Özkök Yargıtay'in bildirisini manşetten yayınladığı için Cumhuriyet'ten statükocu küçük gazete diye bahsetmişti. Bugün Özkök'e İlhan Selçuk'tan cevapsız cevap geldi.
Abone olErtuğrul Özkök Yargıtay Genel Kurul bildirisini statükocu küçük gazete diye nitelendirdiği Cumhuriyetin dışında hiçbir gazete tarafından manşet yapılmamasını da kendisine dayanak göstermişti. Cumhuriyet'in "her şeyi" İlhan Selçuk, Özkök'e bugün cevap verdi. Doğan medyası başlıklı yazının içinde Özkök'ün isminden bahsedilmedi. İlhan Selçuk "statükocu küçük gazete" değerlendirmesine de cevap vermedi. Yazı daha çok basının tamamını değerlendiren ve hatta karşısına alan bir usluptaydı. İşte selçuk'un cevabı: Dolan Medyası... Biz yakıştırmadık, medyanın yeni adı halk ağzında oluştu: ''- Yalaka medya!..'' Ülke tarihinde ilk kez medyaya böylesine toptan bir damga vuruluyor!.. Oysa Ecevit 'in başbakanlığındaki üçlü koalisyonda durum başkaydı, AKP tek başına hükümetini kurunca medya önce ne yapacağını şaşırdı, sonra teslim oldu, çünkü bizde Ankara turnikesinden geçmeyince işler yürümüyor... ** Yalaka medya kısa bir süre önce Yargıtay Başkanı aleyhine bir kampanya açtı.. Malzeme nereden geliyordu?.. Derin Devlet'ten!.. Derin Devlet, yasaları hiçe sayarak, Yargıtay Başkanı'nın telefonlarını dinletmişti, cephane Derin Devlet'ten geliyor, gazetelerin manşetlerinde her gün patlıyordu. Mustafa Balbay , geçen gün köşesinde yalaka gazetelerin macerasını şöyle özetledi: ''Yargıtay Başkanı Özkaya 'ya ilişkin haberlerden ilki 300 metrekarelik bir villaya sahip olduğu yönündeydi. Ertesi gün villanın 300 değil, 90 metrekare kadar olduğu, Özkaya'nın emeklilik günleri için eski bir binayı satın alıp tamir ettirdiği anlaşıldı. Ardından yeni bir haber: Villa Özkaya'ya hediye edildi! Ertesi gün gerçek anlaşıldı: Malzemelerin faturası ve ödeme belgeleri var. Hediye değil... Bir haber daha: Villaya malzemeleri Çakıcı 'nın kamyonları taşıdı! Haydaaaa... Demek ki, Özkaya'nın tek tek kamyonların plakasını da saptaması, kamyonlardan temiz kâğıdı istemesi gerekirdi... Sekiz sütuna bir başka haber: ' Çakıcı'nın üç köstebeği ' Manşeti süsleyen fotoğrafların en irisi cüppesiyle Yargıtay Başkanı Özkaya'ya ait. Haberin altını okuyorsunuz, telefon dinleme belgelerinden üç tane yarım tümce... Üçünü birleştir, 1.5 tümce ediyor.'' Neresinden bakarsan bak, basın etiği, gazetecilik ahlâkı açısından yüz kızartıcı bir kampanya!.. Derin Devlet'le medyanın iktidar hesabına işbirliği!.. ** Önce Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu toplandı, Özkaya'ya ilişkin herhangi bir soruşturmanın gereksiz olduğuna karar verdi; sonra 246 üyeli 'Yargıtay Büyük Genel Kurulu' konuyu görüştü; oybirliğiyle bir açıklama yaptı. Bu açıklama yalnız Cumhuriyet'te manşet olarak yayımlandı; Yargıtay Başkanı'nın kimliğinde yargıyı vurmak isteyen basın, Türkiye'nin yüksek yargıçlarından oluşan 246 üyeli 'Yargıtay Büyük Genel Kurulu' nun bildirisini hasıraltı etmek için gazetecilik kuralına ters düşmeyi de göze aldı. Bir ülkede yargının en üstteki 246 yüksek yargıcı toplanır da oybirliğiyle bir açıklamanın altına imzalarını atarlarsa, bu büyük olayı görmezlikten gelmeye çalışmak gazetecilik adına utanç vericidir. Şimdi bizim yalaka basın bir kurnazlık daha yapmaya çabalıyor; Yargıtay Başkanı'na dönük kampanya tezgâhı kof çıkınca, bu kez de Yargıtay Bildirisi üzerine boş lâfları öne çıkarmaya başladılar... ** Yalaka basın bizim gazeteye de elbirliğiyle saldırıyor; çünkü Cumhuriyet Yargıtay Başkanı'na yönelik asılsız kampanyaya girmeyen ve Yargıtay Yüksek Kurulu'nun bildirisini manşete çıkaran tek gazetedir. Bir AKP organı bu konuya bir sayfa ayırmış, diyor ki: ''... 'Kemalist sol' gazete Cumhuriyet dışında hiçbir gazete (Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun oybirliğiyle yaptığı) açıklamayı inandırıcı bulmadı...'' Vah.. vah.. neden acaba?.. Halkın yarattığı mizahın ürünü yeni bir Bektaşi fıkrasını geçen pazar bu köşede anlatmıştım; yinelenmesinde yarar var: Bektaşi'nin çok sevdiği hanımı sizlere ömür... Baba Erenler gazeteye ölüm ilanı vermeye gidince, merakla sormuşlar: - Neden ölüm ilanı veriyorsun?.. Bektaşi: - Gazetelerde yayımlananlar hep yalan çıkıyor; belki bu ilan da yalan çıkar!.. Yazı: İlhan Selçuk Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi