BIST 8.664
DOLAR 34,35
EURO 37,41
ALTIN 3.023,20
HABER /  GÜNCEL

İhmal, 18 ocağı söndürdü

Kütahya’nın Gediz ilçesinde 10 gün önce yaşanan maden faciasının nedeni ortaya çıktı. Yapılan araştırmalar ve şahitlerin ifadeleri, "İhmalkarlığı" gösterdi.

Abone ol

Kütahya’nın Gediz ilçesinde 10 gün önce meydana gelen grizu faciasının altında yatan bir dizi ihmali, uzmanların hazırladığı raporlar ve şahitlerin ifadeleri ortaya koydu.

18 kişinin hayatını kaybettiği patlamadan sonra olay yerine giderek rapor hazırlayan uzmanlar, gerekli tedbirler alınmadan işçilerin madene sokulduğu görüşünde. 6 ay boyunca havalandırma bacası olmadan üretim yapılan madende grizu patlamasına sebep olmayan dinamit lokumları da kullanılmamış. Her vardiya değişiminde metan gazını ölçmesi gereken eleman ise haftada bir defa madene girmiş. Olayla ilgili hazırlanan iki raporda çarpıcı cümleler yer alıyor.

Altında Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese Müdürlüğü İşgüvenliği Şubesi Başmühendisi Mustafa Keskinpala’nın imzasının bulunduğu raporda; “Ocağa ilk girdiğimizde 18 madencinin cesetleriyle karşılaştık. Kollarındaki saatlere baktığımızda 11.30’u göstermesi dikkatimizi çekti. Demek ki olay 11.30’da meydana gelmiş ve ani bir metan şoklamasıyla saatler bile durmuş. Bizim girdiğimizde içeride 2000 ppm’nin üzerinde karbonmonoksit gazı vardı ki bu, çok yoğun ve tehlikeli bir oran. Normalde 600 ppm’nin üzeri insanı öldürür.” deniliyor.

Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) adına Jeoloji Yüksek Mühendisi Şevki Bayraktaroğlu’nun hazırladığı raporda ise şu tespitler ortaya konuluyor: “Üretime hazırlanan bir ocakta yapılması gereken en önemli işlemlerden bir tanesi havalandırmanın sağlanması olur. Bu ocakta havalandırma bacası yapılmadan üretim için hazırlıklar bitirilmiş, kömür damarına girilerek üretime başlanmış ve her vardiyada en az 20 ton olmak üzere üretim yapılmıştır. Bu durumun altı aydır devam ettiği ifade edilmiştir. Biz olay yerine vardığımızda havalandırma bacasının olması gereken yerde hâlâ sondaj çalışması devam etmekteydi.”

Maden ocağında 18 mesai arkadaşını kaybeden Ahmet Aksu da yaşananları ‘cinayet’ olarak yorumluyor: “Üretim fazla yapılacak diye madene nefeslik delinmeden işçiyi soktular. Sonunda da bu patlama oldu. Bu resmen cinayettir. Bunun hesabı sorulmalıdır.”

Grizu patlamasının gerçekleştiği 21 Nisan’dan 4 gün önce vardiyasını değiştireren Ahmet Aksu, grizu tehlikesi olan bu tür kömür madenlerinde, grizu emniyetli dinamit lokumu ve kapsül kullanılması gerektiğini söylüyor. Aksu’nun verdiği bilgilere göre; Gediz’deki işletmede bu dinamitin kullanılmama sebebi daha fazla üretim yapmak. Havalandırmanın iyi yapıldığı ve nefeslik diye tabir edilen bacanın bulunduğu madenlerde grizu emniyetli lokum ve kapsül kullanılmasına gerek kalmıyor. 18 kişiye mezar olan madende nefeslik bacasının delinmesine 9 metre kalmış ve vantüp diye adlandırılan havalandırma sistemi de asıl kömürün çıkarıldığı yere kadar uzanmıyor.

Uzmanların verdiği bilgiye göre patlamanın gerçekleştiği ocaktaki gibi yüksek kalitede kömür çıkarılan madenlerde metan gazı nedeniyle grizu oluşması kaçınılmaz. Oksijenden daha hafif olan bu gaz belirli bir seviyeye ulaştığında en küçük bir kıvılcım bile patlamaya yol açabiliyor.

Maden işçisi Ahmet Aksu, “Ben yetkili kişinin içeriye ancak haftada bir defa girdiğini görüyordum. Diğer günlerde hiç görmedim.” diyor. Emniyetçi diye tabir edilen görevlinin içeride grizu ölçümü yapması ve tehlikeli bir durum tespit ettiğinde bunu rapor etmesi gerektiğine dikkat çeken Aksu, gerekli malzemenin bulunduğunu; ancak standartlara uygun kullanılmadığını ifade ediyor.

Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği adına maden ocağında inceleme yaparak rapor hazırlayan Jeoloji Yüksek Mühendisi Şevki Bayraktaroğlu, madenin yeterli güvenlik tedbiri alınmadan işletildiğini söylüyor. Bayraktaroğlu şu bilgileri yer veriyor: “Ocaktan çıkarılmış olan kömürler incelendiğinde, kömürün nitelik itibari ile yüksek kalorili olduğu görülmekte. Bu kalitedeki bir kömürde jeolojik olarak metan gazının bir sorun olabileceği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu gibi ocaklarda metan gazının devamlı kontrol altında tutulması gerekir. Üretime hazırlanan bir ocakta yapılması gereken en önemli işlemlerden birisi havalandırmanın sağlanmamış olmasıdır. Bu ocakta havalandırma bacası yapılmadan üretime geçilmiş ve her vardiyada en az 20 ton olmak üzere üretim yapılmıştır. Bu durumun altı aydır devam ettiği ifade edilmiştir. Biz olay yerine vardığımızda havalandırma bacasının olması gereken yerde hâlâ sondaj çalışması devam etmekteydi. (Belediye başkanı ve ocakta çalışan işçilerin ifadelerine göre bu sondajın henüz kömür damarına girmediği belirtilmiştir.)”

Saatler 11.30’da durmuş

Bayraktaroğlu, ocak girişinde gördüğü manzarayı ise şu cümlelerle aktarıyor: “Ocak ağzında 2 adet vantüpün çalıştığını gördük. Bunlardan biri eskiden beri ocağa hava basıyormuş. Diğeri ise yeni takılmış ve bezden yapılmış borularla hava basıyordu. Bez boruların patlamadan sonra gelmiş olduğu anlaşılmaktadır.”

Kurtarma çalışmaları için Gökler’e giden Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese Müdürlüğü İşgüvenliği Şubesi Başmühendislerinden Mustafa Keskinpala da gördüğü manzarıyı şöyle özetledi: “Ocağa ilk girdiğimizde 18 şehit madencinin cesetleriyle karşılaştık. Kollarındaki saatler 11.30’u gösteriyordu. Demek ki olay 11.30’da meydana gelmiş ve ani bir metan şoklamasıyla saatleri bile durmuş. Biz girdiğimizde içeride 2000 ppm’nin üzerinde karbonmonoksit gazı vardı ki bu çok yoğun ve tehlikeli bir oran. Normalde 600 ppm’nin üzeri insanı öldürür.”

Keskinpala, Maden ve Taşocakları Tüzüğü’ne göre olması gerekenin ise; gaz oranı 50 ppm’nin üzerine çıktığı anda ocağın kapatılması olduğunu vurguluyor. Kömür İşletmeleri (KİAŞ) yetkilileri ise 1957 yılından beri işletilen maden ocağında gereken tedbirlerin alındığını savunuyor: “Özelleşmesi nedeniyle yatırım yapılmaması diye bir şey yok. Biz oraya trilyonlarca liralık yatırım yaptık.”

CHP heyeti de maden ocağında incelemelerde bulundu. Ocağın yüzde 30’unun Enerji Bakanlığı’na ait olduğuna dikkat çeken CHP’li Cevdet Selvi, “Ocak özelleştirme kapsamına alındığı için yıllardır hiçbir yatırım yapılmamış, en basit güvenlik önlemleri bile alınmamış. Bakanlık, kömür çıkarma işini bir müteahhide devretmiş, müteahhit de taşerona. Taşeron, çevredeki kahvehanelerden işçi toplayıp ocağa sokuyormuş. İçeride ne bir havalandırma sistemi ne de grizu ölçüm cihazı varmış... Biraz araştırınca dehşetle öğrendik ki, bu ocak meğerse bölgedeki ocaklar içinde en iyi, en güvenli durumda olanıymış. Bana göre bu olay iş kazası değil, kesinlikle bir iş cinayetidir. Ama insanlar o kadar çaresizler ki, cenazeler kaldırılırken bile yüzlerce kişi burada çalışmak için kuyruğa girmişti.” Öte yandan madende çalışmak için 100 kişinin sırada beklediği öğrenildi.

18 işçi için mevlit okundu

Kütahya’nın Gediz ilçesine bağlı Gökler beldesinde, Kömür İşletmeleri AŞ’ye ait ocaktaki patlama sonucu meydana gelen göçükte hayatını kaybeden 18 işçi için mevlit okutuldu. Gökler Belediyesi’nce Gürenli Meydanı’nda organize edilen mevlide, Gediz Kaymakamı Ali Nazım Balcıoğlu, AK Parti Kütahya milletvekilleri Soner Aksoy, Abdullah Erdem Cantimur, Hasan Fehmi Kinay ve Aleattin Güven, KİAŞ İşletmeler Genel Müdürü Turan Kayıkçı, İşletme Müdürü Tuğyan Ahıska ile madenciler ve ailelerinden oluşan yaklaşık 5 bin kişi katıldı. Gökler Belediye Başkanı Murat Bardakçı, acılarını paylaşanlara teşekkür etti. Mevlide katılanlara yemek verildi. Gediz, aa



HABER: Cemil Türken - Abdullah Karabacak
KAYNAK:
www.zaman.com.tr