BIST 9.976
DOLAR 34,09
EURO 38,07
ALTIN 2.833,74
HABER /  GÜNCEL

İlk çeyrekte büyüme beklentisi yüzde 11

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, 2010 yılının ilk çeyreğinden yüzde 11’lik pozitif büyüme beklediklerini söyledi...

Abone ol

Bakan Çağlayan, Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) Gündem Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin küresel krize rağmen 2009’un son çeyreğinde yüzde 6 büyüdüğünü, yılın tamamında da yüzde 4,7 küçüldüğünü hatırlattı.

Yılbaşından itibaren verilerde yeniden pozitif gelişmeler kaydedilmeye başlandığını belirten Çağlayan, bu çerçevede ihracatın Türkiye’nin “olmazsa olmazı” olduğunu ifade etti. İhracatın gerek büyüme gerek istihdamın lokomotifi olduğunu vurgulayan Çağlayan, ihracat rakamlarının mutlaka artırılması gerektiğini kaydetti.
Küresel krizle birlikte dünya mal ticaretindeki daralmaya paralel Türkiye’nin mal ihracatının da daraldığını hatırlatan Çağlayan, hizmet ihracatında ise artış kaydedildiğini söyledi.

Dünya hizmet ihracatının 2009 yılında 3,7 trilyon dolara gerilediğini, Türkiye’nin bu ihracattan yüzde 1 pay elde ederek, 32,7 milyar dolarlık hizmet ihracatı gerçekleştirdiğini ifade eden Çağlayan, “Hizmet ithalatımız ise 16,5 milyar dolar oldu. Böylece Türkiye 16 milyar dolar net fazla veren ülke oldu. Yani Türkiye iyi bir hizmet ihracatçısı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor” dedi.

İHRACAT ODAKLI ÜRETİM STRATEJİSİ
Türkiye’nin ihracatını artırmak için yaptıkları çalışmaların neticesinde,
İhracat Odaklı Üretim Stratejisi adlı yeni ihracat stratejisini belirlediklerini hatırlatan Çağlayan, şunları kaydetti:
“Mutlak suretle Türkiye’nin yüksek katma değerli teknolojik ürünlere yönelmesi gerekiyor. Yüksek teknolojili katma değeri yüksek ürünlere geçişi sağlamak zorundayız. Bu ana stratejinin arkasından Girdi Tedarik Stratejisi oluşturulması geliyor. Türkiye’nin ara malı ithalatına baktığınızda bu ürünlerin yüzde 90’ının Türkiye’de üretilebileceğini görüyorsunuz yeterki buna uygun ortam sağlansın. Girdi Tedarik Stratejisiyle beraber bizim özellikle üretimimizin Türkiye’de yapılması ve bunun önündeki engellerin bir bir tespit edilmesi, bunların iyileştirilmesi konusunda önemli çalışmalar yapılacak.”

TEŞVİK SİSTEMİ İHRACAT ODAKLI OLACAK
2011 yılında yeni teşvik sisteminin uygulamaya gireceğini anımsatan
Çağlayan, bu yeni sistem ihracat odaklı bir teşvik sistemi haline getirileceğini, Girdi Tedarik Stratejisi’nin de bununla birlikte planlanacağını söyledi.
Türkiye’nin 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat yapan, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer bulunan ve en az 10 büyük markası olan bir ülke konumuna geleceğini, bütün gayretlerinin bu eksen üzerinde olduğunu anlatan Çağlayan, “Dünya mal ihracatının 2023’te 33-34 trilyon dolar olması bekleniyor. 500 milyar dolarlık ihracat bu rakamdan yüzde 1,6 pay almak demektir. Bu noktadan hareketle bütün çalışma düzenimizi bunun üzerine kurduk” dedi.
Gün gün ihracat rakamlarını takip ettiğini belirten Çağlayan, 1-8 Nisan tarihleri arasındaki ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36,9 arttığını ve 2,4 milyar dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi.
Yılbaşından bu yana geçen 3 ay 8 günlük sürede ihracat artış oranının ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23,2 olduğunu ifade eden Çağlayan, “Orta Vadeli Programda 2010 yılı ihracat hedefimiz 107,5 milyar dolar ama ben öyle zannediyorum ki yıl sonu itibariyle 115 milyar doları rahat bir şekilde yakalayacağız ve böyle gidersek kriz öncesi döneme dönmüş olacağız gerek büyümede gerek ihracatta. 2010 yılının ilk çeyreğinde beklentimiz yüzde 11’lik bir pozitif büyümedir” dedi.
Bakan Çağlayan, bu çerçevede, ar-ge’ye ve teknolojiye yönelik desteklerin artırılacağını da söyledi.
Çalışmalarının bir ayağını “hangi malı hangi ülkeye satacağız”ın oluşturduğunu da dile getiren Çağlayan, şöyle konuştu:
“Neden biz dünya ihracatından yüzde 1’e yakın bir pay alırken dünyanın en büyük ithalatçısı olan ve 1,6 trilyon dolar ithalat gerçekleştirmiş olan ABD’ye sadece 3,2 milyar dolar ihracat yapıyoruz. 1,6 trilyon dolar nere 3,2 milyar dolar ihracat nere? 50 yıllık stratejik ortaklıktan söz ediyoruz. Şimdi model ortaklık sistemine başlayacaktık ama Amerikan Senatosunun Dış İlişkiler Komitesinin almış olduğu garip karar gölge düşürdü. Umuyoruz ki bununla ilgili ilişkiler tekrar normale dönerse ciddi bir çalışma ortamına yeniden gireceğiz.”
Hangi ülkede hangi sektörlerimiz başarılı olur diye düşünerek ülke masaları kurduk politikalarımızı buna göre yapacağız. Bir taraftan da Serbest Ticaret Anlaşmaları yapıyoruz Gümrük Birliği Anlaşmasını yapan hükümet, anlaşmaya AB’nin 3. ülkelerle taraf olacağı serbest ticaret anlaşmalarına Türkiye’nin taraf olmasını koymamıştır. Bunun gerekçesi olarak da Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB’ye üye olabileceğini göstermişlerdir. Kıbrıs Rum Kesiminin her tarafı ithalat olsa ne yapar? 5 milyar dolar ithalatı var zaten ama bize ne kaybettirmiş? rekabet gücü....”
Bakan Çağlayan, Türkiye’nin 2050 yılına gelindiğinde “dünyanın en büyük 5 starından birisi” olacağını da sözlerine ekledi.
Bakan Çağlayan, daha sonra sayıları 34’ten 49’a çıkarılan ülke masaları sistemini bilgisayar üzerinden detaylı bir şekilde sanayicilere anlattı.

ASO BAŞKANI ÖZDEBİR
ASO Başkanı Nurettin Özdebir de sanayicilerin sorunlarına değindi. İstihdam üzerindeki yükler, kıdem tazminatı, KOBİ’lerin finansmana erişiminde karşılaşılan güçlükler, TL’nin aşırı değerlenmesi ve gümrük müşavirlik tarife bedelleriyle ilgili sıkıntıları bulunduğunu anlatan Özdebir, kıdem tazminatı için fon kurulmasını istediklerini, çünkü bunun kendileri için taşınamayacak bir yük haline geldiğini söyledi.

KOBİ’ler için kredi kanalları açılmaz, maliye politikalarıyla da desteklenmezse işletmelerin sıkıntısının büyüyerek süreceğini dile getiren Özdebir, TL’nin aşırı değerlenmesinin de ülkede bir takım işleri yapılamaz hale getirdiğini savundu.

Özdebir, gümrük müşavirlik tarife bedellerinin ihracatta rekabet güçlerini olumsuz etkilediğini, bu konuda çalışma yapılması gerektiğini söyledi.
İhracatçı birliklerinin nispi aidatlarının da tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini ifade eden Özdebir, bu aidatların yurt dışına fiyat vermelerini engellediğini kaydetti.