HSYK tarafından görevinden ihraç edilen savcı Mehmet Yılmaz kararın ardından ilk kez konuştu. İhraç kararının hukuk dışı olduğunu savundu.
Abone olHakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu-HSYK, tarafından Cumhuriyet Savcılığı'ndan ihraç edilen Mehmet Yüzgeç, hakkındaki kararın hukuksuz şekilde verildiğini ve yok hükmünde olduğunu savundu.
21 yıl savcılık yapan Yüzgeç, "Yaptığım işten vicdanen ve hukuken hiçbir endişe duymamaktayım. Asıl endişe duyması gerekenler yolsuzluk yapanlar, millete hizmet etmek yerine küçük menfaatler için başkalarının önüne yatanlar, sonra da hala utanmadan milletin yüzüne arsızca bakmaya devam edenler olmalıdır" dedi.
İstanbul'da görevliyken meslektaşı Celal Kara ile birlikte işadamı Rıza Sarraf ve bakan çocuklarının da aralarında bulunduğu kişiler hakkında 17 Aralık soruşturmasını yürüten ve geçen Haziran ayında Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı'na atandıktan sonra HSYK 2'nci Daire tarafından 30 Aralık'ta görevden uzaklaştırılmıştı. Mehmet Yüzgeç, hakim Süleyman Karaçöl, Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Celal Kara ve Muammer Akkaş ile birlikte meslekten ihraç edildi.
EVİNDE BASIN AÇIKLAMASI YAPTI
HSYK 2'nci Dairesi'nde 2 üyenin reddine karşılık 5 oyla ihraç edilmesi kararı alınan Mehmet Yüzgeç, Kahramanmaraş'ta evinde, eşi Özlem Yüzgeç, kızı Kübra Yüzgeç ve avukatı Mustafa Deveci ile birlikte basın açıklaması yaptı. Hakkında verilen ihraç kararına tepki gösteren Yüzgeç, HSYK'ya kararın yeniden incelenmesi başvurusunda bulunacağını, iptali halinde ise tüm hukuki haklarını kullanarak Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gideceğini söyledi. Yüzgeç, hakkında adil yargılama yapılmadığını savunarak, şöyle dedi:
"Adil yargılama hakkına hiç bir şekilde uyulmamıştır. Görevlendirilen müfettiş bizim lehimize delil toplamamıştır. Biz defalarca taleplerimizi, avukatlarımızı veya kendimizi bizatihi dosyayla ilgili bilgi ve belge istedik verilmedi, tanıklarımız dinlenmedi. Bu şekilde görevlerini kötüye kullanmış oldular. Müfettişin 1 yıla yakın yürüttüğü soruşturma kapsamında elde ettiği delillerle bize sadece 10 günlük savunma hakkı verilmiştir. HSYK'nın 3'üncü Dairesi, bu çok önemli bir konu ve buradaki ilgili daire üyeleri resmen görevlerini kötüye kullanmışlardır. Burada ağır kusur vardır ve savunma hakkımızın ihlali yönüyle ağır hak ihlali vardır. Bu husus Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde ve ilgili yargısal süreçte mutlaka nazara alınacak ve alınması gerekir."
'BİRİLERİNİ MEMNUN ETMEK İÇİN İHRAÇ KARARI'
İhraç kararının hukukta tartışılacak yeri olmadığını ve yok hükmünde olduğunu savunan Yüzgeç, şöyle konuştu:
"Birilerini memnun etmek için benimle ilgili ihraç kararı veriyor. Bu kararı anlamak, bunu bir yere oturtmak, hukukta bu kararı tartışmak mümkün değildir. Bu tamamen hukuka aykırı verilen bir karardır ve yok hükmündedir. Üzülerek ifade etmek isterim ki, hakkımdaki bu ihraç kararı ile hukuk ve hukukçular korkutulmaya çalışılmakta, hakim ve cumhuriyet savcılarının bağımsız ve tarafsız bir şekilde soruşturma ve yargılama yapmalarına engel olunmak istenilmektedir. Ayrıca hakkımdaki bu ihraç kararı Türk yargısının tamamen yürütmenin kontrolüne geçtiğinin açı ve somut bir göstergesidir. Daha vahimi de yargı bağımsızlığını, hakim ve savcı teminatının koruyucusu ve kollayıcısı durumunda olması gereken HSYK, geldiğimiz aşama itibariyle yargı bağımsızlığı ile hakim ve savcı bağımsızlığı için bir tehlike haline gelmiştir. Ben, hak ve hukuklarını koruma görevimin bulunduğu yüce Tük milletinin ve Türk halkının gözünün içine vicdanım rahat olarak bakabiliyorsam bu şeref bana yeter. Yaptığım işten vicdanen ve hukuken hiçbir endişe duymamaktayım. Asıl endişe duyması gerekenler, yolsuzluk yapanlar, millete hizmet etmek yerine küçük menfaatler için başkalarının önüne yatanlar, sonra da hala utanmadan milletin yüzüne arsızca bakmaya devam edenler olmalıdır. Haklarındaki rüşvet ve yolsuzluk iddialarını benim ve diğer meslektaşlarımın mağduriyeti üzerinden aklamaya çalışanlar, bana göre bu milletin vicdanında çoktan mahkum olmuşlardır."