IMF heyetinin Türkiye'ye gelmesiyle birlikte, Türkiye İhracatçılar Birliği enerji vergisi konusundaki sıkıntıları dile getirerek, Avrupa modelinin uygulamasını istedi.
Abone olUluslararası Para Fonu’nun (IMF) Türkiye’de uygulattığı ekonomik programın olumlu ve olumsuz yanlarının bulunduğunu söyleyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, bu programın olumsuz yanlarından birinin de yüksek enerji vergileri olduğunu ve IMF’nin bu vergilerin düşmesini istemediğini söyledi. IMF heyetiyle yaptığı görüşme sonrasında gazetecilere açıklamalarda bulunan Satıcı soruları yanıtladı. Bir gazetecinin, ‘IMF heyetine enerji vergilerinin düşmesi gerektiğini söylediniz, onlar bu konuda çalışma yapacaklar mı?’ şeklindeki sorusuna, ‘IMF’nin böyle bir çalışma yapacağını sanmıyorum. Zaten IMF enerji vergileri düşsün istemez. Sayın Maliye bakanımız Kemal Unakıtan da açıklama yaparak enerjide indirimin sözkonusu olmayacağını söyledi’ yanıtını verdi. Türkiye’de 2 yılda 17 kez enerji zammı yapıldığını hatırlatan Satıcı, Avrupa’da enerji fiyatları düşüyor, Türkiye’de ise yükseliyor. Türkiye’de üretici olmak her geçen gün zorlaşıyor dedi. ÜRETİCİ OLMAK ZORLAŞIYOR: Satıcı, IMF heyetiyle yaptıkları toplantıda Türkiye’de üretim sektörünün yaşadığı sıkıntıları bir kez daha aktardıklarını kaydetti. Maliyetlerin üretici aleyhine artmaya devam ettiğini vurgulayan Satıcı şöyle devam etti, ‘Türkiye’de enflasyon düşüyor. Ama reel faizler çok yüksek noktada kalıyor. Üretim girdilerinin, özellikle enerjinin fiyatı çok yüksek. Değerli YTL nedeniyle ithalat artıyor. İthal edilen her ara mamül bizim üretim hücrelerimizi törpülüyor.’ YABANCI HAZIRA KONUYOR: Satıcı gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Türkiye’deki özelleştirmelere de değindi. Türkiye’ye gelen global sermayenin mal ve hizmet üretimine değil, piyasada etkinliği olan enerji, telekom gibi büyük kuruluşlara ilgi duyduğunu belirten Satıcı, yabancı sermayenin bir bölümünün de banka satın almaya geldiğini söyledi. ‘Cumhuriyet değerleri elden gidiyor’ diyen Satıcı, durumun Türkiye’nin 2001 yılında içine düştüğü krizin doğal sonucu olduğunu vurguladı. İHRACAT DÜŞÜŞÜNE DİKKAT: Satıcı, Türkiye ekonomisindeki büyümenin de yavaşladığını, ihracat artışının yavaşlamasına paralel olarak imalat sanayiinde de üretim artışı yavaşlaması olduğunu ifade etti. IMF’nin Türkiye ekonomisine çok pozitif baktığını, hatta Türkiye’nin bedel ödeyerek yakaladığı makro ekonomik başarıdan kendisine pay çıkarttığını belirten Satıcı, ‘Oysa ortada mal ve hizmet üretimi açısından ciddi ekonomik sorunlar var’ dedi. Üretim temelinde büyümediğine dikkat çeken Satıcı, üretime bağlı büyüme sağlanmadığı sürece de sorunların süreciğini hatırlattı. Sanayi üretimi 40 ay sonra azaldı SANAYİ üretiminde, kriz döneminin ardından Mart 2002’den itibaren yaşanan büyüme süreci 40 ay aradan sonra temmuzda kesintiye uğradı. Sanayi üretim artış hızında bu yılın başından itibaren görülen yavaşlama, temmuzda yüzde 0.3’le azalmaya dönüştü. İmalat sanayi üretimindeki azalma ise yüzde 1.3 oldu. DİE, temmuz ayı sanayi üretim endeksi sonuçlarını açıkladı. Sanayi üretiminde krizle birlikte Şubat 2001’de başlayan gerileme süreci Şubat 2002’de yüzde 5.5 olan azalışla sona ermişti. Bu tarihte 85.8 olan sanayi üretim endeksi, Mart 2002’den başlayarak artış göstererek, 2004 sonunda 128.6 değerine ulaşmıştı.