BIST 9.627
DOLAR 35,20
EURO 36,64
ALTIN 2.958,60
HABER /  SEÇİM

İhsanoğlu ilk kez ekrana çıkıp bombayı patlattı! AK Parti'li dostlarım...

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, dün gece CNNTürk'te canlı yayında Taha Akyol'un sorularını yanıtladı.

Abone ol

CHP ve MHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdiği Ekmeleddin İhsanoğlu, adaylığının açıklandığı günden bu yana ilk kez ekrana çıktı.

CNN Türk'te Taha Akyol'un programında adaylığına ilişkin soruları yanıtlayan İhsanoğlu'dan ilginç açıklamalar geldi. Cumhurbaşkanı adaylığı teklifini başlarda reddettiğini söyleyen İhsanoğlu, kararını AK Parti'li dostlarının değiştirdiğini açıkladı. 

"Bu şerefli görevi yapacak çok değerli insanlar oludğunu belirterek beni mazur görün dedim. Ak Parti’de aktif olarak görev yapan bazı dostlarım da Türkiye size görev veriyor dediler. Şairin dediği gibi siz talep etmeden Hakk’tan size bir görev gelirse bunu ehli edep olarak kabul etmek gerekir."

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun programdaki açıklamalarının satırbaşları şöyle:

EHLİ EDEP KABUL ETTİM

30 Mart seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili tartışmalar başlayınca sayın Kılıçdaroğlu ve sayın Bahçeli’nin tespitleri basında yer aldı. Benzer şeyler söylediler. Tabii ben kendime alınmadım. Çok şerefli bir görevi 9 sene yaptıktan sonra ülkeme döndüm. Ailemle ilgili planlar yaptım. İki taraftan da temaslar gelmeye başladı ama ben teşekkür ettim. Bu şerefli görevi yapacak çok değerli insanlar oludğunu belirterek beni mazur görün dedim. Ak Parti’de aktif olarak görev yapan bazı dostlarım da Türkiye size görev veriyor dediler. Şairin dediği gibi siz talep etmeden Hakk’tan size bir görev gelirse bunu ehli edep olarak kabul etmek gerekir. Sayın başkanlar İstanbul’a geldiler ve görüştük.

COCA COLA'DAN TEKLİF Mİ GELDİ?

Yani ileri sürüldüğü gibi Coca Cola’dan Pepsi Cola’dan teklif gelmedi. Düşünebiliyor musunuz bir insan dünyadaki bütün tezatları, emperyal kuvvetleri bir arada toplayacak. Bir de bunun üzerine Coca Cola eklendi. Kırılmasınlar diye de ben Pepsi Cola’yı ekledim.

''ÇOK BÜYÜK HİZMETLER YAPTIM''

Babam Mısır’a eğitim için gidiyor. Daha sonra orada hocalık yapıyor. Babam Türktür, anam Türktür. Babam Yozgatlı biliyorsunuz. Kökümüz, kösteğimiz belli. Annem Rodoslu. Kimsenin aklına farklı bir şey gelmesin, soyadı Hacıoğlu. Ben o iki Türk’ün evladı olarak doğdum ve hayatım boyunca başka bir ülkenin vatandaşı olmadım. Ben orada çok büyük hizmetler yaptım. Bunlarla iftihar oldum. Babam Mısır vatandaşı olmadığı için vefatında bize orada maaş bağlanmadı.

OSMANLI'NIN RAHİNDE PREMATÜRE DOĞAN ÇOCUKLAR

Askerliğimi Bornova'da topçu olarak yaptım. Asker arkadaşlarım hayatta. Kayıtlara inanmayanlara şahitleri de getiririm. Nasır dönemi Mısır'daydım. Büyük heyecan dönemiydi. Bugün İslam alemi bu haldeyse Nasır’ın eseridir. Bugün Kudüs kaybolduysa Nasır’ın eseridir. Ortadoğu’da sınırlar tam 100 sene önce çizildi. Bu devletler Osmanlı’nın rahminden prematüre doğan çocuklardı.”

ARAP BAHARI DEĞİL, DİKTATÖRLERİN SONBAHARI

Arap Baharı’nın gelmesi için daha çok uzun yolu var. Bu ifade yanıltıcı. Bunun adı Arap diktatörlerin sonbaharı. Şiddet, terörizm, mezhepçilik, dincilik üzerine oynanıyor. Harita çatlıyor. Irak defacto olarak üçe bölündü.

“Bugün IŞİD denen terör çetesi Amerikan işgalinden sonra ortaya çıktı. Bunlar çok tehlikeli şeyler. Bu bölünmelere çok dikkat etmemiz lazım.”

Cumhurbaşkanı seçilecek kişi bugün Anayasa’nın 104. maddesine göre seçilecek ve yemin edecektir. Bu Anayasa yürürlükte olduğu sürece buradaki görevleri yerine getirecektir. Bugün insanlarımız endişe duymaya başladı. Bir içeride siyasetin gerginleşmesi, iki etrafımızda bu bölünmeler vatandaşımızı çok rahatsız ediyor.

''GERİLİMİN AZALTILMASI GEREKİR''

İlk defa cumhurbaşkanı halkın oylarıyla seçilecek. Yani bir yandan Anayasa’nın 104. maddesine göre hareket edecek ama diğer yandan da halkın oylarıyla seçilecek. Bana göre Türkiye’nin ihtiyacı olan cumhurbaşkanı herkesin cumhurbaşkanı ve halkın babası gibi davranmalıdır. Gerilimin azaltılması gerekir. Dün Madımak elim hadisesinin, fecaatinin yıldönümünü yaşadık. Küçük bir gerginlik böyle olayları yaşatabilir. Ülkemizde 1 milyon kaçak insan yaşıyor. Ben bu insanlara da çok üzülüyorum. Suriyeliler bize en yakın Arap ülkesiydi. Folklor, kültür, yeme içme bakımından. Ben Saraybosna Osmanlı’nın Boşnakça’sı, Şam Osmanlı’nın Arapçası’dır derdim. O bakımdan büyük bir gerilim var ve o gerilimi bizim düşürmemiz lazım.

''CEMEVİ TALEPLERİNE SEMPATİYLE BAKIYORUM''

Alevi realitesi, varlığı, Anadolu’nun sosyolojik bir realitesi. Mevlana olmasa, Hacı Bektaş-ı Veli olmasa, Yunus Emre olmasa Anadolu 1000 sene Türk olmazdı. Başka imparatorluklar gibi bizler de biterdik. Dolayısıyla bu vatanda doğan herkesin eşit şekilde yaşama ve devletten eşit muamele göre hakkı vardır. Alevi kardeşlerimizin cemevi taleplerine ben sempatiyle bakıyorum ve bu konuyu devletimizin düzenlemesi gerekiyor.

''DEVLETİN TEPESİNDE SİGORTANIN ATMAMASI LAZIM''

“Benim kanaatim bize en uygun sistem parlamenter sistemdir. Bizde Meşrutiyet’ten beri yetki başbakandadır. Amerika’daki sistemde çok farklı bir devlet yapısı ve tarih var. Siz bu değişikleri yapmadan sadece baş kısmını alırsanız ya o kafa çatlar, ya da bir Frankeştayn yaratırsınız. Cumhurbaşkanı siyasette taraf olmamalı, uzlaştırıcı olmalı, hakem olmalı, bir orkestra şefi olmalı. Geçmişte Sayın Ecevit ile cumhurbaşkanı arasındaki küçük bir tartışma nelere mal oldu? Devletin tepesinde sigortanın atmaması lazım.”

“Cumhurbaşkanı seçimini düzenleyen kanunu okudukça insan hayret ediyor. Devlet size yardım etmiyor, bağışlar konusunda sınırlar var. Niçin yapıldığı konusunda bir takım spekülasyonlar var ama ben bu konulara girmiyorum. İnsanlar huzura doğru bir değişim istiyorlar. Türk Devleti’nin itibarının yükselmesi için değişim istiyorlar. 10 Temmuz’dan sonra ben eminim ki bu millet bu davaya büyük destek verecek. Bu sistemde biraz mağduriyet yaratılmıştır. Bizim milletimiz mağdur olana yardım eder.”

''DİN ALEMİ BİR BABANIN OĞLUYUM''

“Ben kendime yafta koymak istemiyorum ama din alemi bir babanın oğluyum. Annem çok dindar bir kadındı. Ama ben aynı zamanda sosyal ve bazı kültür değerlere karşı muhafazakar bir anlayışa sahibim. Bir İngiliz muhafazakarı nasıl kendi değerlerini taşıyorsa biz de öyle taşımalıyız. Aynı zamanda fen tahsili almış biri olarak aklın ve bilimin önemini bilen, Arap ve Batı edebiyatını çok iyi bilen bir insanım. Ve ben dünyaya açılan bir insanım. Gerek akademik, gerek diplomatik kariyerimde bunu kanıtlamış bir insanım. Şimdi de devletimin zirvesinde bu hizmetleri yerine getirmek istiyorum.”