İki yüzlü gazetecilik nasıl yapılır?
Türkiye'yi idare edenler İnternet'in gücünden bihaber. Enis Berberoğlu ve arkadaşları bunu bildikleri için, İnternet üzerinden farklı, gazetede farklı gazetecilik yapıyor.
Akit ve
Sözcü muhalefet yapıyor. Biri iktidara
karşı, diğeri muhalefete karşı. Aydınlık
ve Yurt gazeteleri de muhalif. Bu
gazeteler de yapılan yayınlar, yayın sahipleri
"taraf" oldukları için çok inandırıcı
olmuyor!
İnandırıcı olsun ya da olmasın, yukarıda sözünü ettiğim dört
gazetenin yayınlarında iki yüzlülük yok. Akit yıllardır
bildiği yolda yürüyor. Sözcü yeni
olmasına rağmen istikamet değiştirmedi. Doğu
Perinçek'in sahibi olduğu Aydınlık'ın politikası belli. Yurt ise
çok yeni ve muhalefetin yanında yer alan bir gazete.
Cumhuhuriyet'i de diğer gazetelerden
ayırmak zorundayız. Zira onların "yönü" ezelden beri belli,
iktidarlara karşı "dik duruş"larında
taviz vermediler. AK Parti iktidarına karşı askerle kolkola
girmiş olmaları ayrı tabii...
Peki ya diğerleri?
Star'la başlayalım. İktidardan yana
olduklarını gizlemiyorlar. Mustafa
Karaalioğlu'nun belirlediği politika başından beri
hiç değişmedi. Star'ın yayın anlayışı, gazetenin
resmi web sitesinde de aynı.
Sabah...
Sabah'ın çizgisi de, Star'dan farklı değil.
Sabah ayrı, gazetede ayrı yayın yapmıyorlar. Kimi
yazarları iktidar karşıtı yayın yapsa da,
Sabah yönetimi ses etmiyor ve iki yüzlü
gazetecilikten uzak, yayınını sürdürüyor.
Akşam...
İsmail Küçükkaya'nın gidişiyle birlikte
çizgisi değişti. Mehmet Ocaktan'ın gelişiyle, Star politikası
Akşam'da hakim olmaya başladı. Akşam'da politika
aynı.
Radikal...
Eyüp Can, teknoloji konusunde herkesten
önce uyanan bir genel yayın yönetmeni. Radikal'ın
eski politikası onunla birlikte pekişti. Radikal'in web sitesi daha
etkin olmaya başladı. Eyüp Can, bildiği doğruları
söylemeye, yazmaya, yayımlamaya devam ediyor. Teknolojinin
tüm nimetlerinden yararlanarak üstelik.
Habertürk...
Fatih Altaylı'nın agresif yayıncılık yapmasıdır
Habertürk'ü bugünlere taşıyan. Tek kişiye, tek partiye, tek kuruma
karşı agresif yayın yapmıyor Fatih... Bizim Adnan Berk
Okan gibi, kah alkışlıyor, kah kazandırıyor, kah kaybettiriyor.
Başbakan Erdoğan'la bir iyi, bir kötü oluşu da, yaptığı yayınlardan
kaynaklanıyor.
Fatih, tepki alsa da gazetecilik yapıyor yani.
O yüzden iki yüzlü gazetecilik yaptığı söylenemez!
Habertürk'ün yayıncılık anlayışı, Gazete
Habertürk'ten farklı değil. Habertürk sitesi ayrı telden, Fatih
Altaylı ayrı telden çalmıyor yani...
Milliyet...
Milliyet'te çok şey değişti. Patron
değişikliği iyi gelmedi. O değişiklik Vatan'ı da etkiledi haliyle.
Taşlar yerinden oynadı, oynuyor. Tayfun Devecioğlu zamanında
Milliyet "adam gibi" gazetecilik yapıyordu.
Patron Aydın Doğan iken yani...
Demirörenler geldi,
Milliyet'in tadı kaçmaya başladı.
Hasan Cemal gitti, Can Dündar gitti, Derya Sazak geldi gitti. Şimdi
Fikret Bila var gazetenin başında. O'nun da ne kadar kalacağı belli
değil.
Canım bundan sana ne?
Bana ne doğru da, tüm bunlar yapılan yayınları etkiledi etkiliyor.
İki yüzlü gazetecilik yapılmaya başlandı yılların Milliyet'inde.
Allah'tan Milliyet'in sitesinde Ercüment İşleyen var da, yukarıda
yaşanan her şeyi siteye yansıtmıyor.
Yeni Şafak...
İbrahim Karagül, gülle gibi daldı bu işe.
Gazetede gazetecilik yapılmaya başlandı. Yeni Şafak'ın sitesi çehre
değiştirdi... Muhalif seslere gazetede, TVNET'te yer verilmeye
başlandı. Geçmişin paslı çengelleri bir bir sökülüp atıldı.
Bir ara sendelemişti Yeni Şafak... Patron gazeteciliği
daha çok etkili olmaya başlamıştı. İbrahim'in gelişi, gidişatı
değiştirdi.
Zaman...
Ekrem Dumanlı'nın gazeteye kattıkları inkar
edilebilir mi? Türkiye'de farklı bir mizanpaj uygulamasını ilk o
başlattı. Yıllar geçti, diğer gazeteler Ekrem Bey'in gazetesini
taklit etmeye başladı.
Zaman'ın web sitesi Türkiye'deki tüm sitelerden yaşlı.
Orada yapılan yayınlar gazetenin çizgisinden uzak değil.
Türkiye
Nuh Albayrak çok şey yaptı, yapıyor. Yayın politikası Türkiye'de
hiç değişmedi, değişmez de. Yeni yayın döneminde Nuh Albayrak
sürprizler yapacak.
Ve Hürriyet...
Enis Berberoğlu'nun Hürriyet'in tepesine nasıl getirildiğini
konuşmaya gerek yok.
Ertuğrul Özkök'ten
kurtulmanın başka bir yolu yoktu, Türkiye'nin amiral gemisi
Hürriyet'te yazı yazmayan bir genel yayın yönetmeni olarak,
Enis Berberoğlu'ndan daha iyisi bulunamazdı Özkök'ü
bertaraf etmek için.
İktidarı rahatsız etmeyen yayınlar, aşk, cinayet
benzeri haberler, Enis Berberoğlu döneminde görüldü Hürriyet'in
tepesinde, manşetinde. Metehan Demir gibi
Ankara'nın altını üstüne getiren bir gazeteciye yazı yazdırmamak
da, yine Enis Berberoğlu'na nasip oldu.
Niye?
Niyesi belli..
Ne olur ne olmaz, Metehan'ın ayarı kaçar, birinin
nasırına basar...
Allah muhafaza!
Hürriyet sitesine ne oluyor
peki?
Enis Berberoğlu'nun himayesindeki Hürriyet'te ise, gazetede
yapılanların tam aksi oluyor. Gezi'de iki farklı yayın yapıldı
mesela. Hürriyet'te iktidarı yıpratmak adına ne gerekiyorsa
yapıldı, gazetede ise her zamanki gibi vaziyet idare edildi.
İşte başlığa çıkan sorunun yanıtı!
Sen kağıtta kuzu olacaksın, İnternet'te kaplan...
Niye biliyor musunuz?
Türkiye'yi idare edenler İnternet'in gücünden bihaber. Enis
Berberoğlu ve arkadaşları bunu bildikleri için, İnternet üzerinden
farklı, gazetede farklı gazetecilik yapıyor.
Enis Berberoğlu, İnternet'in daha etkili ve daha çok
kişiye ulaştığını biliyor ve bu yüzden iki yüzlü gazetecilik
yapmayı tercih ediyor.
Yapılan iki yüzlü gazeteciliğe, Gezi'de suçüstü
yapıldı ama!