuçlar arasında nedensellik ilişkisi kurma ve yaşanan tecrübelerden dersler çıkartma becerisi İlker Başbuğ'un söyledikleri arasında hiç mi hiç yok."
Türköne bu eleştirilerinin ardından Başbuğ'un röportajından bazı sözleri cımbızlayarak karşı sorular sordu. İşte o sorular:
'Kandil varken terör bitmez' diyor. Peki Kandil yıkılsa, yok olsa terör biter mi?
'1987'de Sıkıyönetim'den OHAL'e geçişle olayı kaybettik' diyor. Sıkıyönetim hiç kaldırılmasaydı, can kaybı daha mı az olurdu? Terör buharlaşır mıydı?
'Kürt kimliğini tanırsak bağımsız-birleşik Kürt devleti kurulur' lâfı, size kendinizi zaman tünelinde, çok gerilerde hissettirmiyor mu?
DOĞRU SAVAŞ-GERÇEK SAVAŞ
Türköne bu eleştirileri sıraladıktan sonra terörle mücadelede yapılan en büyük yanlışları yazarak yazısına devam etti. Clausewitz'in 'Gerçek savaş' ve 'doğru savaş' terimlerini kullanan Türköne, "Asker Güneydoğu'da 'gerçek' bir savaş yürüttü. Köyleri boşaltmak yerine, her şeye rağmen bölge halkının desteğini ve güvenliğini sağlamayı öncelikli hedef olarak benimsemiş olsaydı karşımıza bugünkü tablo çıkar mıydı? PKK, askerin 'gerçek' savaşına karşı 'doğru' bir savaş yürüterek askerin itip küstürdüğü halkın desteğini arkasına aldı. PKK arkasındaki bu halk desteği varken Kandil bugün yerle yeksan olsa ne yazar?" diye sordu.
ASKERİ BAŞARI SORUNU BÜYÜTTÜ!
Başbuğ'un Kürt sorununu 'gözden-gezden-arpacıktan' gördüğünü ileri süren Türköne, askerin terörle mücadelede başarılı olabileceğini ama buradaki başarının Kürt sorunun büyümesinin de sebebi olduğunu ileri sürdü.
Türköne yazısını şu çarpıcı cümleyle tamamladı:
"Halkın iradesini karşısına alan çatışmayı kazanır; ama savaşı kaybeder."