Ilıcak hükümete akıl verecek

Dünden Bugüne Tercüman'ın sahibi Mehmet Ali Ilıcak, önümüzdeki günlerde Başbakan Erdoğan'ın karşısına çıkacak. Ilıcak'ın amacı, hükümete AB'yi anlatmak..

Dünden Bugüne Tercüman'ın yazarı Rauf Tamer, Ilıcak'ın ne yapacağını köşesine taşıdı.. Neler yapılabilir? Aralık'tan önce... Türkiye, bütün hatlarıyla atağa kalkıp AB kamuoyu'nu iyice etkileyemez mi acaba? Mehmet Ali Ilıcak, bunu sordu arkadaşlara: -Sizce nasıl bir seferberlik? Sosyal mi, kültürel mi, müzikal mi, sportif mi, yoksa siyasî mi? Nasıl bir aktivite? * Çeşitli fikirler geldi. Kimi dedi ki: -Avrupa karması'yla Türkiye özel bir maç yapsın. Kolay mı bu organizasyon? Ama olsun... Herkes kafa yordu. Kimi dedi ki: -Tanıtım filmleri çekilsin, her ülkede sürekli oynatılsın. (Eurovision'dan mülhem bir PİAR) Ben de romantik takıldım. Özetleyeyim: Derwall'den Gordon Miln'e, Schumaher'den Hagi'ye kadar "Türkiye aşığı" bir dizi spor adamı var. Buraya gelip kolay kolay ayrılamayan, aklı Türkiye'de kalan bir dizi Avrupalı şarkıcı var. Birçok büyükelçi var... Varoğlu var. Avrupa'nın göbeğinde "Türkiye aşıkları" diye bir kurultay yapılsın, sonra da şölen'e dönüşsün. Gibi... Bir hayal ürünü işte. Geçiniz. * Başka bir arkadaş dedi ki: -Siyasî bir çıkartma yapılsın. Ve açtı: Erdal İnönü'den Ecevit'e, Çiller'den Yılmaz'a, Derviş'e kadar... saygın sanayici'den etkin gazeteci'ye kadar tüm Türkiye, A Takım'la Avrupa'ya yayılsın... Adam adama markaj yapsın... Böyle bir devrede Rahmi Koç'un ne işi var okyanuslarda, gezisini ertelesin... TÜSİAD, MÜSİAD, AKUT, MAKUT kim varsa hepsi hücuma katılsın... Tarkan ve İbrahim Tatlıses dahil herkes cepheye gitsin... Pres... tam saha pres... Atina'dan Paris'e, Madrit'ten Brüksel'e kadar pres... Ülker gitsin, seri Mozart konserleri düzenlesin. Gibi... Bir dizi öneri işte... Maksat zihin antrenmanı değil mi? * Sonra... Mehmet Ali Ilıcak'ın kafasında bir fikir çaktı. Anlattı. Gayet makul. Ve eğer gerçekleşirse, sahiden-etkili. Anlatması uzun sürer. Buraya sığdıramam. Ama sanırım bir dosya halinde hazırlayıp Ankara'ya sunacak. Demek istediğim: Başbakan'ın ve Dışişleri Bakanı'nın şahsi gayret ve çırpınmaları neye yarar? Takım oyunu bu. İçimizde bir ukde kalmaması için son nefesimize kadar hücum. -Efendim ya AB'ye almazlarsa... ya tarih vermezlerse. Almasınlar, vermesinler. Mühim olan Avrupa Birliği'ne girmek değil, Avrupalı gibi olmak. Daha da mühimi: Bir milleti millet yapan unsurları yakalayıp o ortak ruh'a erişmek. Bu konuya sık sık döneceğim. Futbolcu Ferdinant'ın ağlaya ağlaya ayrıldığı ve hâlâ rüyasında gördüğü Türkiye, milyonda bir de olsa tesadüflere terkedilemez. Yazı: Rauf Tamer Kaynak: Tercüman Gazetesi