Başbakan Erdoğan'ın kendisi için 'Benden uzak tutun bu kadını' dediği iddiasına karşı bir açıklama yapan Nazlı Ilıcak 'bunlar kara propagandadır' dedi.
Abone olNazlı Ilıcak, Başbakanlık eski Basın Müşaviri Ahmet Takan'ın Yeniçağ'daki köşesinde dile getirdiği iddiaya sert tepki gösterdi.
Eski basın müsteşarı Takan, köşesinde Nazlı Ilıcak dosyasını açtı ve Erdoğan'ın Ilıcak için "Benden uzak tutun bu kadını" dediğini ileri sürmüştü. Nazlı Ilıcak internet medyasında geniş yankı bulan iddiayı yalanlarken "bunlar kara propaganda, yalan ve kara çalmadır" dedi.
İşte Ilıcak'ın Yeniçağ'daki iddiaya karşı yaptığı açıklama...
Ahmet Takan isimli tanımadığım bir gazetecinin Yeniçağ'daki iddialarını bütün internet sitelerinin kullandığını üzüntüyle gördüm.
Hrant Dink cinayetinin ardındaki gerçekleri aydınlatmaya çalışırken, Yeniçağ ve Ortadoğu gibi aşırı milliyetçi gazetelerin Dink'i nasıl hedef gösterdiğinden, hem sütunumda, hem de CNN Türk'teki Dört Bir Taraf programında söz etmiştim. Belli ki, SAVUNMA içgüdüsüyle, 10 yıl öncesine ait bu iddiaları seslendiriyorlar. Gene sitelerden ögrendigim kadarıyla Yeniçağ'ın bir başka sutununda da "Nazlı'nın günlüğü" diye yayın yapılıyormuş. Hrant Dink cinayeti daha kapsamlı olarak önümüzdeki aylarda ele alınacak ve o çerçevede, bu gibi nefret yayınlarının olumsuz gelişmelerdeki rolü herhalde daha iyi anlaşılacaktır.
10 yıl öncesine atıfta bulunan bu yazının zamanlaması bir yana, içeriği de, tartışmaya bile değmeyecek saçmalıktadır. Sadece tek bir örnek:
Tayyip Erdoğan beni istememesine rağmen, bir yolunu bulup, ya da havaalanında olay çıkararak uçağa binermişim. Oysa, bu gibi gezilerde davet günlerce önceden yapılır, valizler Ankara'ya gönderilir, otelde odalar isme ayırılır, vizeler alınır. Ayrıca, önceden para yatırılır. "Davetsiz misafirlerin" uçağa binmesi mümkün degildir. Öte yandan, böyle bir olayın cereyan edip etmediği, yazıda ismi geçen Mücahit Arslan'dan pekâlâ öğrenilebilir. Ama bu gibi kara propaganda yayınlarının, her türlü yalanlamaya rağmen, kara çalarak yollarına devam edeceğini biliyorum. İnanın hiç önemsemiyorum. Neticede, meslek hayatımda edindiğim tecrübe bana, meyvalı ağacın taşlandığını, taşlayanlara ise paye vermemek gerektiğini öğretti.