BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  SEÇİM

İhsanoğlu'ndan cemaat operasyonuna ilk yorum

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, cemaatçi polislere yapılan operasyonla ilgili ilk kez konuştu.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM

Cumhurbaşkanlığı seçimleri kapsamında yurt gezilerine devam eden Ekmeleddin İhsanoğlu, İzmir'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ekmeleddin İhsanoğlu, cemaatçi polislere yapılan operasyonla ilgili ilk kez konuştu.

İşte İhsanoğlu'nun açıklamalarından satır başları:

HERKES BENİM DEDİĞİMİ KONUŞUYOR

Bizim ikinci kazancımız seviyeyi tespit etmek, çıtayı yükseltmek. Şimdiye kadar yapılan hizmetlerin, biz cumhurbaşkanı söylemini değiştirdik. Hatırlıyor musunuz 4 hafta önce “güçlü cumhurbaşkanı” başkan yetkileriyle Türkiye’yi değiştirecek, Yeni Türkiye’yi kuracak bir başkan seçiyorduk. Şimdi benim söylediğim Anayasa’nın yetkilerini kullanacak cumhurbaşkanını konuşuyor herkes.

KOSKOCA ATATÜRK BİLE YAPMADI

Bu rejim şekli, yani parlamentoya dayalı bir sistemin ve iktidarın başbakanın elinde olması, başbakanın Meclis’e karşı sorumlu olması, bütçeyi herşeyi ona göre ayarlaması… Bu sistem Atatürk’le beraber de başlamadı. İkinci meşruiyetten itibaren. Atatürk büyük istiklal mücadelesini yürüttü, muzaffer kumandan Mustafa Kemal Paşa geldi Meclis’le beraber savaşı bitirdi. Son noktasını da bu şehirde attı. Bütün yetki başbakandaydı. Koskoca Atatürk o yetkileri kendisinde toplayamaz mıydı? Hayır, 1934 anayasasına göre yetkiler baş vekildeydi.

HER ŞEY 1 KİŞİNİN 2 DUDAĞININ ARASINDA OLAMAZ

Siz geliyorsunuz bana diyorsunuz ki biz ABD olacağız. Başkanımız her şeyi yapacak. Bir defa ABD’nin başkanı istediği her şeyi yapamıyor. Senatoda sorgulanıyor. Bir kişinin iki dudağı arasında değil. en sonunda Meclis’te onu vekiller sorguya çekiyorlar. Biz burada her şeyi bir kişinin iki dudağının arasında yapmak istiyoruz. ABD örnek değil ki bize. O Amerika Birleşik Devletleri, federal bir yapı. Bizde 81 vilayetler var, biz bunları birleşik vilayetler mi yapacağız?

İLLA PARTİLİ CUMHURBAŞKANI OLACAK

Özerklik falan deyip, federal bir devlete gideceğiz, federal bir başkanımız olsun, mükemmel işte ABD olduk. Genellikle Fransa hariç, bütün Avrupa ülkelerinde cumhurbaşkanları genellikle siyaset dışından. Daha birkaç hafta önce Ankara’ya gelen Alman cumhurbaşkanı, eski bir din adamı. Polonya’yı komünizmden hür dünyaya taşıyan adam sendikacı. Biz tutturmuşuz illa partili olacak.

SANDIKLARIN BAŞINDAN AYRILMAYIN UYARISI 

Şişko fareler kediler trafolara giriyor. Girince karanlık oluyor ondan sonra karanlık olunca siz biliyorsunuz neler oluyor. Fakat biz bu sefer halkımızın sandığına oyunu verdiğiniz her oy annenin helal sütü gibi sahip çıkacaksınız. Ve acelemiz yok. Üç tane isim var. O siz bir ismin sahibi olarak A’dan Z’ye kadar ilan edilinceye kadar gözleyeceksiniz. Biz burada komitelerin kurulmasını istiyoruz. Kim gönüllüyse lütfen girsinler. Tecrübesi olan arkadaşlar bu şeyi yapsınlar.

Ekmeleddin İhsanoğlu, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. 

HUZURU SAĞLAMAMIZ LAZIM 

Cumhurbaşkanı seçildiğiniz takdirde Türk siyasetinde neler değişecek?

Biraz önce bazı şeyleri sıraladık. Biz yarışa başlar başlamaz bir seviye getirdik. Biraz milletin ayağının yere basmasını şey ettik. Herkes anayasanın, mevcut anayasaya saygılı konuşmaya başladı. Şimdi yapılacak şey şudur. Biz, görmüşsünüzdür, manifestolarda her şeyden önce ülkede huzuru sağlamamız lazım. 

TOPLUM TEF GİBİ GERGİN OLMUŞ 

Toplumumuz tef gibi gergin olmuş, bu tefi yanlış çalanlar var. istikrar içinde, Türkiye maceraya sürüklenmemesi lazım. Fakat bu istikrar devam ederken bu kutuplaşmayı sona erdireceğiz. Bir ve beraber bir millet olarak dirliğimizi sağlayacağız. Sevgi ekeceğiz, saygı ekeceğiz, bunun tohumlarını elde edeceğiz.

KOMŞULARLA İLİŞKİLERİ DÜZELTECEĞİZ

Bu kardeşiniz uluslararası ilişkilerden tecrübeleri oldu. Dünya liderleriyle, komşu devletlerle. Biz bunu bu komşularımızla olan münasebetlerimizi düzelteceğiz. Gündemimizin en baş maddeleri içerisinde, hukukun üstünlüğü. Ve buna bağımlı, yargının bağımsızlığı. Bugün Türkiye’de hukukun üstünlüğünden bahsetmek mümkün değil.

DARBELERDE BİLE BÖYLE OLMADI 

Türkiye’de hiçbir zaman, askeri diktalar zamanında dahi, yargının bu kadar darbe aldığını, kanunların bu kolaylıkla değiştiğini, biz bizim neslimiz bunu hatırlamıyor. Biz bunun siyasi tarihimizde de böyle bir şey görmedik. Onun için hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve sosyal adaletin gerçekleştirilmesi çünkü Türkiye’de yoksulluk çizgisinin altında yaşayan çok insan var. bu insanların bir an evvel dertlerine derman bulmak lazım. Kredi borcu olan kardeşlerimiz, bu sarmal içerisinde, her ayın sonu-başı, ben bu krediyi nasıl ödeyeceğim diye yüz binlerce milyonlarca insanımız var. bunu muhakkak mevcut hükümetle meclisle muhalefetle bunun bir çaresini bulup o sıkıntıları gidermemiz lazım.

Faiz diye aleyhte konuşuluyor, merkez bankasının başkanı azarlanıyor, yazık adamın ağzı var dili yok.

KADINLAR ÇOK İLERİ FİKİRLİ 

Eşim hatırlattı haklı olarak. Kadın meselesi ve buna bağlı olarak engelliler meselesi özel önem arz eden konudur. Teferruata girmeyeceğim, biz bu şerefli yolculuğa çıktığımız günden itibaren kadınlarımızın toplumumuzdaki etkin rolünü keşfettik. Benim her yerde gördüğüm kadınlar, genç küçücük kızlarımızdan, ileri yaşlardaki annelerimize teyzelerimize kadar başı açık kapalı olsun, tahsil seviyeleri farklı olsun. Hepsi bu konuda çok ileri fikirli. Açık açık söylüyorlar, bizim oyumuz sizden yana. Ben bu yarışı hanımlarımızın, gençlerimizin ve engellilerimizin desteğiyle kazanacağım.

OPERASYONA ÇOK ÜZÜLDÜM

Hukukun üstünlüğü vurgusu yaptınız. Bugün Türkiye operasyonla uyandı. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

Ben de maalesef bundan sabah erken saatte haberdar oldum ve ben de çok üzüldüm. Adli tahkikat intikam duygusu içinde olmamalıdır. Gerçekten suç işleyen varsa ister polis ister bakan olsun devletin hangi görevinde birisi olursa olsun, böyle bir şey yapmışsa kanun karşısında eşit muamele alarak yargılanarak cezası neyse alması lazım.

SAVCI VE POLİSLER HAKKINDA KARALAMA KAMPANYASI BAŞLATILDI

Bu uzun zamandan beri birtakım emniyet mensuplarına, yargı mensuplarına, savcılara, polislere, emniyet müdürlerine lekeleme kampanyaları başlatıldı. Bunlardan bazı, onurlarını kıran bir şekilde tutuklananlardan bir kısmı serbest bırakılmıştı. Biz de her şeye rağmen vicdanlı hakimler vardı. Birbirlerine kelepçeleniyorlar, bu ayıptır. Bu yakışmaz bize. Bin senelik devlette bu olmaz. Biz sırf 90 yıllık cumhuriyet değiliz. Biz bu devleti daha dün kurmadık ki. Bu çok ayıptır bu yakışmaz. İnsanlar bunu yapanlar ve yaptıranlar yarın pişman oldukları zaman yine Türk adaletine müracaat edeceklerdir. “Adalet mülkün temelidir” yani devletin temelidir. Temeli çürürse o devlet çöker.

YARGI VE SİYASETİ AYIRMAK LAZIM

Özellikle bu gece yarısı başlayan operasyon AK Partililerin yandaş medyanın da dilindeydi. Gazze’deki operasyonlar devam ederken, hükümetin köşeye sıkıştığı ve bu operasyonu yaptığı şekilde bir algı oluştu. Buna katılıyor musunuz?

Yargı meselesi çok hassas bir mesele. Yargıya siyasetin karışmaması lazım. Adli işlerin siyasetin karışmaması lazım. Şimdi bakınız biz 90 senedir laiklik üzerinde titreye titreye belirli bir noktaya geldik. Laiklik dinin siyasete, siyasetin dine karışmaması demektir. Bazı radikal gruplar anlayışlar var ama onlar büyük ekseriyetin karşısında bunu kabul etmek durumundadır.

Yargı siyaset ilişkisinde bunu oturtmamız lazım. Bir ülkede yargı siyasete, siyaset yargıya karışıyorsa orada adalet olmaz.

GAZZE'YE BİR ŞİŞE KAN GÖNDEREMEDİK 

Gazze meselesinde, hükümetimiz ne yaptı? Yas ilan etti. İcraat olarak yas ilan etti. Bu saygıyla karşılayacağımız bir husus. Onun dışında nutuk attık. Telefonlar yaptık, bağırdık çağırdıki bir tane şişe kan, bir battaniye, bir konserve kutusu gönderemedik. Neden? Çünkü herkesle kavgalıyız. Bu yardımın iki kapısı var. Siz o iki devletle kavgalısınız.

DİNLEMİYORLAR, YALAN SÖYLÜYORLAR, KÜFREDİYORLAR 

Biz yol gösterdik, 2008-2009 ‘da aynı hadise. Bu İsrail’in zalimce saldırıları devam edecek. Bu şartlar olduğu sürece bunlar devam edecek. Güvenlik Konseyi’nin kapısında kilit olduğuna göre bu olacak. Ben başka bir yol tarif ettim. Yine BM güvenlik mekanizması yoluyla. Ama dinlemiyorlar yalan söylüyorlar, küfrediyorlar.