Bakanlık Müsteşarı Fahri Kasırga karşı oy kullandı. Kasırga ''Kınama cezası verilsin'' dedi.
Abone olAdalet Bakanı Cemil Çiçekin katılmadığı HSYK toplantısında 1e karşı 6 oyla meslekten ihraç edilen Van Savcısı Ferhat Sarıkaya için, Bakanlık Müsteşarı Fahri Kasırga karşı oy kullandı.
Şemdinli İddianamesinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile ilgili iddialara yer veren Sarıkaya, kamuoyunda tartışmalara yol açmıştı. Adalet Bakanlığının görevlendirdiği müfettişler yaptıkları inceleme sonrasında Savcı Sarıkaya, hakkında kınama istemiş ve raporunu Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne sunmuştu.
HSYKnın aldığı meslekten ihraç kararına karşı oy kullanan Müsteşar Kasırga da müffetişler gibi kınama istedi. Ancak Bakan Çiçekin katılmadığı toplantıda 1e karşı 6 oyla Savcı Sarıkayaya meslekten ihraç cezası çıktı.
Kuruldaki tek siyasi olarak Bakan Çiçekin katılmadığı toplantıda alınan karara Sarıkayanın itiraz etme hakkı bulunuyor. Sarıkayanın itirazı halinde Kurulun 5 yedek üyesinin katılımıyla oluşan 12 kişilik bir üst kurul tarafından karar alınabilecek. Üst Kurul da itirazı reddederse Sarıkaya hakkındaki ihraç kararı kesinleşmiş olacak.
Kurulun, Sarıkayayı ihraç eederken dayanak yaptığı HSYK Yasası 69uncu maddesinin son fıkrasında, "Disiplin cezasının uygulanmasını gerektiren fiil, suç teşkil etmezse ve hükümlülüğü gerektirmese bile mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte görüldüğü takdirde de meslekten çıkarma cezası verilir" ifadesi yer alıyor.
TBMM Şemdinli Araştırma Komisyonunun CHPli üyeleri, Savcı Sarıkayanın meslekten men edilmesine ilişkin kararı şöyle değerlendirdi:
AHMET ERSİN: Savcı maalesef, öyle bir iddianame hazırlayarak görev yetki sınırlarını aştı. Dolayısıyla bu davranışı nedeniyle kurumları karşı karşıya getirmiştir. Gerginliklere neden olmuş, Türkiyede yargıyı tartışılır duruma getirmiştir. O davranışları sonucunda HSYK bu karara varmıştır. Çok ender rastlanılan bir karar. Ben, hazırladığı iddianame nedeniyle meslekten ihraç edilen başka bir savcı duymadım. Ancak bu kararda komisyonun etkisi yoktur. Tamamen savcı kendi davranışının sonucunda böyle bir kararla karşı karşıya kalmıştır. Komisyon çalışmaları nedeniyle görevden alınan diğer kişi Sabri Uzun olayı ise başkadır. İfade veren kişinin görevden alınmış olması, hem komisyon çalışmalarına büyük zarar verdi, hem de bundan sora kurulacak komisyonların çalışmalarını olumsuz etkileyecek sonuç doğurmuştur. Bu tür komisyonlara bilgi vermek isteyenlere engel olmak gibi kötü bir gelenek başlattı.
SIRRI ÖZBEK: Gecikmiş bir karardır. Böyle bir karar, aynı savcı tarafından Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın hakkında soruşturma başlattığında ve iddianameye hazırladığında alınmış olsaydı, bugüne kadar yaşanan hukuk ve yargfıya zarar veren süreç yaşanmamış olacaktı.
MESUT DEĞER: Bizim daha önce söylediğimiz endişelerimizi ve tezimizi Van Cumhuriyet Savcılığına teftişe giden müfettişlerin verdiği rapor doğruluyor. Çünkü bizim komisyon, 77 kişiyi dinledi. Siz gidip bir kişinin beyanatını cımbızla ayıklanarak almışsınız. Üstelik alınan bu ifade, için bir talebimiz olmadı. Sadece bir milletvekilinin başvurusu üzerine o işadamı kendiliğinden komisyona geldi. Savcı ise 77 kişiden bir kişinin beyanını alıyor ve iddianamesinin 60 ve 83üncü sayfalarına yerleştiriyor. Savcının ikinci hatası, iddianamesinde asılsız ve isimsiz iddialara dayanarak kişi hakkında dava açması ve hukuka aykırı davranmasıdır. Savcı, makamı ve mevkisi ne olursa olsun herkes için dava açılmasını isteyebilir, tamam ama dava açarken de bunu gerçeklere dayandırmalı. Bugün bir ihbarı araştırmadan açarsa yarın öbürgün, bir ihbar üzerine Mesut Değer uyuşturucu ticareti yapıyor. Adam öldürüyor diye ihbarlarla milyonlarca dava açılması gerekir. Hukuk devletinde bu olmaz. Kişi ihbar ediyorsa nasıl yapacağı yasalarda mevcuttur. Savcının üçüncü hatası ise dinlediği kişinin direk tanık olmamasıdır. Tanık değil, tanığın tanığı niteliğindedir. Hukukta tanığın tanığı olmaz. Bu gerekçelerle görevden alınmasını doğru buluyorum."
AKPLİ ÜYELERİN DEĞERLENDİRMELERİ
Komisyonun AKPli üyeleri ise HSYK kararını şöyle değerlendirdi:
MUSA SIVACIOĞLU(Başkan): Ben yasama organının komisyon başkanlığını yaptım. Türkiyede kuvvetler ayrılığı prensibi var. Yasamanın komisyonu yargının işine karışmaz. Yorum yapmayı doğru bulmuyorum.
AYHAN SEFER ÜSTÜN: Savcının herhangi hatalı bir durumunun olduğunu kabul etmiyorum. Bir usul hatası varsa bunun cezası meslekten ihraç değildir. Bu kara, kırmızı ışıkta karşıya geçen bir yayaya idam cezası verilmesi gibi ağır bir karardır. Bu karar, yargıyı geriye götürecek bir karardır. Eğer usul hatası yaptığı için bir savcı ihraç edilecekse, öyleyse halen görev yapan bütün savcıları meslekten ihraç etmek lazım. Kamuoyu ibretle izlesin ki, mahkeme heyetinde görev yapan diğer üyelerin hepsinin ilk kararnamede tayininin çıkacağı kanaatindeyim. Savcı olayla ilgili kendisi ifade almış. Çelişki var mı diye Meclisin ifadesine başvurmuş. Biz ifade tutanağını hiç göndermemiş olsak bile bu karar alınacaktı. Demek ki kafalarına takmışlar. Şemdinli Komisyonunun raporunu tetkik ettiğinizde bu kararın ağır bir kara olduğunu görürsünüz.
Özellikle sonuç bölümün okuyanlar, savcının haklı olduğunu göreceklerdir.
METİN KAŞIKOĞLU: Çok ağır bir karar. Bir savcının eleştirilebilecek durumu olabilir. Hatta yanlış da yapabilir. Bana göre de hataları vardı. Hepsi kabulümüz. Ama eski bir meslek üyesi, eski ir hakim olarak, alınmaması gereken çok ağır bir karar olduğunu düşünüyorum. Cumhuriyet Savcıları, iddianame hazırlarken bu kararı hep göz önünde tutacaklardır. Türkiyede yargı sistemi için çok olumlu bir karar değil."