Erzurum'daki özel yetkili savcıların tamamının yetkilerini almasının perde arkasında hangi sebepler var?
Abone olErzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında temelde yürütülen iki ayrı dosya var.
Birincisi Cihaner'in görevi sırasında yaptığı işlemlerle ilgili. Bunlar arasında inşaat işlerindeki usulsüzlüklerden, soruşturma aşamasında yaptığı pekçok hukuksuzluğa kadar önemli ve ağır iddialar var. Bunlarla ilgili Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı ve İlhan Cihaner'in 21 yılla yargılanmasına karar verildi. Fakat Cihaner Başsavcı olduğu için yargılamasının Yargıtay'da yapılması gerekiyor. Dolayısıyla 26 yılla yargılandığı bu 1. dosya Yagıtay'a gönderildi.
İlhan Cihaner'in ikinci dosyası ise önce gözaltına alınıp sonra tutuklanmasına neden olan dosya. Cihaner bu dosyada, terör örgütü üyesi olmak ve organize olarak suça karışmakla suçlanıyor. Cihaner'in Jandarma, MİT ve Askeri personellerle birlikte sivil şahısların içinde olduğu bir yapıyla hareket ettiği bu dosyanın içeriğinde mevcut. Bu çerçevede Cihaner; delil uydurma, silah gömüp bunu polisin üzerine yıkma, Ergenekon adına hareket etme, çeşitli yerlere silah yerleştirerek bu insanların sempatizanı oldukları cemaatleri silahlı terör örgütü kapsamına sokma gibi organize suçlarla soruşturuluyor. Bu dosya soruşturma aşamasında ve CMK 250. madde kapsamında. Başsavcı bile olsa eğer suç CMK 250 kapsamındaysa soruşturmasını ilgili Özel Yetkili Başsavcılık yürütüyor. Bu çerçevede soruşturma sürerken, Cihaner önce gözaltına alındı ve tutuklandı.
Ancak bu ikinci dosyada kovuşturma aşamasına geçildiğinde prosedür şöyle işleyecek. Org. Saldıray Berk'in de bir türlü alınamayan ifadesi alındıktan sonra dosya tamamlanacak. Ve Erzurum Başsavcılığı dosyayı Ergenekonu soruşturan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderecek. Başsavcılık dosyayı inceledikten sonra, Cihaner'in Başsavcı olması nedeniyle kovuşturma aşamasında yargılanması için onun dosyasını ayırıp Yargıtay'a gönderecek. Ve Cihaner Yargıtay'da yargılanacaktı.
Ancak şimdi yeni durum oluştu. HSYK Erzurum'da bu dosyayı takip eden Özel Yetkili Savcı Osman Şanal'la ilgili bir tasarrufta bulunmakla yetinmedi. HSYK Erzurum'daki bütün özel yetkili savcıların bu yetkilerini aldı. Böylece terör örgütü çerçevesinde yürütülen ve CMK 250'ye giren bu dosyaya Erzurum'da bakacak savcı kalmadı. Böylece HSYK istediği adamları atayabilmek için Erzurum'da boşluk oluşturdu. Şimdi HSYK istediği savcıları atayarak Erzurum'daki dosyayı kapatma yoluna gidecek.
Bu çerçevede Org. Saldıray Berk'in rahatlatılması da olayın bir başka boyutu.
Fakat tüm bu sürecin işlemesini sağlayan gelişme Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın HSYK toplantısına katılması, konuyu gündeme almama yetkisi kendisinde olduğu halde konuyu gündeme alması ve Şamil Tayyar'ın deyimiyle "Savcıların kellesini vermesi"....
Olayın diğer bir boyutu ise usul konusu. HSYK bir savcı hakkında direkt böyle bir karar veremiyor. Bir savcı hakkında herhangi bir şüphe veya suçlama varsa Müfettişler olay yerine giderek bütün dosyayı inceliyor. Raporlarını hazırlayıp sunuyorlar. Bu rapor HSYK gündemine alınıyor ve HSYK raporu inceleyip, gerekirse ek deliller isteyip, tarafları dinleyip kararını veriyor. Ancak bu sefer HSYK kendi yasasını ihlal edip direkt olarak böyle bir karar verdi. Bu prosedür meslekten men edilen Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya'da bile yürütülmüştü.