Nazlı Ilıcak, geçtiğimiz gün katıldığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın iftar yemeğinde Fethullah Gülen'le ilgili önemli noktaları gözlemlemiş. Ilıcak'ın gözüyle Gülen.
Abone olNazlı Ilıcak, geçtiğimiz gün katıldığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın iftar yemeğinde bazı önemli davetlilerin, vakfın manevi başkanı Fethullah Gülen'le ilgili yorumlarına dikkat çekmiş. Ilıcak, Gülen'le ilgili düşüncelerini "GALİBA GURBET SONA ERİYOR, GÜLEN DÖNÜYOR" başlıklı yazısında vermiş...
Evvelki akşam, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın iftar davetindeydim. Her meslekten ve her görüşten insanın katıldığı bu yemekte, verilmek istenen mesaj, sevgi ve hoşgörü üstüneydi. Ekranda gösterilen 15 dakikalık filim, farklılıkların zenginlik olduğunu anlatıyordu.
Gri bir duvarın önünde diz çökmüş bir çocuk, arka fonda savaş görüntüleri, kan, gözyaşı ve çığlıklar... Çocuğun yemyeşil gözlerinden bir damla yaş yanağından aşağıya doğru süzülüyor. Vahşet devam ediyor. Öldürülen gençler, çığlık atan analar... Ve birden bire çeşitli evlerden çıkan çocuklar, tek bir yere doğru koşuyorlar; gri duvarın dibinde çömelmiş ağlayan çocuğa doğru. El birliğiyle o duvarı beyaza boyuyorlar, sonra da beyazın üzerine gökkuşağının renklerini çiziyorlar.
Biz dalmış beyaz perdeden bu görüntüleri seyrederken, gökkuşağı renkleriyle beyaz duvarı boyayan çocukları, birden bire canlı olarak karşımızda gördük. Hepimize ayağa kalkınız ve elele tutuşunuz komutunu verdiler: "Her şey hoşgörülü ve sevgi dolu bir dünya için"
Yeni bir dönem
Gecede, sık sık Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın manevi başkanı Fethullah Gülen anıldı. Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos, New York'ta Fethullah Gülen'in kendisini ziyarete gelme "lütfunda" bulunduğunu söyledi ve farklı dinleri temsil eden kişiler arasındaki bu diyalogun insanlık için faydalarını sıraladı. Hahambaşı İshak Haleva da bir selâmlama konuşması yaptı; o da, hem Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nı, hem de Fethullah Gülen'i methetti. Toplantıda Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ile Meclis Başkanı Bülent Arınç bulunuyordu.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, 10. yıldönümünü kutluyordu ve bu yüzden toplantıya büyük önem vermişlerdi. Bence, 2-3 bin kişiyi bulan kalabalık, sadece 10. yılın bittiğinin değil, yeni bir dönemin açıldığının da habercisiydi. Gazeteciler adına selâmlama konuşması yapması istenen Gülay Göktürk, durumu iki cümleyle pek güzel ifade etti: "Eskiden biz gazetecilerin bu vakfın toplantısına gelmemiz haber olurdu; şimdi haber olmuyor."
"Örgüt lideri"
Evet, her şey doğal mecrasına girdi. Unutmayalım ki, daha yakın zamana kadar Fethullah Gülen, Terörle Mücadele Yasası'nın 1 ve 7'nci maddelerinden, "terör örgütü lideri" iddiasıyla yargılanıyordu. Üstelik kendisi örgüt lideriydi ama, başka suç ortağı yoktu. Davada tek muhatap oydu.
Gülen ismi "temizlik" operasyonlarına da karıştırıldı. Yok efendim "poliste Fethullahçı operasyonu!" veyahut "Askerî Şûra kararlarıyla re'sen emekliye sevk edilen Fethullahçılar" vs...
Gülen'in örgüt lideri olduğuna ilişkin dava erteleme kapsamına alındı. Gülen'in avukatları ertelemeye itiraz edip, beraat istediler ama, bu talepleri red olundu. Belli ki, Demokles'in kılıcını Gülen'in tepesinde bırakmayı arzu ettiler. Ama artık, yeni bir dönem açıldı. Demokles'in kılıçları keskin değil. Zaten, 28 Şubat döneminde rağbetin azaldığı vakfın bu son toplantısı, her şeyin değiştiğinin adeta canlı bir göstergesiydi. Bence, gelecek iftar yemeğini, Fethullah Gülen'in de katılacağı daha büyük bir toplantıyla idrak edebileceğiz.
Kırık testi
İftar yemeğinde hepimiz pozitif enerjiyi hissettik. Belki de, Gülen'e yapılan haksızlıklar, o coşkulu katılımla bir nebze telâfi edilmiştir.
Fethullah Gülen gurbetteki düşüncelerini "Kırık testi" başlığı altında 3 kitapta topladı.
"Neden kırık testi?" sorusuna, şu cevabı veriyor kitabı hazırlayanlar: "Hoca Efendi, şiirlerini topladığı kitabına da 'Kırık mızrak' adını vermişti. Bu teşbihlerin özünde engin bir tevazu gizli; ilkin onu görmek gerekiyor; bir de ifadesi tam mümkün olmayan düşünce çilesini. Gurbet gölgesi düştü kitabın üzerine. Sağlık sebebiyle başlayan hasret günlerine, menhus ellerce basılan düğmeler yeni bir süreç ekledi. Kitabı okurken o hüznü hep duyacaksınız, içiniz burkulacak."
Bence kırık testi, Gülen'in tevazuunun yanı sıra, kırgınlığının da bir işareti. Ama, evvelki günkü iftar yemeğinden yansıyan sevgi sarmaşığı, herhalde gurbet günlerinin sona ermesini de hızlandıracaktır. Bütün dünyada medeni ülkeler, Gülen gibi gönül adamlarını el üstünde tutarlar. Biz ise, onu hırpaladık.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, kısa selâmlama konuşmasında, sevgiye dair bir dörtlük okudu: "Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim sevilelim / Bu dünya kimseye kalmaz."
Adanmış ruhlar
Kırık testi kitabında, Fethullah Gülen Osman Gazi'den söz ediyor: "Vefatı sırasında Söğüt'e yerleşeli 40 seneden fazla olmuştu; ama onun hâlâ evi yoktu. Etraftaki tekfurlardan elde ettiği mal mülk ile taa o zaman Topkapı Sarayı'nı kurabilirdi; ama o çadırda vefat ediyordu. Zira o derin bir saffet, samimiyet ve adanmışlık ruhunun adamıydı."
Fethullah Gülen, mala mülke karşı duyduğu ilgisizliği sanki bu sözlerle anlatıyor gibi. Aynı şekilde Hz. Halit'ten bahsederken de şöyle diyor: "Hz. Halit, iki imparatorluğu yerle bir etmişti ama, kendisine ait hiç mal mülk edinmemişti. Bu, mal mülk olmamalı demek değildir; gönlünü dünyaya kaptırmamak, mala mülke, makama, mansıba bağlanmamak demektir. İnsanın ancak tek bir yere bağlanmaya gücü yeter."
Fethullah Gülen, kendisine inanmış olanlara yol gösterip, sevgi ve hoşgörünün dünyaya hâkim olması için gayret ediyor. Aslında bir kırık testisi bile yok. Çünkü o da kitabında bahsettikleri gibi "adanmış ruhlardan"
YAZI:Nazlı ILICAK