Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye ekonomisinin geleceğine dair olumlu mesajlar verdi.
Abone olEkonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "İnşallah 2014 yılının mayıs ayı, Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin en yüksek mayıs ayı olacak. Nisan ayı öyleydi. Allah'a dua ediyoruz. Milletimize 'ha gayret' diyoruz, ihracatçılarımıza 'ha gayret' diyoruz, sanayicimize, yumurtacılarımıza 'ha gayret' diyoruz, Afyon'a 'ha gayret' diyoruz... Bütün aylarımıza tarihimizin en yüksek rakamları dersek, Türkiye bambaşka bir boyuta geçecek" dedi.
Bakan Zeybekci, Afyonkarahisar Sanayiciler ve İşadamları Derneği (AFSİAD) tarafından kentteki bir otelde düzenlenen "2023 İhracat Hedefleri ve Türkiye Ekonomisi" konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Afyonkarahisar'da olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
İşadamlarının toplantıya ilgisine de değinen Zeybekci, "Şu gördüğüm manzaradan dolayı da AFSİAD başkanını tebrik ediyorum. Demek ki çok güzel bir şemsiye oluşturmuşsunuz, hiç kimse, hiçbir özelliğine bakmadan AFSİAD şemsiyesi altında toplanabilmiş Afyonkarahisar'da. Afyonkarahisar ölçeğinde, Afyonkarahisar'daki odalar ve birliklerin sayılarına bakarsak, sanayici ve iş insanlarımızın sayısına bakarsak, şu rakam, inanın çok takdir edilecek bir rakam. İlgiden ve teveccühten dolayı teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Ekonominin mutfağından geldiğini anlatan Zeybekci, şöyle devam etti:
"Denizli'nin Tavas ilçesinin Uzunpınar köyünde, tütün amelesi olan bir ailenin çocuğuyum. Geçenlerde 23 Nisan'da bakanların çocukluk fotoğrafları diye fotoğraflar yayınlandığında, benim onur duyduğum, şeref duyduğum 2 tane fotoğraf vardı. Bir tanesi 13-14 yaşlarında biraz daha eli ayağı düzgün. Bir tanesi de 4 yaşındaki fotoğrafım. Tütün tarlasında çekilmiş, yırtık donlu, atleti kısa gelen, bir tütün tarlasından gelen çiftçi çocuğuyuz. Rabbim nasip etti, ne kadar şükretsek azdır. Bu millete, ne kadar çok çalışıp hizmet etsek azdır. Bu millet o köylü amelenin çocuğunu aldı, Türkiye'nin ve dünyanın en iyi okullarında okuttu."
Milletin emanetçisi olduğunu belirten Zeybekci, herşeyin millete ait olduğunu, "Devletin malı yoktur, devletin arabası, parası, arazisi, memuru yoktur. Her şey millete aittir. Üstelik hepimizin sahip olduğu, her şey millete aittir" düşüncesini, AK Parti'nin bir felsefe olarak kabul ettiğini kaydetti.
Gece gündüz, 24 saat ilkesiyle çalıştıklarını anlatan Zeybekci, yöneten devlet değil, hizmet eden devlet anlayışının geldiğini, yöneten yöneticiler, idareciler değil, hizmetkar belediye başkanı, vali, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı anlayışına bu milletin kavuştuğunu aktardı.
"Biz bu bilinçle 2002'de çıktığımız o yolda, şöyle bir de dönüp bakıldığında, bizim çıktığımız yoldan çok daha zor zamanlardan çıkanları da rahmetle anmak lazım" diyen Zeybekci, şu ifadelere yer verdi:
"Rahmetli Turgut Özal, 1980'den sonra başbakan olarak göreve gelmeden önce, Türkiye'de ekonomiyle ilgili çok önemli adımlar atmaya başladı. Önemli girişimlerde bulundu. İlk söylemi, ihracata dayalı kalkınmaydı. Türkiye'nin toplam dış ticaret hacmi 4 milyar dolardı. İhracatı ve ithalatının toplamı 1980 yılında 4 milyar dolardı. Bugün Denizli'nin sadece ihracatı 4 milyar dolara yaklaşıyor. Dış ticaret hacmi 6 milyar dolar civarında, sadece Denizli'nin. 2002 yılının sonu itibariyle Türkiye'nin ihracatı, yaklaşık olarak 35 milyar dolardı. Türkiye'nin dış ticaret hacmi, 88 milyar dolardı. Türkiye, 35 milyar dolardan 152 milyar dolarlık ihracata ulaştı, 10 yılda. 2003-2013 sonu itibari ile..."
Türkiye'de genelde, ihracat rakamları dile getirilirken, hizmet gelirlerinin gündeme konulmadığına dikkati çeken Zeybekci, dünyadaki müteahhitlik hizmetleri, Türkiye'ye gelip de sağlık hizmeti alanlar ve turizm gelirlerinin 2013 yılı sonu itibariyle tam 48 milyar dolar olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin dış ticaret gelirinin, yaklaşık olarak 200 milyar dolar olduğunu ve 251 milyar dolar da ithalatının bulunduğunu anımsatan Zeybekci, toplam 450 milyar doların üzerinde Türkiye'nin dış ticaret hacminin olduğunu aktardı. Zeybekci, Türkiye'nin, gelinen noktada, dünyada çok daha başka bir yerde olduğunu, 2002-2013 döneminde Türkiye'nin, üst üste ortalama yüzde 5 büyüdüğünü ifade ederek, bunun da dünyada, Türkiye'nin ilk 3 içinde yer almasını sağladığını belirtti.
Göreve geldiğinde birçok değerlendirmeden sonra, "Biz istesek de bu ülkede kriz çıkmaz" dediğini anlatan Zeybekci, "Çünkü ülkemizin ekonomisi o kadar sağlam temeller üzerinde oturmuştu ki bankalarımızın sermaye yeterlilik sayıları, bugün AB üyesi 28 ülkenin 21'inden daha iyi" dedi.
Enflasyona da değinen Zeybekci, "Allah aşkına Türkiye, yüzde 36 enflasyon yaptı diye, hatırlar mısınız, Türkiye'nin ekonomi bakanı gösterdiği hedefe ulaşamadık diye istifa etti. Ben onu çok takdir etmiştim o zaman. Türkiye'de enflasyon tek haneli rakamlara geldi. Yüzde 60'lar seviyesinden Türkiye'de bugün yüzde 9'lar seviyesine indi. Bu tabii istediğimiz bir seviye değil. Biz buraya yüzde 6'ları gören bir enflasyondan geldik" ifadelerine yer verdi.
Kredi derecelendirme kuruluşlarına tepki
"Türkiye'de her şeye rağmen, felaket tellallarına rağmen, Türkiye'de birilerinin siyasi istikrarı bozmak istemesine rağmen, siyasi istikrarı bozarak ekonomik istikrarı bozmak istemelerine rağmen, Türkiye'yi tüm dünyada karalamak istemelerine rağmen, o en hararetli olduğu zamanlarda, seçim arifesinde, 2014 yılının ocak ayına gelen istihdam rakamları, 11 yılın en iyi ocak ayı rakamı geldi" diyen Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dün TÜİK'in açıkladığı kapasite kullanma oranları geldi. 2013 yılı, bizim ekonomi göstergeleri olarak hakikaten çok başarılı olduğumuz bir yıldır. Ama şundan emin olun ki 2014 yılı, 2013 yılında ki o dalgalanmaları da içinden bir atarsak dışarıya, 2013 yılı rakamlarından çok daha iyi olacaktır. En son gelen rakam, kapasite kullanım oranında, mart ayı sonu itibari ile yüzde 4,2 artış geldi. Üst üste yüzde 5,5'in üzerinde kapasite kullanım oranı artışı geldi. Ama diğer taraftan Standart and Poor's, Fitch, IMF, OECD gibi kuruluşlar Türkiye'de 2014 yılının büyüme rakamlarını aşağıya doğru revize ediyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanı olarak sizlere şunu söylüyorum; yılın 3. çeyreğinde yani temmuz-ağustos gibi göreceksiniz, tıpış tıpış o aşağı doğru revize ettikleri büyüme rakamlarını yukarıya doğru revize edecekler. Yaşarsak göreceğiz, onlar mı biliyor bu memleketin ekonomisini, yoksa biz mi biliyoruz. Borsanın birbirine girdiği o dönemde yani 17 Aralık süreci ile başlayan o süreçten bahsediyorum. 17 Aralık süreci ile başlayan o süreçte biz, 'Ne olur panik yapmayın, Türkiye'de kriz çıkmayacak' dedik. Türkiye'de kriz çıkaramazlar. Türkiye, artık eski Türkiye değil. Hani o anayasa kitapçığı atıldığında yüzde 7000 gecelik faiz görünen Türkiye değil. Türkiye, artık geldiği noktada, asla ve asla o günden dönmeyecektir, döndüremeyecekler. Çünkü artık bu millet inanın bu tiyatronun, bu filmin, sahnenin, dünyanın reel aktörü haline geldi. Bu millet dünyanın her yerine ihracat yapar hale geldi. Şu anda Türkiye'nin dünyada ihracat yapmadığı ülke kalmadı."
"Türkiye'de ihracat rakamları, bütün beklentilerin üzerinde"
Türkiye'nin dış ticaret hacminin son 11 yılda tam 4,5 kat arttığını dile getiren Zeybekci, Türkiye'de ihracat rakamlarının bütün beklentilerin üzerinde ve güzel bir sürpriz yapacağını söyledi.
Zeybekci, "1993 yılında kurdum Turkuaz Tekstili, o günden bugüne, Türkiye'deki bütün dalgalanmaları, çalkantıları, her şeyi gördüm. Her yangında, her sallantıda bir yerlerimizi, elimizi, kolumuzu yaka yaka öğrendik biz bu işi. Nerede ne olacağını çok iyi biliyoruz. Biz ihracatçılar olarak yıllarca Türkiye'de TL'in değeri ile ilgili, Eximbank ve Merkez Bankası'nın faiz oranlarıyla ilgili boşuna konuşmadık, neyin, nereden, ne şekilde hareket ettiğinde neyin onu tetikleyeceğini gayet iyi biliyoruz" diye konuştu.
"Türkiye, cari açığını, milli gelirinin yüzde 5'ler seviyesine düşürmelidir"
Türkiye'nin 2014 yılı mart, nisan ayı sonu itibariyle ihracatını ortalamada 2 haneli bir rakam olarak artırmayı başardığını aktaran Zeybekci, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin 500 milyar dolarlık hedefe ulaşabilmesi için ortalama olarak yüzde 10'luk ihracat artışını her sene art arda yapması gerekiyor. Türkiye'nin orta vadede hedefi olan 2014 sonu itibariyle 166,5 milyar dolarlık ihracatı bu sene yakalayacak ve geçecek. Bu sene bunu yakalayacağız. Hani bize ha bire diyorlarya cari açık, dış ticaret açığı... Evet, Türkiye'nin bir cari açık problemi vardır. Türkiye cari açığını, milli gelirinin yüzde 5'ler seviyesine düşürmelidir. Yüzde 7,5 civarında olan cari açığını bir an önce yüzde 5'ler seviyesine düşürmelidir. En sağlıklı olanı budur."
Türkiye'nin cari açığının 2014 yılının ilk 3 ayında geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 25 oranında aşağı gittiğini anlatan Zeybekci, ülkenin dış ticaret açığının da ilk 4 ayda, geçen senenin ilk 4 ayına göre yüzde 30'un üzerinden aşağıya doğru indiğini ve iyileştiğini kaydetti.
"2,15 ile 2,25 arasındaki dolar kuru, Türkiye'nin dış ticaret dengesi için iyi kurdur diyoruz"
Türkiye'nin ihracatının, ithalatını karşılama oranının ilk defa, son yıllarda, yüzde 74'ü bulduğunu ifade eden Zeybekci, şöyle devam etti:
"Geçen sene aynı zamanlarda yüzde 61,5'ti. Şimdi Türkiye'ye çorap örmeye çalışanların, bilmeden salladıkları bazı şeyler var; bizim istediğimiz şey oldu. Aşırı değerli TL problemimiz vardı. Maalesef bizim ülkemizde, başımızın tacı o bayrağı gördüğümüz zaman, biraz milliyetçiliğimizi paramızın değeri ile doğru orantılı olarak algılarız. İki hafta önce AB Merkez Bankası Başkanı, dedi ki 'Avronun değerlenmesine asla izin vermeyeceğiz.' Neden, ekonomik daralmadan korkuyor, ihracatın düşmesinden korkuyor, istihdamı artıramamaktan korkuyor, eksi büyümeden bir türlü çıkamıyorlar. Diğer taraftan da 30 yıldan beri Dünya Ticaret Örgütü, ABD, AB ülkeleri, Japonya gibi ülkeler, Çin'e derler ki, 'paranın değeri aşırı düşük, değersiz, haksız rekabet yaratıyorsun, onun için yuanın değerini artır' şeklinde baskı yaparlar. Çin de 30 yıldan beri direnir. Çin, 30 yıldan beri dünyada üst üste ihracat ve büyüme birincisi. En son 2013 sonu itibariyle ihracatta dünyada bir numara haline geldi. 2018 yılı sonu itibariyle Çin, dünyanın en büyük ekonomisi olacak, Amerika'yı bile geçerek. Ama 2015 sonunda Çin, dünyanın en büyük ekonomisi haline gelebilir. Onun için biz Türkiye'de milli gelirimizi aynı oranda artırmadığımız, üretimimizi artırmadığımız, büyümemizi artırmadığımız sürece, paramızın aşırı değerlenmesi bize zarar veriyor. TL'miz aşırı değerli olduğu zaman dünyadaki sıcak para Türkiye'ye gelip, TL'ye dönüyor, TL'de faize yüklenerek Türkiye'nin, büyümesinin, kalkınmasının, ihracatının, istihdamının önündeki en büyük engel haline geliyor. TL'nin gerçek değerine dönmesi demek; bizim için şu anda ihracatı cesaretlendirici, ithalatı da cazip olmaktan çıkarıcı... Gereksiz lüks tüketim ithalatı cazip olmaktan çıkarıcı kur, bizim için gerçek kurdur. Son dönemlerde son 3-4 aylık yaptığımız testlerle, 2,15 ile 2,25 arasındaki dolar kuru, Türkiye'nin dış ticaret dengesi için iyi kurdur diyoruz."
Zeybekci, gün gün ihracat rakamlarının alındığını aktardı. Zeybekci, "İnşallah 2014 yılının mayıs ayı, Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin en yüksek mayıs ayı olacak. Nisan ayı öyleydi. Allah'a dua ediyoruz. Milletimize 'ha gayret' diyoruz, ihracatçılarımıza 'ha gayret' diyoruz, sanayicimize, yumurtacılarımıza 'ha gayret' diyoruz, Afyon'a 'ha gayret' diyoruz... Bütün aylarımıza tarihimizin en yüksek rakamları dersek, Türkiye bambaşka bir boyuta geçecek" diye konuştu.
Zeybekci, konuşmasının ardından işadamlarının sorularını cevapladı.
Programın sonunda, AFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Şehitoğlu, Zeybekci'ye çeşitli hediyeler verdi.