Balyoz darbe planı siyasi gerilimi yeniden yükseltti. İktidarla muhalefetin tartışmalarına bir iletişim profesörü de katıldı.
Abone olNergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Bir tarafta Balyoz Darbe Planı bir tarafta ‘Türkiye’de darbe dönemleri kapanmıştır’ yorumları. Türkiye hangisine inanacağını şaşırdı. Bu şaşkınlığın gerekçesini en iyi açıklayan ise iletişim Profesörü Naci Bostancı oldu. Thing Tang kuruluşlarının bile bu tür senaryolar ürettiğine dikkat çeken Bostancı, “Ama bunu daha önce üç darbe gerçekleştirmiş ve hala elindeki imkanlarla bunu yapabilecek bir kurum yaparsa endişe etmemek mümkün değil” dedi.
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Naci Bostancı ile son ortaya çıkan Balyoz Darbe Planı iddialarını nasıl okumak gerektiği üzerine konuştuk. “Planlar, ürkütücü eylemler, darbede faydalanılacak isimler listesi… ne görüyorsunuz” sorumuza Bostancı, “Kesin kanaate varmak mümkün değil, ama…” diyerek şunları söyledi:
“Ortaya çıkan darbe planıyla ilgili kesin bir şey henüz yok ama ipuçları ve geçmiş tecrübeler üzerinden yorumlar yapılıyor. İsimlere bakıyoruz. Söz konusu sivil çevreler cunta içinde yer alırlar mı kesin olarak bilemeyiz ama liste çok da Allah Allah dedirten bir liste değil. Tabi bu ismi geçenlerin cuntacı oldukları ve destek verecekleri anlamına gelmiyor ama kimi yerde plan yapanlarla temas kurmuş olabilirler. Bir de toplum mühendisliği yaygın bir iştir. Benzeri örnekleri çoktur.”
TSK DARBE YAPAR MI?
Ortaya çıkan son darbe planı iddiası yeniden gerilimi yükseltti. TSK komutası darbelere yönelik tavrını açıkça ortaya koyuyor ama kuşkular bitmiyor. Bostancı bu durumla ilgili de şunları söyledi:
“Silahlı kuvvetler Türkiye tarihinde üç kez darbe yaptı. Bunları birlikte okuduğumuzda TSK demokrasi dışı yöntemlere sahip bir karaktere sahip. 28 şubat öncesi için bunu rahatlıkla söyleriz. 28 Şubat’tan sonra bunun artık daha zayıf bir ihtimal olacağını düşünmeye başladık, ancak asker demokrasi dışı yollara başvurma anlayışından ne kadar uzaklaştı. Bu kamuoyunda bir soru işareti olarak duruyor. Özden Örnek’in günlükleri somut bir veriydi. Bunun gibi şeyler bulanıklığı arttırıyor.”
ACABA KUŞKUSU
Son ortaya çıkan darbe planları AK Parti’nin iktidara geldiği 2002-2003 yıllarını kapsıyor. Bostancı “Bu planlar gerçekleşmediğine göre kurgusal” diyor ama endişesini de paylaşmadan edemiyor:
“Bu tür planları büyük Think-thank kuruşuları da yapar. Ama bir ordu yaparsa bunu gerçekleştirme konusunda elinde imkanlar var. Tabiî ki bundan endişelenmemek, “Acaba” kuşkusu taşımamak mümkün değil.”
2003 YILINDA DARBE ORTAMI VAR MI?
Bostancı, “2003 koşullarına baktığınızda siz ne görüyorsunuz?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Her şeyi hukuki süreç içinde anlayacağız. Ordunun kışkırtma planları içinde yer alacağına inanmak istemiyorum. Ama şunu düşünmeden de edemiyorum. 2003 yılında Türkiye’de bir darbe ortamı yok. Yeni bir parti gelmiş. Krizden çıkılmaya çalışılıyor. Körfez savaşı kara bulutları var. Ülkenin içinde darbeye neden olacak toplumsal olaylar yok. Bu koşullarda darbe olmaz. Toplumsal ortamları elverişli hale getirmek için acaba provokasyonlar planlanmış olabilir mi? Türk ordusunca yapılmış olmasını kabul etmek istemem, ama kimi çevreler yapmış olabilir."
KUSMA GİBİ İNŞA SÜRECİ
Darbe planlarının ortaya çıkması Türkiye’nin geleceği için bir şans olabilir mi? Daha demokratik bir Türkiye bu tartışmaların ardından daha sağlıklı oluşturulabilir mi? Bostancı’nın bu soruya da yanıtı var. Bostancı şunları söyledi:
“Türkiye yeni inşaat ve işletme süreci yaşıyor. Ama bunu kusma gibi yaşıyor. Ama kusma biçiminde ortaya çıkan inşaat süreci ölçünün kaybolduğu bir sarsılma dönemine neden oluyor. Bunlar konuşulurken kamuoyu sakin bir şekilde takip etmeli, hukukun ne diyeceğine kulak vermeli. Ülke demokratikleştikçe iktidar da demokratikleşecek.”