BIST 9.660
DOLAR 34,61
EURO 36,34
ALTIN 2.920,89
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

İhsanoğlu'nun adaylığını bilen adamdan AK Parti kehaneti

Taraf gazetesi yazarı ve Sosyolog Mücahit Bilici, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Türkiye'de yükselen İslami dinamikleri değerlendirdi.

Abone ol

13 Ağustos 2013'te “Aktörler kurumsal siyasette var olabilmek için İslamlardan İslam, dindarlardan dindar beğenmek durumunda kalacaklar. Çünkü Türkiye’de artık Kemalist laik siyaset bitti” diye yazan Taraf gazetesi yazarı Sosyolog Mücahit Bilici, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığını değerlendirdi.

İhsanoğlu'nun adaylığı konusunda "Geleceği bildim" diyen Bilici, Cemaat, İslami söylem konusunda CHP’ye lojistik destek sağladığını söyledi.

AK PARTİ BÖLÜNECEK!

Bilici, "AK Parti’nin geleceği ne olacak?" sorusuna ise çarpıcı bir yanıt verdi:

"AK Parti var. AK Parti sağcı, muhafazakâr, inşaatçı, popülist parti haline gelecek. İçinden liberal, demokrat daha saygılı, daha kentli bir İslam anlayışını temsil eden siyasi partiler ortaya çıkacak."

Bilici'nin Al Jazeera Türk'te yayınlanan röportajından çarpıcı başlıklar şöyle:

İHSANOĞLU'NUN ADAYLIĞINI BİLDİNİZ Mİ?    

MÜCAHİT BİLİCİ KİMDİR?
Dr. Mücahit Bilici, hem Amerika’da hem de Türkiye’de çalışmalarıyla tanınan bir kültür sosyoloğu. Diyarbakır’da doğan Mücahit Bilici, Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde okudu. Daha sonra doktora yapmak üzere Amerika'ya gitti. University of Michigan, Ann Arbor’da sosyoloji doktorasını aldı. Halen City University of New York, John Jay College’da sosyoloji bölümü öğretim üyesi. Taraf Gazetesi’nde düzenli köşe yazıları yazıyor.

Burada 'evet' demek zorundayım. 'Geleceği bildim' gibi bir yaklaşım değildi, sadece Türkiye’nin gidişatıyla alakalı bir durum var. Türkiye’de bir AK Parti devrimi yaşandı. Dindar kitleler iktidarla tanıştılar. İslam tartışmaların, çatışmaların ve siyasal rekabetin bir tarafı olmaktan çıkıp, bütün tarafların hesap vermek zorunda kaldığı bir referans sistemi haline geldi. İslam toplumda bir alt segment olmaktan çıkıp, bütüne yayılan, görmezden gelinemeyecek bir hale gelmiştir. Eskiden laik siyasetin İslam’ı görmezden gelme lüksü vardı. Belki karşıt olma anlamında bir yeri vardı ama tamamen görmeden de hareket etmek mümkündü. Bu dinsel anlamda ona inanmak bağlı olmak değil ama toplumun değerler sisteminin bir parçası olarak dikkate alınmak zorunda kalınan bir şey oldu. Biz aslında İslam’ın dışından içine düştük. Şimdi artık İslamcılar kategorisi bitiyor. AK Parti diye bir şey ortalıkta dolaşıyor ama bir süre sonra dindarlar içinde farklı kategorilerin oluştuğunu göreceğiz. Büyük sermayenin, kapitalizmin sözcülüğünü yapan, önünü açan bir dindar siyaset anlayışı karşısında çok küçük de olsa zayıfın, işçinin, dışlanan insanların kaygılarını öne çıkaran İslam anlayışları da ortaya çıkacak. Ciddi bir kentleşme yaşanıyor. Dindarlar kasaba, köy haleti ruhiyesinden kent ortamına geçiyorlar.

CEMAAT İSLAMİ SÖYLEM KONUSUNDA CHP'YE LOJİSTİK DESTEK Mİ SAĞLIYOR?

Bence evet. Bu illa bir angajman olmak zorunda da değil. Siyaset taraflaşmadır, kutuplaşmadır. Dolayısıyla o taraftan olmayanın anlamı bu taraftır. AK Parti’li olmayan bir insanın dinle ilişkili söylediği bir sözü bir CHP’li daha saygıyla dinler.

AK PARTİ'NİN GELECEĞİ NE OLACAK?

Şu anda bir AK Parti var, bir de Tayyip Erdoğan’ın karizmatikliği var. Hatta bu ikincisi, birincisini yutmuş, bitirmiş durumda ama zihnimizde kategori olarak AK Parti var. AK Parti sağcı, muhafazakâr, inşaatçı, popülist parti haline gelecek. İçinden liberal, demokrat daha saygılı, daha kentli bir İslam anlayışını temsil eden siyasi partiler ortaya çıkacak

Bir balon düşünün, Tayyip Erdoğan’ın şişirmesi olmasa çünkü şişirdikçe içindeki şeyler dışarı çıkamıyor. Çünkü saha durmadan genişliyor. Tayyip Erdoğan olmasa AK Parti parçalanır Türk siyasetinin yelpazesindeki eğilimler kadar değişik konumlanmalara sahip olur. Çünkü şu anda tek parti durumu yaşıyor olmamızın sebebi, bütün siyasetin AK Parti içinden geçmesi. CHP de onun içinden geçmek zorunda kaldığı için Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir adayı çıkarıyor. AK Parti’nin içinden geçmiyor ama yanından geçiyor. Diğer dindarlıklar da hep onun içinden geçiyor. AK Parti tünelden çıkınca araba dağılacak diye düşünüyorum. Çünkü karizma kişiseldir. Gerçek ya da yapay etkileyiciliğiniz, büyüleyiciliğiniz biter, bir süre sonra insanlar tüm numaralarınızı öğreniyorlar. Mesela boksta da hiç yenilmeyen adam vardır ama birileri geliyor, çalışıyor, zayıf taraflarını öğreniyor. Diğeri de özgüveni yüksek olduğu, yeterince ödevini yapmayacağı için yeniliyor.

HÜKÜMET CEMAATİ BİTİREMEZ!

Demokrasi “Bunlar güzel ilkeler, hadi demokrat olalım” denilen bir şey değil. Tecrübeyle insanların edindikleri bir deneyim. Dindarları özgürlüklerinden mahrum bırakan bir Kemalist duvar vardı. Dindarlar koalisyon yaptılar, demokratlarla birlikte o duvarı yıktılar. Duvar yıkılınca birden saha açıldı. Sınır yok. Şimdi Cemaat ile hükümet iki tane fil gibi daldılar meydana, nerede duracaklar, sınırı yok. Sınır ne oldu, “öteki” oldu. Birbirleri ile karşılaşmaları tesadüf değil. Yani şimdi sınır oluşuyor aslında. Hukuk ve demokrasi de buradan çıkacak.

Bitiremez. Aslında Cemaat ciddi bir dayağı hak etmişti. Çünkü eline fırsat geçtiğinde Cemaat en az hükümet kadar despotluk yapmıştır. Buna hiç şüphe yok. Onun bedelini ödüyor. Şu an hükümetin yaptığı şeyin de demokrasiyle ilgisi yok. Hukuk diye bir şey kalmadı. Özellikle Cemaat ve mensupları söz konusu olduğunda hakikaten de cadı avı yaşanıyor.