Bildiride, İlahiyat fakültelerinin birincil görevinin bilimsel bilgi üretmek olduğunu vurgulandı.
Abone olAnkara Üniversitesi (AÜ) İlahiyat Fakültesi'nin ev sahipliğinde 22 dekanın katılımıyla gerçekleştirilen ve 2 gün süren "İlahiyat Fakülteleri 10. Dekanlar Toplantısı", okunan sonuç bildirgesi ile sona erdi. AÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mualla Selçuk'un okuduğu ortak bildiride, toplantının her türlü politik ve ideolojik kaygıdan uzak, tamamıyla bilim ve düşünce zemininde, önceden kararlaştırılmış bir gündem çerçevesinde gerçekleştirildiği belirtildi. Selçuk, okuduğu bildiride, İlahiyat fakültelerinin birincil görevinin bilimsel bilgi üretmek olduğunu vurgulayarak, İlahiyat alanındaki bilimsel çalışmaların, İslam dünyasının diğer kesitlerindeki çalışmalara göre ileri bir seviyede olduğu belirtti. Selçuk, Türkiye'de İlahiyat fakültelerinin uluslararası anlamda lisans ve lisans üstü öğretim yapabilecek bir statüye kavuşturulmasına ihtiyaç olduğunu da ifade etti. Bildirgede, belli dönemlere ait yorumları dogmatikleştirmenin, doğruluğun ölçütünü belirli zaman, mekan ve şahıslara tahsis eden yaklaşımların ve dini bir ideoloji olarak algılayan radikal tavırların, İslam'a zarar verdiğine de dikkat çekildi. Selçuk, bildirgede eğitim ile ilgili olarak, araştırmacı din bilginleri yetiştirmek yanında hem örgün hem yaygın eğitim alanında görev yapacak nitelikli eleman yetiştirmenin, ilahiyat fakültelerinin görev alanı olarak tanımlandığı ifade ederek, "İlahiyat fakülteleri toplumsal değişim ve ihtiyaçlar doğrultusunda insanlara doğru dini bilgiyi sunabilecek, toplumsal barışın sağlanmasına katkıda bulunabilecek, dinin istismarını önleyecek, diğer inançlara saygı ve hoşgörüyü öğretecek birikime sahiptir" dedi. Selçuk, ilköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi programının bu fakültelerde de açılmasının, bu alandaki öğretmen ihtiyacının karşılanması için önemli olduğu belirterek, Ortaöğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ve Meslek Dersleri Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans Programı'nın, uygulama yeterliliğine sahip ilahiyat fakültelerinde de açılması gerektiğine işaret etti. Selçuk'un okuduğu bildirgede, şu görüşlere yer verildi: "İlahiyat fakülteleri, dini asıl kaynaklarından öğrenen ve bilimsel verilere dayanarak yorumlayan, dini ve kültürel mirası geliştiren ve karşılaşılan problemlere çözüm üretebilen, yapıcı eleştiriye, farklı görüş ve inançlara saygılı olan, taklit eden değil, sorgulayan ve seçim yapabilen, yeni bilgilere açık olan ve kendini geliştirebilen, toplumdaki çeşitli dini oluşumları ve çağın ihtiyaçlarını bilim ve aklın ışığında analiz edebilen bireyler yetiştirmeyi ortak hedef olarak benimsemektedir."