İlhan Selçuk'un medya patronu Aydın Doğan'a öfkesi dinmedi. Selçuk, Hasan Cemal'in olay kitabına geniş yer ayıran bu gruba karşı köşesinden 3. mektubunu yazdı.
Abone olCumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni İlhan Selçuk Hasan Cemal'in "Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim" adlı kitabının ardından Aydın Doğan Grubu'na yönelik sert eleştirilerini sürdürüyor. Selçuk köşesinden Aydın Doğan'a 3. mektubunu 'Yaşanan Olayın Püf Noktası...' başlığı ile verdi. -Sayın Aydın Doğan , Berin Hanım' ın aramızdaki özel adını unutmadığınızı sanıyorum: Yadigâr Hanım !.. Rahmetli Nadir Nadi 'den bize yadigâr kalmıştı Berin Hanım, Cumhuriyet'in imtiyaz sahibiydi, o günlerde (1990'lı yıllar) size çok sevimli bir edayla hava atardı: - Basında duayen benim... Berin Hanım'ı yitirdikten sonra medyadaki patronlar arasında duayen (en kıdemli) siz oldunuz. Ama, yalnız duayen olmadınız, medyanın yaklaşık yarısı sizin egemenliğiniz altındadır... Ya Cumhuriyet nedir?.. 1) Fikir gazetesi!.. 2) Çalışanların gazetesi!.. Cumhuriyet sermaye gazetesi değildir... Bizde patron yok!.. Peki, nasıl oluyor da medyanın yaklaşık yarısına sahip bir 'Grup' , çalışanların fikir gazetesine savaş açıyor?.. Hem de kimin eşliğinde?.. Said-i Nursi-Fethullah Gülen 'in gazetesi Zaman'la birlikte... ** Bugün medyada Turgay Ciner 'in Sabah grubu var.. Mehmet Karamehmet 'in Akşam grubu var.. Bu iki büyük grup, Doğan grubu ile Said-i Nursi-Fethullah'ın gazetesi Zaman'ın Cumhuriyet'e ortak saldırı ve sövgü harekâtının dışında kalmışlardır... Ne Turgay Ciner'in güçlü ve çaplı Sabah grubunda Cumhuriyet'e ve bana bir düşmanlık kampanyası açıldı... Ne de Karamehmet'in Akşam grubunda... Peki, Doğan grubundaki bu ilginç ''felsefe'' ya da strateji nereden kaynaklanıyor?.. ** Cumhuriyet bir tek gazete.. Doğan Medya bir kocaman grup.. Bir grup içindeki gazeteler arasında da bir ölçüde rekabet geçerlidir, birbirlerini atlatmaya çalışırlar, aynı grupta olsalar da bir yarış söz konusudur... Ancak geçen cumartesi ve pazar yarış ya da rekabeti bir yana bırakmışlar, Cumhuriyet'e saldırı konusunda birleşmişler... Sözleşmişler.. Yöntem aynı.. Cumhuriyet'e saldırı birinci sayfadan başlatılıyor.. Gazetenin pazar ekinde sayfa sayfa sürdürülüyor.. Doğan Yayınları'nda çıkan bir kitap ortak kaynak olarak gösteriliyor... Böyle bir olay şimdiye dek Türkiye basın tarihinde yok... Dünyada bir eşi olduğunu da hiç sanmıyorum... ** Demek ki Doğan grubundaki gazeteler arasında bir ortak ''irade'' ve tutum ağır basmış, koordinasyon sağlanmış, Cumhuriyet'e sövgü ve saldırı niteliğindeki malum kitap bu yolda kullanılmış... Said-i Nursi-Fethullah Gülen'in gazetesi Zaman da işin içinde... Şimdi bu kitap dinci, İslamcı, şeriatçı kesimde, Fethullahçı çevrelerde kaynak olarak kullanılıyor ve kullanılacak, televizyonlarda propaganda aracı sayılacak, iktidardaki takıyyeci parti bu işten çok memnun kalacak... ** Bir patron çeşitli gazetelerindeki, radyolarındaki, televizyonlarındaki üst yöneticilerini bizzat seçer, yönetimi de onlara emanet eder... Ya sonra ne olur?.. Bir avuç geçmişi belli kişi, Doğan Medya Grubu'nun muazzam sermaye gücünü kendi tutaraklarına göre mi kullanırlar?.. Olayın püf noktası bu sorunun yanıtında ortaya çıkıyor... Aydın Doğan bana yazdığı mektubunda diyor ki: ''- Hafta sonu gazetelerde (gazetelerimde) çıkan yayınlardan haberimin olup olmadığı sorunuza gelince... Hayır yoktu.'' Aydın Bey!.. ''Haberiniz'' olsun!.. Cumhuriyet bu saldırı ve sövgü harekâtına karşı savaşımını verecek ve bu hengâmeden daha güçlü çıkacak... Ama bugün Türkiye var olmak ya da yok olmak savaşımının ta göbeğindedir!.. Laik Cumhuriyetimiz ve üniter devletimiz tehdit altındadır... Türkiye elle tutulur bu tehlike karşısındayken başında bulunduğunuz Doğan Grubu'nun Cumhuriyet'e neden bu kadar düşman ve ''Said-i Nursi-Fethullah Gülen Grubu'' na neden bu kadar yakın olduğunu düşünmek zorundasınız!.. Sevgi ve saygılarımla!..