BIST 9.916
DOLAR 35,22
EURO 36,67
ALTIN 2.962,12
HABER /  GÜNCEL

İlaç israfında çok öndeyiz

İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, Türkiye’de ilaç kullanımının yaygın olmasının yanında, ilaçların yazılma koşullarının da savurganlığa yol açtığını kaydetti.

Abone ol

İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, Türkiye’de halen tavsiyeyle ilaç kullanımının yaygın olmasının yanında, ilaçların yazılma koşullarının da savurganlığa yol açtığını kaydetti. Tuncay Sayılkan, “Gereksiz ilaç kullanımı ve savurganlığın önlenmesi için kurumların otomasyona geçmesi gerekli. Ortak bir programla bu işten en karlı çıkan devlet olur” dedi. Sayılkan, 2003 yılında en çok satılan ilk 10 ilacın üçünü, depresyon tedavisinde kullanılan ilaçların oluşturduğunu ifade ederek, “Ülke birden bire 2002’den sonra inanılmaz depresyon krizi mi yaşıyordu? Bunların hepsi de nedense çok pahalı ilaçlar” dedi. Devletin bu yıl ilaç savurganlığıyla ilgili önlem alarak, ilacı sadece uzmanının yazabileceği koşulunu getirdiğini belirten Sayılkan, bu şekilde gereksiz ilaç tüketiminin aşağıya çekileceğini söyledi. Sayılkan, bugün ülkede Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde olan, bilgisayar ortamında reçete kullanılması uygulamasıyla ilaç savurganlığının ve gereksiz kullanımın önüne geçildiğini belirterek, bu yöntemle kurumun ve genelde ülke ekonomisinin korunduğunu ifade etti. “EVLERDE SAĞLIK DEPOLARI OLUŞTURULUYOR” Bütün kurumların, bu şekilde ilaç savurganlığını önleyen, akılcı kullanım sağlayan uygulamayı benimsemesi gerektiğini vurgulayan Sayılkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak halen ülkede eski yöntemlerle ve çok ciddi olarak ilaç kullanan bazı sosyal güvenlik kurumlarına bağlı bir kitle var. Beni esas kaygılandıran, mensuplarının 34-35 milyonu bulduğunu bildiğimiz SSK. Bu kurumda yaşanan, bir ilacın çok pahalıya alınmasıyla ilgili olay gündeme taşınırken, asıl göz ardı edilen gerçek, SSK’da aynı hastanın, aynı ilde, kurumun değişik hastanelerinden, aynı ilacı birer gün arayla alabilmesi. Demek ki, hastanelerin arasında kendi ağ bağlantısı yok, bir bilgisayar programı yok. Bir vatandaş, 4 ayrı hastaneden, 4 günde aldığı ilaçlarla evinde ciddi bir ecza deposu oluşturabiliyor. Bu da ülkenin gerçekten kısıtlı imkanlarına darbe vuruyor.” “TEKNOLOJİYLE İÇ İÇE YAŞAYAN ÜLKE” Türkiye’nin artık teknolojiyle iç içe yaşayan bir ülke olduğunu ifade eden Sayılkan, bütün kurumları ve eczaneleri kapsayacak bir programın hazırlanarak, ilaç yazılımında otomasyona gidilmesi gerektiğini kaydetti. Sayılkan, “İddia ediyorum, bu işten en karlı çıkacak olan da devlettir” dedi. Sayılkan, Türkiye’de halen tavsiyeye dayalı ilaç kullanımı ya da hekim seçimi bulunduğuna işaret ederek, inanılmaz bir savurganlıkla boşa giden milli değerlerin söz konusu olduğunu kaydetti. Sayılkan, “Ülkenin kısıtlı imkanlarından sağlığa ayrılmış bir bütçe var ve yeterli değil. Siz bunu bu şekilde yanlış kullanırsanız, sıkıntı kaçınılmaz olur” dedi. Sayılkan, yerinde, önerilen dozda ve zamanında kullanılmayan ilaçların fayda yerine zehir etkisi taşıyacağına da işaret etti. Bugün ilaç sektörünün, dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de çok hızla büyüdüğünü ifade eden Sayılkan, çok yeni, son teknoloji ve iyi araştırılmış ilaçların çıktığını, ancak hepsinin çok yüksek fiyatlarla sunulduğunu anlattı. Sayılkan, bu konuda bir takım kriterlerin konulması ya da daha sıkı denetlenmesinin önemine değinerek, “Bu kadar pahalı ilaçların, bu kadar yüksek oranlarda tüketiliyor olmasında hepimizin suçlu olduğunu düşünüyorum” dedi.