BIST 8.664
DOLAR 34,34
EURO 37,41
ALTIN 3.020,26
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

İlk Osmanlılar 'Müslüman' değil 'Alevi' idi

“Osmanlılar, kendisinden çok daha kuvvetli sayılan onca beylikler tarihe gömülürken nasıl olup da 600 yıl yaşayan ve önemli bir misyonu gelecek kuşaklara miras bırakabilen dünyanın en büyük ve etkin imparatorluklarından birini kurabildiler?”

Abone ol

Konusunu Osmanlı tarihinden aldığı romanlarıyla tanıdığımız Cahit Ülkü, bu kez ilginç bir araştırmasıyla okurlarının karşısına çıkıyor. Profil yayınlarından çıkan "Neden Osmanlı” araştırmanın konusu özetle şu:

NEDEN OSMANLI?

“Osmanlılar, kendisinden çok daha kuvvetli sayılan onca beylikler tarihe gömülürken nasıl olup da 600 yıl yaşayan ve önemli bir misyonu gelecek kuşaklara miras bırakabilen dünyanın en büyük ve etkin imparatorluklarından birini kurabildiler?”

Yerli ve yabancı tarihçiler Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşuna ilişkin çok sayıda eserler vermişlerse de böyle bir sorunun yanıtını ilk kez Cahit Ülkü arıyor ve ulaşabildiği bütün kaynakları tarayarak başka araştırmalarda rastlanmayacak özgün sonuçlara ulaşıyor.

220 BİN SAYFA KAYNAK GÖZDEN GEÇİRİLDİ

Kitabın konusu yalnızca Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşu değil. Ülkü bu çalışmasıyla 11, 12, 13 ve 14, yüzyıl Anadolu’sundan çarpıcı görüntüler sunuyor ve başka bir eserde bir arada rastlanamayacak yorumlarla geleceğe de ışık tutuyor

Araştırma dönemiyle birlikte yazılması 25 yıl alan bu araştırma için Cahit Ülkü’nün başvurduğu kaynakların sayfa toplamı 220.000 sayfayı aşıyor. Üstelik romancı olduğundan, eserini akademik yapıt biçiminde değil, okurlarıyla karşılıklı yapılan sohbet formatında sunuyor.

İLK OSMANLILAR MÜSLÜMAN DEĞİL ALEVİYDİ

İlk Osmanlıların Müslüman değil, Alevi olduklarını ileri süren Ülkü, bu tezini yadsınamaz kanıtlara dayandırıyor, ayrıca Hazar İmparatorluğu’nun ve Alevilerin, başka araştırmalarda temas edilmeyen kuruluştaki belirleyici işlevine değiniyor.

Yerli ve yabancı tarihçilerin oldukça sert eleştirildiği bu çalışmanın diğer önemli özelliği, 750 yıl öncesinin olaylarıyla günümüzün gerçekleri arasında paralellikler kurmasında. Denebilir ki bu eseri okumadan günümüzünTürkiye’sini, hele hele Anadolu’yu anlamak olanaksızdır.

Ayrıca bu çalışma, tarih alanında olduğu kadar felsefe ve düşünce alanında da ses getirecek özgün görüşler ileri sürüyor.

Cahit Ülkü, “yalan tarihin” de üzerine giderek, toplumdan gizlenen gerçekleri günışığına kavuşturuyor. Kısacası tarihsel, düşünsel ve güncel konuları bütünleyen bu çalışma, türünün şimdilik tek örneği niteliğinde.