Cemil Çiçek'ten kaset uyarısı
Abone ol * Sizce Türkiye'de neler oluyor?Ben üniversiteye 66'da girdim; 66'dan sonra ne zaman Türkiye belini biraz doğrultacak olsa bu tür olaylar hep gündeme geliyor. Bu toplum bu tür yıldırma, karamsarlık, yılgınlık meydana getiren olayları yaklaşık 40 yıldır yaşıyor. Bu yüzden sıkıyönetimler, olağanüstü haller ilan edildi.
* Demirel de birkaç gün önce 60, 80 darbelerini anımsattı ve bu tırmanışı sona erdirmenin tek yolunun erken seçim olduğunu söyledi...
Sayın Demirel'in söylediklerinin ne anlama geldiği konusunda zaman zaman tereddüde düşüyorum. Kendi felsefesi açısından gayet kolay izahını yaptığı şeyleri ben o kadar da kolay izah edemiyorum. Elbette seçim, demokrasilerde önemli bir enstrüman. Belli tartışmaları bitirmek açısından da önemli. Ancak biz bu sonucu henüz çıkaramadık. Seçim yaptık, ertesi gün yeniden aynı lafları telaffuz ettik.
Siyasetin zemheri ayı
* Öyle bile olsa erken seçime zorlayan bir atmosfer yok mu sizce?
Aslında biz siyasetin zemheri ayına girdik. Zemheri ayı 13 Ocak-13 Şubat aylarını; karın, kışın, buzlanmanın olduğu bir ayı ifade eder.
* Baharı da erken seçim mi olacak?
Hayır, ben siyasette bir gerginlik ortamında olduğumuzu söylemek istiyorum. Bu gerginlik nereden çıkıyor, asıl ona bakmak lazım. Cumhurbaşkanlığı tartışmasını bu hükümet gündeme getirmiyor. Şimdi eğer terörden medet umarak seçimi zorlamak gibi yanlış bir sonuç çıkarıyorsak; demokratik bir yolu antidemokratik yoldan elde etmeye çalıştığınız ortaya çıkar.
* Sizce terörden medet umanlar mı var?
Var, öyle olduğu anlaşılıyor. Bakınız, önümüzdeki dönemle ilgili ben bu partinin karşılaşacağı ana istikametlerden birkaç tanesinin genel başlıklarını söyleyeyim; çünkü o kesimler altını doldurmaya çalışacaklar. Birincisi AKP kitle partisi. Bu imajını zedelemek için çaba gösterilecektir. Nasıl? Filanca yerde harem-selamlık; 1.5 ay gündemde tutulan içki yasağı meselesi. Niçin? "Siz bakmayın böyle dediklerine, aslında şudur" demek için. Daha ne bulabilirlerse bulacaklardır.
* Mesela bir kaset bekliyor musunuz?
Benim beklemem önemli değil. Ama başkalarının gayretleri olacaktır.
* Yani çıkar mı?
Kimin elinde ne var, ben bilmiyorum. Kimsenin evini barkını da, kimsenin beynini de aramıyoruz biz.
* Yani bir kampanya mı başladı?
Ben bunu görüyorum. Bir karalama, siyasette belden aşağı vurma dönemine girdik. Bu istikamette kaset de çıkabilir. Mesela birinin elinde bir kaset vardır. Konuşmayı ne zaman yapmışsınız? 1973'te. Sene kaç? 2006! 73'teki kaset 2006'da niye ve kimin tarafından çıkartılır? 20 sene evvelki eski defterleri çıkarmak, zoom yapmak netice itibariyle bir kampanyadır.
* 28 Şubat öncesindeki Ocak ayını hatırlatıyor mu size?
Birçok şeyi hatırlatıyor.
* Belki daha seyreltilmiş bir 28 Şubat arifesi yaşanıyor olabilir mi?
Bu işleri yapanlar da epey tecrübe kazandılar elbette. Daha iyi kapatıyorlar. İkincisi "Siz bakmayın bunların AK Parti olduğuna! Bunlar yolsuzluklar yapıyor" dediler, diyeceklerdir de... Birtakım olayları genele yayacaklardır. Bunu da yazın bir tarafa. Üçüncüsü diyeceklerdir ki, "Bakın bunlar Türkiye'yi yönetemiyor." İşte bunu söylemenin en önemli enstrümanı da terör.
Yüreğimiz yanıyor
* Şu anda soğukkanlı olmanın imkanı var mı?
Bu çok zor. Hepimizin yüreği yanıyor. Hele de hayatını kaybeden insan sizin yakınen tanıdığınız biriyse... Benim vilayetimde vali yardımcılığı yaptı; gelini bizde, burada hakim olarak görev yapıyor. Hukukum olan insan. Kaç kez oturmuşuz, konuşmuşuzdur. Böyle bir ortamda insanların soğukkanlı olması elbette çok zor. Ama bir de bu türlü bulanık sularda balık avlanmaya çıkanlar olur. Bunlar illegal örgütlerdir, provokatörlerdir. Bir de kabız siyasetçiler vardır. Bunların fikri yoktur. Şu kadar zamandır siyasetin içindedirler bir şey koymamışlardır ortaya ama bu işlerden de medet umarlar. Tek bir kişi kasttetmiyorum; asla! Ama sorun üretmek yerine, sorunun kendisi olmayı becermiş siyasetçiler vardır. Onlar da heyecanlı nutuklarla bu türlü ortamlardan yararlanmaya çalışırlar.
Lanetlenecek gerekçe
* Bu olayın kaos ortamı yaratarak AKP'yi seçime zorlamak için yapılmış olabileceği aklınıza geldi mi?
Ben bunu aklıma getirmek bile istemem. Bu o kadar lanetlenecek bir gerekçe olur ki... Bunun için insan hayatının heba edilecek olması iğrendirecek bir olay olur. Yazıktır yani...
* ABD'nin Ortadoğu planları için AKP'den vazgeçtiği ve düğmeye bastığı iddiası bu olayla örtüşüyor mu?
Böyle kabul edersek o zaman yine bir tezgahın içindeyiz demektir.
* Sizce bu olayın faili belli mi?
Biz de zaten olayın arkasını çıkarmaya uğraşıyoruz. Somut olarak kimin yaptığı belli ama örgüt bağlantısı var mı, bu silah başka yerde kullanılmış mı, kararı kim verdi, onu araştırıyoruz.
* İran'ın Kum kentine gönderilen Alparslan Arslan bu kişi mi?
Bazı isim benzerlikleri oluyor.
* M. Ali Şahin'in sürpriz dediği zanlının Türk-İslam'cı çıkması mı?
Onu bilemem. Ama bilgi kirlenmesi yaşandığı kesin. Onat Kutlar olayını anımsayın. Başka bir terör örgütü denmişti, ama arkasından başka bir terör örgütü çıkmıştı.
* Mumcu, Kışlalı, Aksoy ve diğer tüm olaylarda da hep birileri bulundu ama resmin tamamı asla görülemedi. Bu da öyle olabilir mi?
Görebiliyorsak, biz görmeyi isteriz. Bu noktada da çok kararlıyız.
Ben de bu ülkenin insanıyım, geçmiş olsun demeleri gerekmez mi?
* Az önceki basın toplantınızda canlı bomba olayında beklediğiniz yerlerden geçmiş olsun gelmediğini anımsattınız. Kimleri kasttettiniz?
Yeni bir tartışma açmak istemiyorum; o yüzden söylemem. Ama benim vatanseverliğimi, rejime sadakatimi hiç kimseyle tartışmam. Ben de bu ülkenin insanıyım ve kelle koltukta görev yapıyorum. Bize de bir geçmiş olsun demek gerekmez miydi? Birbirimizden şüphe etmememiz lazım. Buna başladığımızda birbirimizden şüphe edecek binlerce neden bulabiliriz. Türkiye'yi bu atmosferden kurtarmamız gerekiyor.
Başbakan'a bir saldırı olsa medyayla mı ilişki kurulacak?
* 2 gündür yapılan eylemleri nasıl buluyorsunuz; bugün Anıtkabir ziyaretini mesela?
Hakim ve savcılarımız o eyleme katılabilsin diye garajımızdan servis kaldırdık ve bunu da tüm birimlere duyurduk. Bu insani bir meseledir. Zerre kadar insani duygusu olan bir insanın bu olayı telin etmemek için gerekçesi olamaz. Benim artık tek bir isteğim var: Birbirimize önyargıyla bakmayalım. Ve mümkün olduğunca soğukkanlı düşünmeye çalışalım. Bana bir gazetenin hedef göstermesini soruyorlar. Ama bir yasa çıkardığımızda da özgürlükler kısıtlanıyor diye kıyamet koparılıyor. Bu tip olaylar sırasında değer yargılarımız bile değişiyor. Onun için itidal, demokratik bir sabırla şüphelerden arınmalıyız.
* Sizce Başbakan'ın Danıştay'a yönelik eleştirilerinde kantarın topuzu kaçtı mı?
Peki bir de olaya şöyle bakın; Allah korusun aynı konuşmalar veriliyor, veriliyor, veriliyor. Ya biri çıkıp da Başbakan'a ya da başka birine saldırı düzenlese o zaman bire bir ilişki mi kurmak gerekecek? Bu bizi nerelere götürür?
Söyleşi: Devrim Sevimay
Kaynak: www.vatanim.com.tr