BIST 8.619
DOLAR 34,34
EURO 37,49
ALTIN 3.021,91
HABER /  GÜNCEL

İki ülke gezdi, şifayı Türkiye’de buldu

Burun tıkanıklığı ile başlayan rahatsızlığı Arnavutluk ve Yunanistan’dan sonra Türkiye’de bitti. Arnavut genç Renato Vogli, burnundaki tümör...

Abone ol

Burun tıkanıklığı ile başlayan rahatsızlığı Arnavutluk ve Yunanistan’dan sonra Türkiye’de bitti. Arnavut genç Renato Vogli, burnundaki tümöre ameliyatla müdahale edilmediğini Türkiye’de öğrendi ve kesisiz endoskopik ameliyatla burun tümöründen kurtuldu.
Arnavutluk’ta başlayan, Yunanistan’da devam eden ve Türkiye’deki tedavi ile sonlanan Renato Vogli’nin tedavisi 15 yaşında Arnavutluk’ta başladı Yunanistan’da devam etti fakat bir sonuç alamadı. Vogli son çare olarak Türkiye’ye geldi ve Hisar Intercontinental Hospital’de olduğu kesisiz ameliyatla hastalıktan kurtuldu. Vogli, burun tıkanıklığı ve burun kanaması şikayeti ile Arnavutluk’ta başvurduğu hastanelerde yapılan muayene ve müdahalelerden sonuç alamayınca Yunanistan’a gitti. Burnunun arkasında bir tümör olduğu ve müdahale edilmesi gerektiği söylendi. Ameliyat oldu fakat şikayetleri artarak devam etti. Son çare olarak Türkiye’ye gelen Vogli, Hisar Intercontinental Hospital’de ilk muayenesi ve yapılan tetkiklerin ardından ameliyat olması gerektiğini öğrendi.

OPERASYONDA TÜMÖRÜ BESLEYEN ANA DAMAR KAPATILDI
Hisar Intercontinental Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Apuhan hastaya Yunanistan’da yapıldığı söylenen ameliyatın yapılmamış olduğunu tespit etti. Apuhan şunları söyledi:
"19 yaşındaki hastamız bize burun tıkanıklığı ve kanaması şikayetiyle geldi. Arnavutluk’ta 15 yaşındayken muayene olmuş. Daha sonra şikayetleri geçmeyince Yunanistan’a gitmişler ve burada hastaya küçük bir operasyon yapıldığı söylenmiş. Ancak yaptığımız muayene ve tetkiklerde hastamıza yapılması gereken operasyonun yapılmadığını gördük. Muayene ve MR’da hastamızın burun arkasında burnun ve sinüslerin kanlanmasını sağlayan ana damarın üzerinde; bu ana damardan beslenen yaklaşık 3,5 cm büyüklüğünde beyine, geniz bölgesine ve gözlere baskı yapan bir tümör vardı. Tümöre müdahale etmeseydik, büyümeye devam ederek çevredeki dokulara baskı yapmaya ve burun kanamasının yanı sıra sinüsler, beyin dokusu ve gözlere ilerleyip, kemik dokuyu eriterek çok ciddi zararlara neden olabilecekti. Ameliyatta herhangi bir problem yaşamamak ve hastamızı mümkün olduğunca konforlu şekilde tümörden kurtarmak için öncelikle Radyoloji Bölümümüzde embolizasyon yöntemiyle tümörü besleyen ana damarı kapadık. Böylece tümörün beslenmesini durdurarak ameliyat sırasında çok ciddi kanama riski oluşmasını engelledik. Geçmişte bu ameliyatlar hastanın damağı açılarak yapılıyordu. Hem iyileşme süresi hem de hastanın konforunu sağlamak daha zordu. Endoskopik yöntemle yaptığımız bu ameliyatta; kanama riskini azaltarak, kesi olmadan tümörü çevre dokulardan ayırdık. Hastanın beyin gibi hayati organlarının olumsuz yönde etkilenmesini önledik ve tümörü genel anestezi altında yaklaşık 2,5 saatlik bir operasyonla temizledik. Ameliyatın ardından hastamızı servise aldık ve konforlu bir şekilde süreci atlatmasını sağlayarak şifayla taburcu ettik. Yaptığımız son kontrollerde hastamızın burun tıkanıklığının da tamamen ortadan kalktığını ve hayatına sağlıkla devam edebileceğini tekrar teyit etmiş olduk".
(İHA)