BIST 9.368
DOLAR 34,53
EURO 36,20
ALTIN 2.964,84
HABER /  GÜNCEL

II. Aile Hayatı Konferansı gerçekleştirildi

Lübnan Ghirass Toplum Gelişimi Kurumu, İHH İnsani Yardım Vakfı ile birlikte İstanbul’da “Anlattığımız Hikâyeler” II. Aile Hayatı Konferansı’nı düzenledi. Konferansa 40’dan fazla ülkeden katılım sağlandı.

Abone ol

Uluslararası bir katılımla İstanbul’da bir otelde başlayan “Anlattığımız Hikâyeler” II. Aile Hayatı Konferansı, 2 gün sürecek. Konferans, kadının iyi bir yaşam sürmek için çekip çevirdiği aile hayatıyla ilgili gerçek deneyimler ve hikayeler sunarak ailenin toplumdaki öncü rolünü güçlendirmeyi hedefliyor. 

“Kırılma Noktası” adlı I. Konferans, 2016 yılında yine İstanbul’da 36 ülkeden 500’den fazla uzman konuğun ve uluslararası kurum ile insani derneklerin katılımıyla gerçekleştirilmişti. 

Programa; AK Parti Sinop Milletvekili ve Lübnan Dostluk Grubu Başkanı Nazım Maviş, AK Parti İstanbul Milletvekili ve Filistin Dostluk Grubu Başkanı Hasan Turan, Moskova Müftüsü Şeyh Ildar Alyautdinov, Dünya Aile Örgütü Başkanı Dr. Deisi Kusztra, İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Sekreteri Durmuş Aydın, Kuveyt Vakıflar Genel Sekreteryası Teknik Fonlar Direktörü Lina Elmutavva, Lübnan Ghirass Toplum Gelişimi Derneği Kurul Başkanı Sami Elhatip ve diğer uluslararası davetliler katıldı. 

“Cehalet, fakirlik ve tefrika ile mücadele şart”

Açılışta konuşan Nazım Maviş, konferansın önemine işaret ederek, aile konusunda ortak bir bilinç, farkındalık ve duyarlılığın inşa edileceğini, ümmet zemininde sorunların konuşulacağını belirtti. Maviş, şunları söyledi:

“Bu konferansı, sivil hareketliliğin güçlenmesi açısından oldukça önemsiyorum. Hükümetlerden bağımsız olarak sivil inisiyatifleri güçlendirmek bizim arzu ettiğimiz şeylerden bir tanesi. Burada ortak bir duyarlılığı inşa ediyoruz. Hepsinden önemlisi ümmet olarak kendi sorunlarımızı kendi basımıza konuşuyoruz. Cehaletle, fakirlikle ve tefrika ile mücadele etmemiz lazım. İslam coğrafyasında çok büyük dramlar yaşanıyor. Bunu değiştirmek bizim elimizde. Müslüman kimliğimizle hareket ettiğimiz takdirde teröre, çatışmaya hep birlikte ‘dur’ diyebileceğiz. 100 yıldır maruz kaldığımız bu dram karşısında maalesef ki merkezde aile bulunuyor. Bu yıkımın da en büyük yükünü kadınlar taşımak zorunda kalıyor. Biz artık kadınlarımızın dul, çocuklarımızın ise yetim ve öksüz kalmasını istemiyoruz.” 

“Aileyi korumak insanlığı korumakla eşdeğerdir”

Hasan Turan da aileyi korumanın insanlığı, geleceği, nesli ve dünyayı korumakla eş değer olduğunu ifade etti. Savaş, yokluk, kıtlık, adaletsiz dağılım ve işgaller neticesinde ailelerin büyük bir tehditle karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Turan, şöyle devam etti:

"Dünyada milyonlarca aile açlık tehlikesiyle karşı karşıya. Birçok aile dağılma ve parçalanma noktasına geldi, varlığını ve bütünlüğünü kaybetti. Bu ailelerin bir çoğu da İslam dünyasından. Batılıların doymak bilmeyen iştahları sonucu İslam dünyasında bir çok aile sıkıntı altında yaşıyor. Ülkemizde 4 milyona yakın Suriyeli kardeşimiz aileleri dağılmış durumda varlık mücadelesi veriyor. Bunun çözümü için ne zaman adım atsak bütün dünyanın küresel aktörleri anında karşımıza geçiyor. Onların arzu ve isteklerini insanların karargahı olan aileyi korumak için gösterseler belki yeryüzünde bu sıkıntıları çekmeyeceğiz."

“Kalkınma stratejileri geliştiriyoruz”

Durmuş Aydın ise toplumun temel çekirdeğini teşkil eden ailenin, genel olarak tüm dünya ülkelerini, özelde ise İslam dünyasını kuşatan sıkıntılar ve sorunların gölgesinde kalmaya başladığını belirtti. Aydın, "Bugünün ve geleceğin teminatı olan aile müessesesinin korunması amacıyla muhtaç ve mazlum durumdaki herkesin temel ihtiyaçlarını karşılamayı hedefleyen vakfımız gıda, sağlık, barınma, su, hijyen, eğitim, kalıcı eser inşası gibi insani konularda bölgelere hizmet götürüyor. İHH olarak bölge insanlarının yardıma ihtiyaç duymayacak bir seviyeye ulaşabilmesi için kalkınma stratejileri geliştiriyoruz" diye konuştu. Aydın, konuşmasını şöyle tamamladı:

“İHH olarak el ele, omuz omuza vererek aile müessesesini tehdit eden ve ailenin toplum içindeki en kutsal görevini ifa etmesinin önünde set oluşturan tüm sorunların üstesinden gelebileceğimize inanıyoruz. Böylelikle ailenin kesintisiz bir şekilde kalkınması, fertler ve toplum için kapsayıcı ve eksiksiz bir yapı haline gelmesi sağlanmış olacaktır.”

“Barış dolu bir dünyaya ihtiyacımız var”

Dr. Deisi Kusztra, ailelerin dünyadaki çatışmalardan en çok zarar gören kesim olduğunu söyledi. Ailenin temel sorunlarına odaklanarak huzurlu ve barışçıl bir neslin oluşturabileceğini belirten Kusztra, çocuklara bırakılacak iyi bir dünya mirası konusunda kararlı olunması gerektiğini vurguladı. Kusztra, “Ailelerin refahını sağlamamız lazım. Birliktelik önemli bu noktada farklı kültürler bir araya gelmeli. Barış dolu bir dünyaya ihtiyacımız var. Önce bunu sağlamak lazım. Bizlerin de bunun için mücadele etmesi gerekiyor” dedi. 

“İslamiyetin değerlerinden uzaklaşamayız”

Şeyh Ildar Alyautdinov şöyle konuştu: “Moskova Müslümanları adına sizi selamlıyorum. Rusya’da evlenenlerin yüzde 70’i boşanıyor. Çünkü aile kavramını bilmiyorlar. Fakirlere, mazlumlara, dul ve yetimlere bakmamız gerektiğini unuttuk. Bu sorumluluğumuzu yerine getirmemiz gerekiyor. Çocuklarımızı ve gençlerimizi İslam ahlakıyla yetiştirmeliyiz. İslamiyetin değerlerinden uzaklaşmamalıyız.” 

Forumun Amaçları 

-Aile yaşam kalitesini ve özellikle savaş veya çekişme veya katı iltica koşullarında zorluklarla karış karşıya yaşamaya çalışan ve kadının idare etmekle yükümlü olduğu ailelerde yaşam kalitesini iyileştirme faaliyetlerine katkıda bulunmak; kalkınma, konut, eğitim, sağlık ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik projeleri finanse etmek. 

-Yaşam kalitesi ve bunun aile üzerindeki etkisi hususunda bölgemizdeki gelişmiş toplumlarla diğer toplumlar arasındaki büyük makas açıklıklarına dikkati çekmek. 

-Zor koşularda ve çatışma bölgelerinde yaşayan ailelerin ve özellikle de kadınların idare etmek zorunda kaldığı ailelerin yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için toplumsal inisiyatif ve özetim startı vererek ilgili uzman kesimlerle partnerlik sözleşmesi yapmak. 

-Savaş ve çekişmelerin geride bıraktığı olumsuz etkilere dikkati çekmek; bu ortamlarda yaşayan ailelerin yaşam kalitesi üzerinde yoğunlaşmak. 

-Kendi insanlarına ve ailelerine yaşam kalitesi kriterlerini sağlayan ülkelerin başarılı deneyimlerini hususunda bilgilendirme yapmak.