İkisi de devletin zirvesinden... Birisi günümüz Türkiye'si... Diğeri 1923 yılı... Cumhuriyet'in arifesi... Ancak dikkat çeken bir ayrıntı var...
Abone olİNTERNETHABER / Devletin zirvesinden iki fotoğraf var karşımızda... Birisi 1923 yılında Cumhuriyet'in arifesinde çekilmiş... Diğeri ise 2012 yılında günümüz Türkiyesi'nde...
İki fotoğraf arasında gözlerden kaçmayan bir fark var:
"Eşlerin konumu..."
İşte o fotoğraflardaki detaylar;
2012 TÜRKİYE'Sİ...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ameliyatının ardından, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Çankaya Köşk'ünü ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, uzun zaman sonra Erdoğan çifti ile bir araya geldi...
Ziyaretin fotoğrafları basına dağıtıldı. Huber Köşk'ünde çekilen karelerde Hayrünisa Gül ve Emine Erdoğan da vardı.
Başbakan ve Cumhurbaşkanı koltuklarında otururken, First Layd'ler eşlerinin arkasında, ellerini kavuşturmuş ayakta duruyordu.
BU DA 1923 TÜRKİYE'Sİ...
Diğer fotoğraf ise, henüz Cumhuriyet'in arifesinde çekilmişti.
Fotoğrafta o dönemin Meclis Başkanı Gazi Mustafa Kemal ve eşi Latife Hanım ile Başbakan Fethi Okyar ve eşi Galibe Hanım'ı görüyoruz.
Bu kez koltuklarda yer alan, yabancı gazetecilerin, düşman ülke diplomatlarının bile takdirle söz ettiği iki kadın.
Eşlerinin arkasında ayakta duran isimler ise, Mustafa Kemal ve Fethi Okyar...
O FOTOĞRAFA İLİŞKİN BİR ELEŞTİRİ DE
HÜRRİYET GAZETESİ YAZARI ERTUĞRUL ÖZKÖK'TEN GELDİ..
ÖZKÖK BUGÜN KÖŞE YAZISINDA ELEŞTİRİLERİNİ
BAKIN NASIL SIRALADI..
BİR SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
Ertuğrul Özkök, Hürriyet Gazetesi'ndeki köşesinde Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile birlikte Huber Köşkü'nde gerçekleştirdiği Gül çiftini ziyareti ardından basına servis edilen fotoğrafın anlatıklarını kaleme aldı. Özkök, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül'ün otururken ve Hayrünnisa Gül ile Emine Erdoğan'ın ayakta arkada durduğu o fotoğrafın analizini işte böyle çıkardı...
İşte Özkök'ün yazısı...
Bir fotoğrafın anlattıkları
BİR fotoğraf bu kadar çok şey mi anlatır? Dünün, bugünün, yarının, biraz daha uzak bir geleceğin şifreleri hakkında bu kadar mı ipucu verebilir.
Geçen salı günü Hürriyet'in birinci sayfasında yayınlanan bu fotoğraf üzerine epey yazılıp çizilir, konuşulur diye bekliyordum.
Çünkü kendisi o kadar konuşan bir fotoğraftı ve çevremde o kadar konuşuldu ki, sandım ki herkes üzerine atlar. 'Temkinli davranayım, onları görmeden ortaya fırlamayayım' dedim.
Kimseden ses seda çıkmayınca şaşırdım.
Kendimi tutamadım. Konuşacağım.
Herkesin konuşup da kimsenin dillendiremediği şeyleri anlatacağım.
ACABA ERKEKLER Mİ AYAKTA OLMALIYDI
Önce yadırgadığım şeyden başlayayım.
Fotoğrafta erkekler oturuyor, kadınlar ise ayakta.
Hem modern gözlükten bakıyorum, hem muhafazakâr gözlükten.
Doğrusu ben, tersini görmek isterdim.
Erkekler ayakta, kadınlar oturur haldeki bir pozu yani.
Yanlış mıdır? Şart mıdır?
Hayır ne şarttır, ne yanlış. Ne ayıptır, ne de başka bir şey.
Sadece bir his... Belki de öylesine bir erkek duygusu.
BAŞBAKAN ÖYLE Mİ OTURMALIYDI
Başbakan'ın oturuşu, bir gün önce AK Parti Gençlik Kongresi'nde konuşan insanın görüntüsüyle tam tezattı.
O konuşmada, dinamik, hastalığı atmış, dağları devirmeye hazır bir siyasetçi seyrettik.
Fotoğrafta ise yorgun, kendini bırakmış, bedenini ve ruhunu tevekkülün ilahi kudretine emanet etmiş bir insan vardı.
Sanki dedikoduları doğrularcasına bir oturuş hali.
Cumhurbaşkanı'nın dik, taze, zinde oturuşu, aradaki tezatı daha da kuvvetlendiriyordu.
Başbakan'ın basın danışmanı olsaydım, servis edilecek fotoğrafları daha titizlikle elden geçirirdim.
Bunu yapmak ayıp değildir, tam aksine gereklidir.
Ayrıca şunu da öğrendim.
Basına, hep birlikte yan yana otururlarken çekilmiş fotoğraf da servis edilmiş. Ama bir yazıişlerine bu fotoğraf gelirse, tercihini elbette bundan yana yapar.
YAN YANA İKİ İNSAN BİZE NELER DİYOR
Fotoğraf diyor ki:
Dünyanın en büyük 17'nci ekonomisinin başında bir yönetim ikiliği, kavgası yoktur.
Fotoğraf diyor ki:
Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında sorun olmadığı gibi, eşler arasında da hiçbir sorun yoktur.
Samimiyetse samimiyet, birliktelik iradesi ise birliktelik... Hepsi var.
Fotoğraf diyor ki:
Devletin zirvesinde bugün bir sorun olmadığı gibi, yarın cumhurbaşkanlığı seçiminde de hiçbir sorun çıkmayacaktır.
AYNI KAREDEKİ 2 KADIN BİZE NELER ANLATIYOR
Fotoğraftaki kadınlara gelince...
EMİNE ERDOĞAN'ı kamusal alanda ilk gördüğümden beri bende hep kararlı, karakterli bir kadın imajı bıraktı. Davos'a ilk gidişlerinde, karlar arasında çekilen fotoğrafını çok sevmiş ve Hürriyet'te manşet yapmıştım.
Aradan geçen zaman içinde Emine Erdoğan'ın iki özelliğini daha keşfettim.
Samimiyetini ve modernliğini...
Salı günkü fotoğrafta bu açıkça görülüyordu.
HAYRÜNNİSA GÜL'e gelince...
İtiraf edeyim başlarda, tam olarak anlayamamıştım.
Ama son zamanlarda onun da modernitesini ve kendine ait çizgileri korumasındaki cesaretini çok takdir ediyorum.
Doğan Hızlan'a Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü verildiği törende bile yüksek topuklu ayakkabılarından vazgeçmemesi gerçekten etkileyiciydi.
BANA GELİNCE
Bir zamanlar kafamda, "Devletin başındaki iki insanın eşlerinin başının örtülü olması, Türkiye'nin imajına uygun mudur" diye bir soru vardı. Samimi olarak söylüyorum, artık böyle bir soru yok.
Artık orada karakterli, kendinden emin ve kendilerine ait duruşlarından taviz vermeyen iki kadın görüyorum.
Çevremdekileri kızdırma pahasına şunu da söyleyeceğim.
İkisinin de giyimi her geçen gün biraz daha güzelleşiyor.
BİR DE ARKADAKİ O GÜZEL DEKOR VAR
Son olarak da fotoğrafın dekorunu anlatmalıyım.
Arkada Boğaz manzarası ve onun önündeki, kravatsız gömlekler iyiydi.
Doğmakta olan Büyük Türkiye'nin ufkunu iyi anlatan bir fondu bu...
İşte bu duyguyu çok sevdim.