Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eşi Hayrunnisa Gül ile birlikte Abdullah Gül Üniversitesi’nin akademik yıl açılış törenine katıldı. Törende, yen...
Abone olCumhurbaşkanı Abdullah Gül, eşi Hayrunnisa Gül ile birlikte Abdullah Gül Üniversitesi’nin akademik yıl açılış törenine katıldı. Törende, yeniden düzenlenen İstiklal Marşı ilk kez çalındı.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın yeniden düzenlediği İstiklal Marşı ilk defa çalınan törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eşi Hayrunnisa Gül, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Vali Orhan Düzgün, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut, AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, AK Parti Milletvekilleri İsmail Tamer, Yaşar Karayel, Ahmet Öksüzkaya ile çok sayıda davetli katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Bu üniversite Türk gençliğinin arzu ettiği seviyede bir üniversite olacaktır. Bu açılış inanıyorum ki çok güzel gelişmelere vesile olacaktır. Çok etkilendim öğrencilerle konuşurken. Bu öğretim görevlilerinin elinde çok değerli materyaller olduğunu gösteriyor. Sizler onları en iyi şekilde yetiştireceksiniz” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, “Bir işin temeli sağlam olursa yığınakta hata yapılmazsa sonunda iyi gelir. Temelde, konsept safhasında harcanan bütün enerji çok değerlidir. BU üniversitenin bunu en iyi şekilde yaptığını gördüm. Ortaya koyduğunuz hedeflere ulaşacağınıza eminim. Bu üniversitenin başarısına devlet katkı verirken, katkı sağlayan destekleme vakfına da ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Kayseri bir üniversiteler kenti haline geldi. Bir şehir içinde 4 üniversitenin olması çok gibi gözükür ama dünyanın bazı şehirlerinde çok sayıda üniversite var. Üniversiteler birbirleri ile tatlı bir rekabet içindedir. İnanıyorum ki Kayseri’de bu açıdan önemli bir eğitim merkezi olarak yerini alacaktır” ifadelerini kullandı.
GÜL’ÜN İSTEĞİ
Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Bir ülkenin kalkınması için birinci gerekli olan şey onun beşeri sermayesidir. Beşeri sermayesi var olan ülkeler bu beşeri sermaye sayesinde ülkelerini en ileri ülkeler haline getirmiştir. Dolayısıyla hiçbir şeyden kaçınılmayacak şey beşeri sermayesi gerçek sermaye haline getirecek şey eğitimdir. Kendi çocuklarımızı okutmak için nasıl fedakarlığa katlandığımız ortadadır. Ülke olarak da devleti yönetenler olarak da bunun bilincinde olduğumuz için 2003 yılından bu yana bütçenin en büyük kısmı eğitime gitmektedir.
Eğitimi ne kadar doğru yaparsak, hakkını ne kadar doğru verirsek, eğittiğimiz çocuklara verdiğimiz vasıflarla ölçersek o kadar çok başarılı oluruz. Onun için binalar muhakkak önemli ama binalardan daha çok önemli olan üniversitenin içinde ne olup bittiğidir. Öyledir ki barakalarda eğitim yapan çok iyi okullar da vardır. Saray gibi binaların içinde sadece vaktini geçiren öğrenciler de vardır. Türkiye eğitimin niteliğine çok önem vermelidir. Bu gün üniversiteler sadece ülke içinde değil, dünya üzerinde de rekabet içindeler. Ben bu üniversitenin mezunlarının dünyanın her tarafından çalışabilecek şekilde mezun olmasını isterim. Bunun için ne gerekiyorsa Türkiye bunu karşılayabilecek durumda. Bunun için de gece gündüz çalışmak gerekiyor. Türkiye olarak rekabetçi, özgüveni çok sağlam, vatan sevgisi çok güçlü olan, her şeyi sorgulayabilen, diyalog kurabilen, başka ırkların ne yaptığını takip edebilen bir üniversite oluşturmamız gerekir. Yabancı öğrenci ve yabancı öğretim üyesi getirmeyi teşvik edelim. Yabancı öğrenci alma kısıtlamasının kaldırılması Türkiye’ye çok büyük bir katkı olacağını düşünüyorum. Kayserililer bir çok konuda fedakarlık yaparlar, bunun en belirgin alanı üniversitelerdir. Devlet katkısı kadar hayırseverlerin de katkısı vardır. Benim ismimi taşıyan üniversitede de hayırseverlerin katkısı var. Herkese çok teşekkür ederim.
Bu kadar güvenerek konuşmamın altındaki sebep, üniversitenin kuruluş aşamasında harcanan emeği bilmektir. Büyük bir emek harcanmıştır. Emeği geçenlerin hepsine çok çok teşekkür ediyorum.”
(İHA)