Avrupa Konseyi Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu Ortadoğu'nun Tayyip Erdoğan gibi bir lider istediğini söyledi
Abone olTWİT-ÜL HAVADİS- Bütün dünya Tunus'ta ve Mısır'da yaşanan gelişmelere kilitlendi. Gelişmeleri ise El Cezire'nin yanında Twitter, Facebook gibi sosyal paylaşım ağlarından takip ettik, ediyoruz. Bu süreç bir kez daha sosyal paylaşım ağlarının önemini göstermiş oldu tüm dünyaya.
Tunus'ta ve Mısır'da yaşananlar bizde kimileri tarafından "isyanları Türkiye tetikledi" yorumlarına yol açarken kimilerin de ise Türkiye'de bir isyanın çıkması umudu doğurdu. Twit-ül Havadis işte bu konuları Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu'yla konuştu.
Ocak 2010'da Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanlığı'na ilk defa bir Türk'ün seçilmiş olması hepimizde büyük heyecan yaratmıştı. O günden bugüne başarılı bir başkanlık dönemi geçiren Mevlüt Çavuşoğlu yeni dönemde de başkan seçildi. Biz de yeniden başkan seçildikten sonra ayağının tozuyla ülkeye gelen Çavuşoğlu'nu Twit-ül Havadis'e konuk ettik.
Hem Facebook hem de Twitter'ı aktif şekilde kullanan Çavuşoğlu'nun takipçileriyle diyaloğu, sosyal medyanın gelişimi ve dünyayı kasıp kavuran Tunus ve Mısır direnişleri hakkındaki görüşleri, yeni dönemde Avrupa Konseyi'deki hedefleri üzerine konuştuğumuz Mevlüt Çavuşoğlu bakın neler söyledi...
Twitter'ı kullanmaya ne zaman başladınız?
Twitter'ın önenli bir sosyal paylaşım ağı olduğunu düşünüyorum. İlk çıktığı zamandan beri biliyordum ama Avrupa Konseyi'ne başkan seçildikten sonra katıldım. Çünkü yaptığımız çalışmaları içerde ve dışarda iyi anlatmamız gerekiyordu. Hem İngilizce hem Türkçe olarak çalışmalarımızı paylaşıyoruz.
Facebook hesabınızı da aktif kullanıyor musunuz?
Evet her ikisini de aktif bir şekilde kullanıyorum.
HOLOCAUST'U YAZDIM TEPKİLER ALDIM!
Paylaştığınız twitlerle ilgili geri dönüşler nasıl?
Gayet güzel. Mesela ırkçılıkla ilgili görüşlerimizi bildiyoruz. Konuyla ilgili halktan, basından ya da araştırma kuruluşlarından geri dönüşler oluyor. Bazı düşüncelerimizi eleştirenler de oluyor. Onlara da niye öyle yaptığımızı yine Twitter aracılığıyla açıklıyoruz. Geçen Holocaust'u yazdım mesela. Bazıları şu andaki İsrail Türkiye ilişkilerinden dolayı eleştirenler oldu. Ama biz onlara bunun kime karşı yapılırsa yapılsın bir insanlık görevini anlattık. Hiç bir dine hiç bir ırka hiç bir mezhebe etnik gruba karşıtlığımız yok. Hem görev olarak hem de insani olarak. Eleştiri de olsa takdir de olsa güzel mesajlar alıyoruz. Zaman zaman gençlerden konferanslara davetler alıyoruz. Bu şekilde karşılık bir iletişim kurmuş olduk.
Twitlerinizi siz mi atıyorsunuz, danışmanınız mı atıyor?
Yüzde 90 kendim atıyorum. Ama diyelimki bir konuşmam bir sitede haber oldu o zaman basın müşaviri arkadaşımız linkleri ekleyerek Twitter'dan, Facebook'tan veriyor. Ama vatandaşlarla olan iletişimi ben kuruyorum. Mesela geçen Cumhurbaşkanımız konuşurken "Cumhurbaşkanımız şu an kürsüden konuşuyor" diye bilgisini geçtim. Hatta tribünde oturan gazeteci arkadaşlar ordan görmüşler twitlerimi "hemen anında geçiyorsunuz" dediler.
Sosyal medyanın gelişimini nasıl değerlendiyorsunuz?
Ben çok olumlu bakıyorum. Bir çok insan gerek siyasetçi gerak gazeteci, kendi köşesinde kendi makamında söyleyemediği şeyleri samimi bir şekilde buarada paylaşıyor. Örneğin bir gazeteci haberini yapar ama yorum yapmaz. Buralar insanlara yorum yapma imkanı tanıyor. Siyasetçi de öyle. Yazılanlara bakınca zaman zaman kişisel şeylerini de yazdıklarını görüyoruz. Böylece bir çok kişinin bildeğiniz yanlarına da tanık oluyorsunuz. Gayri resmi bir ortamda insanların fikirlerini bu şekilde paylaşması çok güzel.
Mesela Ortadoğu'daki gelişmeleri El Cezire'nin dışında orada bulunan gazeteci arkadaşların yazdıkların ve halkın yazdıklarında öğreniyoruz. Dolayısıyla gelişmelerle ilgili perde arkasını da görmüş oluyorsunuz.
ÇAVUŞOĞLU KİMLERİ TAKİP EDİYOR?
Takip listenizdeki herkesi tanıyor musunuz? Tanımadıklarınız var mı?
Kişisel olarak tanımadıklarım var.
Peki neye göre takibe alıyorsunuz?
Bölge dengesi gözetiyorum. Ortadoğu ve Avrupa'yı yakından takip ediyoruz. Değişik ülkelerden değişik bölgelerden hem gazeteleri hem gazetecileri takip ediyorum. Bazı milletvekili arkadaşlarımız var, bakanlar var, Cumhurbaşkanı, Başbakanımız var.
Avrupa Konseyi'nden takip ettikleriniz var mı?
Evet var ama daha az sayıda. Çünkü Konsey'dekiler Facebook'u daha çok kullanıyorlar.
Takip etmekten zevk aldığınız isimler kimler?
İsim vermem doğru olmaz. Ama merak ettiğim kişiler oluyor.
Blokladığınız insanlar oluyor mu? Oluyorsa neden blokluyorsunuz?
Oluyor tabiki. Twitter'ı amacının dışında kullanan insanları blokluyorum. Beni eleştiren değil ama ordaki seviyeyi düşüren insanlar oluyor,onları blokluyorum. Bir de spamciler oluyor. Nasıl ki email spamcileri oluşmaya başladı burda da spamciler var. Aynı konuda aynı mesajı herkesi defalarca atıyorlar. Onları blokluyorum.
AVRUPA KONSEYİ MISIR'A NASIL BAKIYOR?
Tunus'ta ve Mısır'da olan olayların Avrupa Konsey'inde yankısı nasıl?
Tunus için geçen haftaki genel kurulda acil oturum düzenledik. Yakından takip ediyoruz. Aslında bizim o bölge için "demokrasi için ortaklık" diye bir programımız var. Bu olaylar patlamadan Bin Ali ülkeyi terketmeden iki üç gün önce bu amaçla Tunus'taydım. Fas ve Filistin'den de resmi talep geldi. Biz özellikle Akdeniz'in güneyindeki ülkelerle ilişkileri çok iyi tutmaya çalışıyoruz. "Demokrasi için ortaklık" programımıyla Avrupa Konseyi'ne entegre ediyoruz.
Gelişmeleri takip ederken bir yandan da endişe duyuyoruz. Her şeyden önce şimdi ne olacak? Sonrası ne olacak? Bir diktatörlük, katı bir rejim giderken yerine yine aynı şekilde bir rejimin gelmemesi lazım. Demokrasi gelsin istiyoruz.
Sizce bundan sonra ne olur?
Bence bundan sonra Mısır'da yeni bir hükümet gelmeden, bir değişim olmadan bu durumun düzeleceğini düşünmüyorum.
ORTADOĞU ERDOĞAN GİBİ BİR LİDER İSTİYOR
TÜRKİYE'DE İSYAN BEKLEYENLER ZAVALLI
YENİ DÖNEMDE HEDEFLERİ
Peki bu bölge halkının isyanlarında Türkiye'den etkilendiklerini söylemek mümkün mü?
Ben öyle düşünmüyorum. Türkiye'deki gibi bir demokrasinin gelmesinin yolu bu değildir. Ama şu da bir gerçek o ülkelerdeki halk AK Parti gibi bir iktidarın gelmesini istiyorlar bunu açıkca da söylüyorlar. Erdoğan gibi bir liderlerinin olmasını sadece Mısır, Tunus değil tüm Ortadoğu ülkelerinin halkları istiyor. Ve AK Parti'nin 8 yılda gerçekleştirdiği demokratikleşme ve kalkınmayı da ülkelerinde görmek arzusundalar.
Bu ülkeler 20-30 yıldır baskıcı bir rejimle yönetilmişler. Her şey baskı altında. Tunus'ta bir tek yabancı gazetecinin girmesine izin verilmiyor, internet süzgeç altında. Ben Tunus'un bu kadar kapalı bir ülke olduğunu gidene kadar bilmiyordum. Dolayısıyla şimdi halk isyan ediyor.
TÜRKİYE'DE İSYAN BEKLEYENLER ZAVALLI
Türkiye'de de bir isyan beklentisinde olanlar merak ediyorum bunu hangi sebeple söylüyor. Türkiye'de halk AK Parti iktidarının baskı uyguladığını düşünse destek vermez. Her seçim döneminde halkın önüne sandık konuluyor. Peki bu seçimler demokratik oluyor mu oluyor, şeffaf oluyor mu oluyor, hile var mı yok. Avrupa Konseyi 2007'de Türkiye'deki seçimleri gözlemledi ve tüm Avrupa'ya örnek olacak bir seçimdir dediler. Tek eleştirdikleri yüzde 10 barajıydı. Onun haricinde seçimlerin yapılışı, organize edilişi, şeffaflığı on üzerinden on. Şimdi demokrasiyle gelmiş, halkın çoğunluğunun güvenini kazanmış bir iktidarı o ülkelerdeki iktidarlara benzetmek son derece yanlış ve haksızlık olur. Hatta Türk milletine hakaret olur.
Bu ancak iktidarın karşısında alternatif politika sunup, daha iyisini yaparız deyip ortaya çıkamayan insanların zavallılığının yansımasıdır.
YENİ DÖNEMDE HEDEF DİNLERARASI DİYALOG
Avrupa Konseyi'nde yeniden başkan seçildiniz. Yeni dönemdeki hedefler nedir?
Bir önceki dönem, bu konuda mütevazi olmayacağım çok başarılı geçti. Yeni dönemde ise çabalarımızı yoğunlaştıracağımız ülkeler var. Bosna, Arnavutluk, Moldova gibi ülkeler. Karabağ alt komisyonunu kurduk. Özellikle oradaki insani sorunların çözülmesi için işleyişi takip edeceğiz.
"Demokrasi için ortaklık" programına Fas'ın ve Filistin'in dışında komşu ülkelerinde dahil olması için çalışacağız. Buna Kazakistan ve Kırgızistan da dahildir.
Avrupa Birliği'nin Avrupa Konseyi'ne ve Avrupa Konseyi'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve İnsan Hakları Mahkemesine üye olması için yoğun çaba sarfediyoruz. Bu demektir ki Avrupa'da insan hakları konusunda tek bir standart olacak o da Avrupa Konsey'i.
Avrupa Konseyi'nin reform sürecini başlattık. 2012'ye Başkanlığını yaptığım meclis yeni tüzük ve yeni kurallarla başlayacak. Bu da Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi için bir devrim olacak.
Avrupa'daki ırkçılık, yabancı düşmanlığı, antisemitizm, islamofobi gibi akımlara karşı mücadele etmek için " dinlerarası ve külltürlerarası diyaloğu artırma çalışmalarımız olacak. Değişik dinlerin temsilcileriyle kültürlerarası diyaloğun dini boyutunu görüşeceğiz.
Çocukların cinsel istimarına karşı bir kampanyaya başladık "5 de 1" diye. Her 5 çocuktan birinin cinsel istismara maruz kaldığını öğrendik ve buna karşı başlattığımız kampanyada Avrupa Konseyi olan ülkelerden destek almak için çalışacağız.