Bir grup aydın, BDP'nin 'iki dilli hayat' açıklamasına çok sert ifadelerle karşılık veren Genelkurmay hakkında suç duyurusunda bulundu.
Abone olAralarında Ahmet İnsel, Ali Bayramoğlu, Aydın Engin, Baskın Oran, Cengiz Aktar ve Gencay Gürsoy'un da bulunduğu bir gurup aydın, açıklamasında "TSK'nın üniter ve laik devletin koruyucusu olduğunu" belirten Genelkurmay aleyhinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamasıyla Askeri Ceza Yasası'nın 148. maddesinin ihlal edildiği vurgulandı.
YASALARA GÖRE SUÇ!
Genelkurmay'ın Askeri Ceza Kanunu'nun 148. maddesini ihlal ettiğini belirten yazar, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu önderlerinin yer aldığı grup, Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Referandumda yapılan düzenlemeye atıfta bulunarak Anayasa'nın 148. maddesinin hatırlatıldığı suç duyurusunda, komutanların da yargılanabileceğini vurgulanarak şöyle denildi:
"Elinde silah bulunan bir kurumun amiri, siyaseti çözüm yeri olmaktan çıkaracak ayrıca toplumun ve bireylerin ifade özgürlüğünü yok edecek sonuçlara yol açabilecek bu beyanlarıyla kendisine kanunla verilmiş olan görev ve yetkilerin dışına çıkmıştır. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner hakkında suç duyurusunda bulunur, söz konusu görevli hakkında bildirideki beyanlarına ilişkin olarak Anayasa'nın 148. maddesinin 7. ve 8. fıkralarındaki yetkilendirme gereği soruşturma açılmasını arz ve talep ederiz."
BİZ DE GENELKURMAY'I UYARIYORUZ
Muhtıra niteliği taşıyan Genelkurmay bildirisini protesto etmek amacıyla bir de imza kampanyası başlatıldı. 'genelkurmayasucduyurusu.org' adresinde 'Biz de Genelkurmay'ı Uyarıyoruz' başlıklı bir metin yayımlandı. İmzaya açılan yazıda, "Bu tarihini şaşırmış (anakronik) askeri müdahale, TBMM'nin yetkilerini gasp için talihsiz bir çaba, umutsuz bir meydan okuma girişiminden ibarettir. Türkiye 28 Şubat ve 27 Nisan gibi askeri disiplinsizlikleri ve suçları çoktan tarihe gömmüştür" denildi.
OTOSANSÜR OLUŞTURUYOR
Bildiriye imza atan emekli Askeri Savcı Ümit Kardaş, iki dil ve anadilde eğitim tartışmalarının çözüm ve karar merciinin toplum ve siyaset olduğunu belirterek TSK'nın bu tarz açılamalarının çözümü engellediğini ve ifade özgürlüğünü yok ettiğini belirtti. Kardaş, "İnsanlar üzerinde otosansür oluşturuyor. Topla tüfekle tehditvari şekilde yapıyor ve 'endişeyle izliyoruz' diyor. İktidarın, görevden alma gibi bir takım tedbirler alması lazımdı. Muhalefetin de gereğini yapması lazım. Bu normalleşiyor gibi" dedi.