Çok yakında dolaşıma girecek olan bu iki kavrama yavaş yavaş ısının: Nudizm ve Naturizm... İşte kendisini 'nudist' olarak tanımlayan İlayda'nın kaleminden nudizm...
Abone olBildirişim dilimize iki yeni kavram daha girmeye hazırlanıyor:
Nudizm ve Naturizm...
"Nudizm ve naturizm de ne ola ki?" demeyin!
Kendisini 'nudist' olarak tanımlayan İlayda Çokuluslu'nun "Nudist, naturist: Çıplak hayatlar!" başlıklı yazısından birlikte okuyalım:
- Nudizm ve natürizm… Henüz memleketimizde pek yaygın olmayan iki terim, iki yaşam biçimi… Of, bu böyle olmaz ki! Acayip ciddi bir giriş oldu. Sizi bilmem ama ben bile okuyamam böyle bir yazıyı, içim daralır, bu ne böyle ya! Kendimi gözlükleri burnunun ucunda, lisedeyken dersime giren hiç evlenmemiş, uzun kırmızı tırnaklarını gözümüze soka soka ders anlatan fizik hocama benzettim.
Neyse baştan alıyorum. Nudizm ile natürizm. Bakın aldım. Bu iki kelimeyi duyan vaaar, duymayan var…
Şimdi diyeceksiniz ki “Bu kadın ne diyor?” Az durun, hemen anlatıyorum ve ansiklopedimsi bilgiye geçiyorum. Birbirine çok benzeyen, ancak elitlik yönünden çift yumurta ikizi kadar da farklı iki ayrı yaşayış biçimi. Nudizm, sınırlı sorumlu alanlarda çıplak yaşamak olarak adlandırılıyor. Nudistler, çıplaklıklarını ev, otel, kamp gibi yerlerde yaşarlar. Natürizmlerse her yerde… Bir nudistle bir natüristin arasındaki tek ortak nokta çıplaklık. Benzer olmayan yönleriyse, bir natürist asla sigara ve alkol kullanmaz. Doğal olmayan hiçbir yiyeceği tüketmez, vejetaryen hayat biçimini özümser. Bol bol spor yapıp, kara, güneşe, zorlu doğa şartlarına karşı annesinden doğmuş şekilde başkaldırır. Acayip sağlıklıdır. Derisi zorlu şartlara alışık olduğu için asla hastalanmaz. Nudistlerse bakımlıdır ve istedikleri şekilde beslenirler.
Gelelim ülkemize. Bu ülkede de nudistler var, ancak ve maalesef, bu yaşam şekli de yeni olan pek çok şeyin suyunu çıkartma olayı gibi adabıyla uygulanmıyor. Marjinal olacağım, farklı yaşayacağım diye poposunu yırtan küçük bir kısım insan topluluğu (magazin basınında sıkça yer alan, ama adları bende kalan) tarafından mahvedilmiş durumda. Cam kapı açık cıbıl cıbıl dolaşıp, balkona ve bahçeye de yine aynen öyle anadan üryan çıkabiliyorlar. Sonra da paparazzilere yakalanıyor ve zavallıcıklar dertlerini anlatamıyorlar. Oysa ki onlar bir nudist, magazinci arkadaşlar, neden anlamıyorsunuz?! Cık cık cık, Allah Allah ya :) Teşhircilik değil ki. İnsan evinde istediği gibi dolaşma özgürlüğüne, seyredilmeye bayılıyorsa perdelerini açık tutma hakkına sahiptir.
Natüralistlerse çıplaklık anlayışını dağda, bayırda, sokakta kısıtlamadan her yerde yaşarlar dedik ya, sadece dedik. Çünkü bu ülkede bunu yaşamanız im-kan-sız! Hemen götürüverirler merkeze, atıverirler nezarete yani… O yüzden ülkemizdeki natüralizm olayını es geçiyorum, çünkü yok. Varsa bile onlarda çiftlik gibi bir yerde toplumdan uzak yaşamak durumundadırlar.
Şimdi siz gözünüzde böyle yaşayan insanlar nasıl olur diye hayal ediyorsunuzdur, eminim. Durun ben sizin yerinize hemen hayal edivereyim.
Önce natürist bir kadını ele alalım. Dikkat edin, adam demiyorum, çünkü doğada her şeyin dişisi güzeldir. Ayrıca natürist bir adamı hayal etsem, bu Ramazan günü eminim hepinizin midesi bulanır, kusarsınız. Hayalimizdeki rol model kadın natürist ya, bacaklarındaki tüyler olmuş on santim. Kaşlar birbirine girmiş, tırnaklar uzayıp kıvrılmış, kırılmış. Suratta doğal yaşam şartlarından oluşan parçalı bulutlu renk farklılıkları. Asla sabun kullanılmadan yıkanmış tende çeşit çeşit katmanlar! Iııy yani!
Nudist öyle mi ya? Değil. Bakımlı. Her şeyi (kişiden kişiye değişir) yiyip içiyor, manikür-pedikür tamam, saçlar matlaşıp birbirine girmemiş, mis gibi kokuyor. Yani her tarafı pırıl pırıl, bakımlı ve yine tıpkı natürist gibi çıplak.
Aslında terimleri, tarifleri, şunları, bunları bir kenara bırakalım… Hepimiz natüralist olarak doğmadık mı sanki? Küçük bir çocuk en çok neyi sever? Tabii ki onu soyduğunuzda elinizden kaçmayı. Çünkü öyle doğmuştur ve giysiyi reddeder. Evin içinde neşeli çığlıklar atarak onu yakalamamanız için elinden geleni yapar. Ama çok geçmeden o da doğallığın bu ülkede en azından görsel olarak yaşanamayacağını görür ve çok arzu ederse kategori değiştirip aynen benim gibi nudist olur.
Aslında itiraf edecektim, ettim bile galiba! Nasıl bir nudist olduğumu söyleyip, kişiden kişiye değişen bu yaşam biçiminin bendeki özelliklerini anlatacaktım ama vazgeçtim. Şimdi bunu da yazarsam adım iyice manyağa çıkacak. O yüzden en iyisi susmak. Bir, ki, üç tıp diyor ve susuyorum… :)
Aslında susmamın bir diğer sebebi de işin sevgili kanadı… Sevgilim, ‘nudistliğimi sadece sen bileceksin aşkım. Sen yokken asla nudist olmayacağım’ yeminimi bozduğumu görecek ve ‘İnanmıyorum sana! Tutup onu da mı yazdın, yuuuh!’ diyecek ve muhtemelen facia çıkacak.
Kendimi ciddiyete davet ediyor ve son sözlerimi söylüyorum. Türkiye bu iki yaşam biçimine Avrupa’da olduğu gibi henüz hazır değil. Etraf sapık dolu. Nudist ya da natürist hatunları açık perdelerin arkasından gören erkekler ne tarafa bakacağını bilemeyeceğinden o gözler fıldır fıldır dönecek, hatta ve hatta yerlerinden fırlayacak. Hafazanallah deyip nudistliğinizi sadece kapalı perdeler arkasında yaşamanızı önemle tavsiye ediyorum.
Yazı: İlayda Çokuslu
Kaynak: www.ixtanbul.com