İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, "Kürt meselesi sadece birkaç örgüte veya birkaç partiye bırakılacak bir mesele değil, tarihi bir meseledir" dedi.
Abone olBatman'daki temaslarını sürdüren Yıldırım, kentteki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir otelde bir araya geldi. Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, vakıf olarak çözüm sürecinde bazı tıkanmalar olduğunu gördüklerini savunarak, bu kapsamda toplantılar düzenleyerek sürece katkı sunmak istediklerini söyledi.
"Hükümete, örgüte ve diğer kesimlere mesaj vermek için harekete geçtik” diyen Yıldırım, Kürt meselesinin çözülmesini istediklerini belirtti.
"ORTADOĞU'DAKİ OYUNLARIN TEMELİ, İSLAM KARDEŞLİĞİNE DARBE"
Yıldırım, meselenin çözülmesi için birbirlerine küs olan sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin, toplumun çeşitli kesimlerinin bir araya gelmesi gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ara sıra birbirine küsseler de bazı hedeflerde birleşir. Bugün de bu hedefler için bir araya geldik. Uzun yıllardır Kürt meselesiyle ilgili çalışmalarımız var. Bölgede aynı sıkıntıları aynı şiddette olmasa da yaşayan insanlarız. O yüzden bu meselenin çözülmesini arzuluyoruz. Çünkü şunu iyi idrak ettik ki Ortadoğu’daki bütün oyunların temelinde İslam kardeşliğine vurulan darbe var."
"KÜRT, TÜRK, AYNI HEDEFTE BİRLEŞMELİYİZ"
"Kürtler, Türkler, Çerkezlerin aynı hedefte birleşmesi gerekir. Yeryüzünde suni sınırlar belirlenirken Kürtlere bir devlet verilmemiştir. O gün devlet verilseydi bugün belki bunların yerine sınır ihlallerini konuşuyor olacaktık" ifadelerini kullanan Yıldırım, şunları dile getirdi:
"Biz sınırların oluşmasını değil, esasen sınırların kaldırılmasını arzu ederiz. Çünkü Müslümanların hepsi kardeştir. Bir tarağın dişleri gibi eşitiz. Kürt, Türk, Çerkez hepsi aynı hedefte birleşmesi gerekir. Hedefte başarılı olmak istiyorsanız; İslami hedefleri bilmeniz lazım."
"Biz Kürt ve Türklerin haklarının eşitlenmesinin, İslam kardeşliğinin gerçekten bir harç olarak değerlendirilmesinin Ortadoğu'daki bütün oyunları bozacağı gibi, Mescid-i Aksa’yı da özgürleştireceğine inanıyoruz. Kudüs’ün kurtuluşu, yeryüzündeki bütün zulmün gerilemesi ve daralması demektir."
ÇÖZÜM SÜRECİ
Yıldırım, çözüm sürecinin Kürt sorununun çözümü için tarihi bir fırsat olduğunu, bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Halkın bu sürece sahip çıktığını aktaran Yıldırım, "Kürt meselesi sadece birkaç örgüte veya birkaç partiye bırakılacak bir mesele değil, tarihi bir meseledir. Kökeninde Mescid-i Aksa, insanlık, Kudüs vardır, medrese ve ilim vardır" şeklinde konuştu.
Yıldırım, bölgedeki tüm Müslümanların bir araya gelerek kardeşçe, bu konuları ele alması ve kamuoyuyla paylaşması gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü önümüzdeki günlerde büyük sıkıntılar çıkartmak isteyen iç ve dış çevreler, Kürt meselesi üzerinde başka büyük güçlerin bölgeye müdahil olmasını sağlamak isteyebilirler ancak bize göre halk sürece sahip çıkmıştır."
"ÜÇÜNCÜ GÖZ, HALKIN KENDİSİDİR"
"Bize göre üçüncü göz halkın kendisidir. Amerika falan üçüncü göz olamaz. Çocuklarımızın, kadınlarımızın ağlamaması için bu barışın mutlaka olması lazım. Barış da Allah’ın verdiği hakların hepsinin verilmesiyle olacaktır" diyen Yıldırım, kimsenin bu hakları lütuf gibi dağıtma hakkına sahip olmadığını savundu.
"ANA DİLDE EĞİTİM ANA SÜTÜ GİBİ HELALDİR"
Dil ve eğitim hakkının önemine değinen Yıldırım, "Anadilde eğitim, ana sütü gibi helaldir. Kürtlerin bin yıllık bir medrese geleneği var" dedi.
Daha sonra sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri çözüm sürecine ilişkin görüş ve önerilerini aktardı.