BIST 9.673
DOLAR 35,17
EURO 36,60
ALTIN 2.962,18
HABER /  GÜNCEL

Ilıcak Star TV'ye talip mi?

Aydın Doğan, Tercüman'ı neden ve neyin karşılığında destekliyor? Aydın Doğan'la geçmişte yaşanan tatsızlıklar nasıl tatlıya bağlandı? Ilıcak, Star'a talip mi?

Abone ol

İnternet Haber yazarlarının, Mehmet Ali Ilıcak'la yaptığı röportajın ikinci bölümü de çok ses getireceğe benziyor. Ilıcak bu bölümde, Akşam Gazetesi'ni çıkardığı sırada kendisiyle kanlı bıçaklı olan ve Akşam'ı batırmasına neden olan Aydın Doğan ile nasıl barıştığını, Nazlı Ilıcak'ın güç potansiyelini, Star TV'ye talip olup olmayacağını, atv ve Cine 5'i isteyip istemediğini anlatıyor. Dün kaldığımız yerden devam ediyoruz..

- Baki Karakol- Kaç yaşınızdasınız?

- Yaşlandık 34

-Baki Karakol- Sizin gibi 34 yaşında bir kişinin gazete sahibi olması dikkati çekiyor. Ekonomik sıkıntıya da düşmüştünüz o dönemde. Rahmetli babanız o dönem bu sıkıntı yüzünden felç olup hayatını kaybetmişti. Bu genç yaşta bir gazetenin patronu olmanın altyapısı nedir. Yani nereden bu değirmenin suyu?

-Aydın Doğan basının yaşayan en büyük duayeni!

-Bazı insanlar vardır çok para ile az iş yapar, bazıları da vardır ki az para ile çok işler yapar. Oturduğunuz müessese o ikinci gruba girer. Mesela İnternethaber sıfırdan bir müesseseyi nasıl kurdu. Aynı şekilde biz de büyük bir gazeteyi ölçülü imkanlarla yaptık. 5 bin dolarlık binalar tutmadan, mütevazı ortamlarda. Şimdi birinin de hakkını vermek lazım. Aydın Doğan...  Mesela bize baskı tesislerini açmakla yardımcı oldular. Aydın Bey'in tesislerinde basılıyor gazete. Paramızı veriyoruz ama bize her türlü hoşgörüyü gösteriyorlar. Bunun için onlara ayrıca teşekkür ediyorum. Televizyon kampanyaları sırasında bize hoşgörü ile bakıyorlar. Çok büyük paralar harcamadan barter ile şunla bunla yapıyoruz sonunda. Mesela bilboard kiralamıyoruz da bez afişler asıyoruz. Yani küçük para ile büyük işler yapıyoruz. Gazete sahibinin sıkıntısı büyüktür. Ben bundan 10 yıl önce de gazete sahibiydim ve o günden bugüne bir gün bile maaşları aksatmamışımdır. Allah'ta aksatmasın.

-Hadi Özışık- Aydın Bey'in hoşgörülü baktığını söylüyorsunuz. Geçmişte yaşadığınız sıkıntıların bir kısmı da Aydın Bey'den kaynaklanıyordu. Doğan Grubu'nun bünyesinde çıkıyor gazeteniz. Patronu M. Ali Ilıcak görünüyor gibi söylentiler sözkonusu. Doğan Grubu ile bundan böyle yeni projelerde buluşacak mısınız, görüşmeleriniz var mı? İlişkileriniz ticari anlamda nedir? Hakikaten bunlar söylendiği gibi Doğan Grubu'na ait gazeteler mi? Yoksa sizin kendi gazeteniz de paranızı verip orada mı bastırıyorsunuz?

-Bahri Kayaoğlu- Hadi Bey'e bir ek yapacağım. Akşam Gazetesi de yine Doğan grubu bünyesinde basılıyordu. Dağıtımı da Sabah yapıyordu. O konuda dağıtımınızın tekrar durdurulması endişesi taşıyor musunuz?

-Aydın Bey şu an Türk basınının çok önemli noktasında. Yaşayan gazete sahipleri arasında duayen. Biz Aydın Bey'le geçmişte bir çok şeyler yaşadık. Bizlere küçük olarak hatalısın demek yakışmaz. Hatalı da olsak hatasız da olsak biz Aydın Bey'le el ele tutuştuk o bizi affetti. 1,5 yıldır makul olabilecek her türlü toleransı gösteriyor. Bu demek değil ki Tercüman'ın Aydın Bey'le ilişkisi var. Uzun zaman Haber Türk'ün yayınladığı Yarın Gazetesi için Turgay Ciner'in dediler. Halbuki 1 gecede Yarın gazetesini aldı Ufuk Bey gitti Aydın Bey'in tesislerinde bastı. Bu spekülasyonlar çıkar. Gazetecinin işi spekülasyon yapmaktır. Aydın Bey bu noktada olmasaydı biz bu gazeteyi bu şartlarda çıkaramazdık. Gerçekten de televizyonlarda destek oluyor. Bunlar çok büyük paralar.

-Fikri Akyüz- Nazlı Ilıcak'ın potansiyel gücünü görmüş olabilir mi?

-Bence Aydın Bey artık doruk noktaya ulaştı. O, bir gün rekabet edebileceği düzgün şartlarda anlaşabileceği basın patronları üretmek istiyor olabilir. Türkiye de malesef gazete patronu noktasında sıkıntılar var. 3 büyük grup var. Karamehmet, Sabah Grubu ve Aydın Doğan. Şimdi Karamehmet grubunun ne olacağı belli değil. Bunlarla arası açık olabilir. Aydın Bey belki beni de daha iyi tanıma fırsatı buldu son iki senede. Bugüne kadar ben Aydın Bey'in verdiği sözden geri adım attığını görmedim, yani son Tercüman'ı çıkardığım tarihten beri. Bizim Nazlı Hanım'la bir gücümüz yok. Bir yere geliyorsak önce Allah'ın, sonra milletin sonra da kendi gücümüzle geldiğimize inanıyorum. Kimseye güvenerek ne gazete çıkarttık, ne de başka şeyler yaparız. Aydın Bey'in de böyle şeylere ihtiyacı yok zaten. Türkiye'nin en büyük medya patronu. Komik gelir yani.. Adamın zaten gücü var. Onun kedi grubunda bir sürü Nazlı Ilıcak var.

-Fikri Akyüz- Nazlı Ilıcak hanımefendinin bir sözü ile parti kapandı. Kolay değil yani.

-Bir güç değil o.( gülüşmeler...)

-Hadi Özışık- Gazetede televizyon çalışmaları ile ilgili söylentiler var. İstanbul TV ile ilgilendiniz mi?

-Hiç görüşmedim. Bir kere birisi geldi. Genel Müdürümüz Tayfun Bey'le konuştular ama, yani benim ilgimi çekmedi.

-Hadi Özışık- Starla ilgilendiniz mi?.

-Benim düşünceme göre medya grubu sahibinin medyadan gelmesi lazım. Bir tekstil firması sahibinin olmaması gerekir. Bunu geçmişte ne kadar sıkıntı yarattığını hepimiz yaşadık. Bugün televizyonlarını silah olarak kullanan insanlar.. 28 Şubat'ın doğuşu televizyonları manüple edebilmekten doğdu. Bunu kim yapabilir? Hükümetlere zayıf iktidarlara güçleri ile birlikte imtiyaz elde etmek isteyen insanlar bu sektörü girebilirler. Bakın ne para kazandırıyor kolayca, üstelik kolay da bir iş değil. Borsacı sabah 10'da gidiyor 5'te bitiyor. Senin gazeten 24 saat faal, yani bitmiyor. Sürekli başında olman gereken, ilgilenmen gereken bir iş.. Yani bu işten zevk alan biri. Siz bana bir hastane sahibi ol deseniz ben anlamam. Ya da bir çimento işi yap deseniz ben anlamam, yapmam. Ama bir çimentocunun da zaten gazete sahibi olmaması lazım. Çünkü bu iş kar zarar gözetilerek yapılacak bir iş değil. Ben yeni satılacak medya gruplarının bir basın grubuna ya da oradan gelen insanlara devredilmesinden yanayım.

-atv'yi ve Sabah'ı peşkeş çeken Akçakoca hesap verecek!

-Hadi Özışık- ATV'ye talip oldunuz mu?

-Sabah-ATV konusu da ayrı bir konu. Dinç Bilgin'in 1 milyon dolar borçları ile kurulmuş, sonunda millete bunun faturası yüklenmiş bir kurum. Benim Turgay Ciner'e karşı hiç bir art niyetim yok. Yani Turgay Ciner'in gazete ya da televizyon sahibi olma fikrine karşı değilim. Memnun da olurum. Gazete sahipleri farklı farklı olsa. Her gazetenin ayrı sahibi olsa. 10 tane televizyon patronu olsa Türkiye rahatlar. Benim karşı olduğum nokta, 7 milyar doları millete yük bindirmiş bir kurumun, 10 milyon dolara 10 yıl boyunca kiralanmasına karşıyım. Bunun doğru olduğuna inanmıyorum. Onların ödemediği parayı TC'deki herkes ödüyor. Ben basında olmam sebebi ile haksız rekabete girmek durumunda kalıyorum. Ben Tercüman Gazetesi'ni güçlendirmek için dişimi tırnağıma katıyorum. Öbür tarafta var olmuş bir marka senede 10 milyon dolara kiralanıyor. O zaman ATV bir programa 300 bin dolar verebiliyor. Çünki ne amortisman ne faiz ne borç hiç bir şey olmazsa rahat edilir. Keşke Turgay Ciner bu sektörde kalıcı olsa ve bir gazete patronu olarak kademe kaydetse, Aydın Bey'in yanında anılan bir medya patronu olsa. Ancak bunun bedelini insanlar ödemeli. Turgay Bey bunun bedelini ödediği noktada başımızın üzerinde yeri var. Biz o noktada BDDK'ya öneri verirken rakam oluşsun diye verdik. Engin Akçakoca muhatap bile almadı, çok büyük hata yaptı. Tabi bunun da hesabını verecek o noktada. Biz bunun bir değeri olduğunu söyledik. Sen bana vermeyeceksen bile o değer üzerinden konuşman lazım. Bunu yok saydı Engin Bey. Bana da bedava verse ben de alırım. Niye almıyayım. Kim almam der. Turgay Bey işadamı pazarlığını yapmış. Çok büyük bir imparatorluğu almış. Ama onu verenlerin takipçisi olurum.

-Hadi Özışık- Sorum arada kaynadı, aynı şeyi tekrar soracağım. Star'a talipmisiniz?

-Şunu diyorum. Ben televizyonların bir basın patronunun, basından gelen insanların alması gerektiğini söylüyorum. Bize görev düşerse gereğini yaparız.

-Hadi Özışık- Cine 5 için de mi aynı şey geçerli?

-Her şeyi biz alırız diye bir şey yok. Cine 5 yeni bir şey onu düşünmedim.

-Bahri Kayaoğlu- Dinç bilgin banka sahibiydi şirketine el kondu. Aynı şey Erol Aksoy'un da başına geldi. Bunu neye bağlıyorsunuz? Aynı durumda olan patronlar da var. Yapılanlar doğru mu? Uzan Grubu'na ve Erol Aksoy'a yapılanları doğru buluyor musunuz?

-Hem Erol Bey hem de Cem Bey'i yakinen tanıyorum. Benim bir şey söylemem yanlış olur. Ancak gazete olarak bu iki kurum ve bu iki kişi hakkındaki fikirlerimizi ortaya koyduk. İddialar doğru ise korkunç bir durum. Bizim ne düşündüğümüzü herkes biliyor. Benim şahsi fikrimi sorarsanız üzülürüm, üzüntü duyarım. Eğer değinilen iddialar doğruysa da yapılacak başka bir şey yok.

-Bahri Kayaoğlu- Cem Uzan'ın siyasete atılmasaydı başına böyle bir şey gelmeyeceği söyleniyor. Sizce doğru mu?

-Erol Aksoy'un siyasetle alakası mı var? Hayır yok. Demek ki bu söylenti yalan.. Her şey kılıfına uydurulur. Denilenler doğru ise 6 milyar dolar yada 8,5 milyar dolar para uçmuş. Ha siyasete girmişsin ha da girmemişsin. Daha önceki siyasiler niye yapmamış bunu. Asıl üzerinde durulması ggereken konu bu. Yani Tayyip Bey'i ayakta alkışlamak lazım. Bugün yüzde 42'lere varan oy almış bir lider. Tayyip Bey, 17 yaşından itibaren siyasete girmiş çalışmış. 30 yıllık geçmişi olan bir lider. Parası ve çevresi ile değil kendi imkanları ile bir AKP'yi iktidara taşımış lider. Siz Cem Uzan'ı rakip gördüğüne inanıyor musunuz? İkincisi Cem Uzan gitti diyelim, e Ahmet var Mehmet var. Mehmet Ağar var, CHP var MHP var. Aslına bakarsanız, Genç Parti'nin gitmesi AKP'ye yaramadı. Ne güzel CHP ile MHP'nin oylarını bölüyordu Genç Parti. Onlar baraj altında kalıyordu. AKP'de daha fazla koltuk sahibi oluyordu bu durumda. Bu gruba müdahale edilmemişsi, bu iş tamamen geçmiş iktidarların suçu.. Bunun en büyük vebali Yılmaz Hükümeti'nin, Ecevit Hükümeti'nin.. Bu kadar memleket istismar edildi. Bu milletin sırtından 50 küsur milyar uçup gitti. Siyasi rüşvetler buna dahil. 50 milyar dolar 22 ailenin cebine gitti. Yapılanlar o açıdan bakıldığında doğrudur. Daha ağırları yapılmalıdır. Eğer hortumlama olduysa bunun cezası bu olmamalı. Bunlar fakir insan olmak mecburiyetindeler. Bunların elinden herşeyi alacaksın, bir varoş bölgesinde bir gecekondu vereceksin. Yatı, katı, özel şoförleri ve arabaları olmayacak. Türkiye'deki fakir insanlar gibi hergün çile çekecekler. İşlerine otobüsle gidip gelecekler. Çünkü onlar zevki sefa içinde yaşarken, halkı fakirleştirdiler. Ama bakıyoruz ki, bunlara yapılanlar az bile. Devleti soyup soğana çevirmişler, hala yalıda kalıp yat sefası yapıyorlar. Ben yapılanların az olduğunu düşünüyorum.

YARIN: TAYYİP ERDOĞAN HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ?