Programda zaman zaman sözünü kesen Nazlı Ilıcak'a eşi Emin Şirin'nden sert uyarılar geldi.
Abone olBakış programında AK Parti hükümetinin ABD askerine yönelik tezkeresi ve Türkiye Irak ilişkilerini tartıştılar. Emin Şirin tezkereye hayır demesinin nedenlerini anlattıktan sonra, bundan sonra hiçbir değişiklik olmadan gelecek tezkereye de hayır diyeceğini ve gereğini yapacağını belirterek " Hükümeti zor duruma düşürmek gayesinde değilim. Ancak hayatımın en önemli kararını verirken benim ikna edilmem ve ülkemin menfaatlerinin gözetildiğine inanmam gerekiyor. Ayrıca grupta tezkereye ilişkin bir grup kararı alınmadı ve milletvekillerine kendi kararlarını vermeleri konusunda serbest bırakıldı. Biz de inanmadığımız bir olay için evet demedik." dedi. Emin Şirin tezkere konusunda bir karar alınmadan gurupta tartışılmış olması halinde sonucun daha farklı olacağını da belirterek " Hükümet ilk tezkerede kendisini bağlayıcı bir karar aldı. Ama önceden tartışarak tezekere oluşturulsaydı sonuç böyle olmazdı. Daha farklı alternatifler ortaya çıkardı." dedi. Emin Şirin yeni kurulacak hükümetin yeni bir tezkereyi meclise getirdiğinde kendilerini ikna etmek ve doğruluğuna milletvekillerini inandırması gerektiğini belirterek " Eğer Başbakan ben bunun geçmesini istiyorum derse o zaman uygulama değişir. Ancak ben inanmadığım şeye yine onay vermem ve gerekeni yaparak milletvekilliğini dahi bırakırım. Ancak partimden istifa etmem çünkü partimi çok seviyorum" dedi. Emin Şirin ABD ile açmazlar konusunu da ele alarak " ABD orada kürt devletini kabul edip etmeyeceğinini net ortaya koymuyor. İki ülke arasındaki 100 sayfalık mutabakat metni açıklanmaması bende kuşku yaratıyor. ABD hiçbir şekilde güven vermiyor. Bugün yapacağını söylediğini yarın yerine getirip getirmeyeceğinden kuşkuluyum. Ayrıca mecliste tezkereye red kararının çıkmasının hemen ertesinde Kuzey Irak'ta Türk bayrağı yakıldı bana göre bu bir Türkiye için bir provakasyondur. Çünkü bunu yapanların ordaki insanlar olduğu düşüncesinde değilim. Aynı provakasyonların Türkiye'de başka şekillerde yapılıp yapılmayacağından da endişeliyim. Bununla birlikte Türkiye'ye verileceği söylenen ekonomik paketin bizim için dostça bir paket olarak görmüyorum. Zira birinci Irak harbindeki kayıpları bugün 210 milyar dolar iç ve dış borcun içinde önemli bir payı var. Biz ABD devletine ve özel sektörüne olan borçlarımızı yeniden yapılandırmamız ve Güneydoğu insanımıza savaşa neden taraf olup olmadğımızı oraya yapacağımız yatırımlarla da cevap vermemiz lazım." dedi. Zaman zaman eşinin sözünü kesmesi yüzünden tepki alan Nazlı Ilıcak ise hükümetin yeni tezkerede daha sağlıklı düşünmesi gerektiğini ve karizmayı cizdirmemesi gerektiğini belirterek MKYK ve bakanlarca alınan kararın grup tarafından da onaylanması gerektiğini söyledi. Nazlı Ilıcak, " Türkiye savaşa direnmekle savaş çıkmayacaksa sonuna kadar direnilsin. Ama buna kimse inanmıyor. Çünkü herhalukarda ABD savaşı başlatacak. Orada yeni bir hükümet mi kurulacak yoksa yeni bir Lübnan mı olacak belli değil. Burada büyük belalar var. Özal hemen gireyim dedi ve işe büyük bir iştahla sarıldı. Genelkurmay Başkanı kuzeyden cephe açılmasına karşı çıkması yüzünden istifa etti. Oysa bugün Genelkurmay ile hükumet aynı görüşte. Ben de garantilerin yetersiz olduğuna inanıyorum. Ama tezkere çıkmadan Türk ordusu oraya girerse ABD ile de savaşmak zorunda kalabiliriz. Ayrıca orda bir Türkmenler meselesi var. Biz Türkmenlerin oradaki unsurlardan birisi olarak kabul edilsin, savaş biter bitmez silahlar toplansın istiyoruz. Daha önceki hatalı politikalar yüzünden büyük sıkıntı çektik. Barzani ve Talabani'ye kırmızı pasaport verdik. Peşmergelerin Türkiye'ye girmesine müsade ettik." dedi. Emin Şirin ise Türkiye'nin savaşın dışında kalmasını belirterek " Biz zaten bu tartışılan topraklarda bulunuyoruz. ABD bizim içimizden Irak'a gitmesin nereden girecekse girsin. Bize ne. Biz Kuzey Irak'ta bir kürt devletinin kurulması halinde bunu savaş nedeni sayarız notasını ABD'ye güvenerek vermedik." dedi. Genelkurmay Başkanı'nın Irak'la ilgili açıklamalarını da doğru bulmadığını söyleyen Emin Şirin açıklamanının doğrudan kamuoyuna değil de Başbakanlık veya Cumhurbaşkanlığı kanalı ile yapılması gerektiğini Anayasal platformun dışına çıkmaması gerektiğini belirtti. Emin Şirin " Biz oraya girersek ABD ile mi savaşmamız gerekiyor. Irak'ı kurtarmak için ABD bizimle savaşa mı girecek? ABD Saddam'dan kurtulacağım derken Türkiye'yi mi karşısına alarak daha büyük hedefleri riske edecek mi ? Biz orada rejim değiştirmek ve yeni bir devlet kurmak için gitmiyoruz. Türkiye'nin güvenliğini tehlikeye düşürmemek için hareket etmesi gerekiyor. Ben burada Nazlı hanımdan ayrılıyorum. Bana göre burada Kuvayı Milliye ruhuna ihtiyac var. Biz ABD'nin isteklerini yapmaz isek ABD ne yapacak görelim bakalım. ABD ile iyi olacağız diye 42 bin askerini 30 yıl beslemek zorunda mı kalmalıyız" dedi. Nazlı Ilıcak ABD'nin zaman ve mali açıdan daha avantajlı olması nedeni ile Türkiye'den Irak'a girmeyi hedeflediğini ve bundan da vazgeçmeyeceğini söyledi. Biz ABD'ye karşı çıksak bile ABD ortadoğuya yığıdığı 300 bin asker ve uzun vadeli hesapları nedeni ile hedefini erteleyemez. Ayrıca orada kürt dediğimiz insanlar bizim ülke vatandaşlarının soydaşları ve biz onlara da sahip çıkmak durumundayız. Orada doğabilecek bir kıvılcım akabinde büyüyerek bizim ülkemize de dayanması önlenemez hale gelecektir. Biz orada doğabilecek bir devletin ABD'nin müttefiki olmamasını istiyoruz. Ayrıca Genelkurmay Başkanı'nın Irak konusu ile ilgili açıklamalarını da çok doğru buluyorum. Çünkü olay iç politika değil dış politikayı ilgilendiriyor ve Silahlı Kuvvetlerimizin asli görevi alanına giriyor. Ben sadece türban ve irtica gibi içe yönelik açıklamalara karşı durdum ve durmaya da devam ederim. Ayrıca ben de ABD'ye inanmıyorum güvenmiyorum. Bu iki ucu pis bir değnek. Ancak daha az pis olan tarafı tutmak gibi bir tercih konumundayız." dedi.