BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,39
ALTIN 2.938,32
HABER /  GÜNCEL

İğrenç intikamın bedeli kanlı oldu!

Bu kez olay yeri Samsun... Karısıyla ilişki kuran adamın karısına tecavüze kalkıştı ancak hayatından oldu!

Abone ol

Samsun'da evlerine gelip 45 yaşındaki annesi G.B.’ye tecavüz etmek isteyen 36 yaşındaki komşuları Cemil Karakurt’u tabancayla vurarak öldüren 16 yaşındaki F.B. hakkında ömürboyu hapis cezası istemiyle dava açtı.

Cumhuriyet savcısına ifade veren F.B., “Sabah, ben uyurken annemin çığlığına uyandım. Cemil eve gelip annemi yatak odasına götürüp elbiselerini çıkarmaya çalışıyordu. Annemi bırakmasını istedim. Bana da küfür etti. Ben de tabancayla kendisine ateş ettim. Onu öldürmeseydim anneme tecavüz edecekti” dedi.

Canik İlçesi Gölalan Köyü’nde 1 ay önce meydana gelen olayda, iddialara göre eşinin kendisini terk etmesinden 47 yaşındaki H.B.’yi sorumlu tutan Cemil Karakurt, aralarında husumet bulunan ailenin evine gitti. Kapıyı açan G.B.’ye, “Karım senin kocanla ilişkisi yüzünden beni terk etti. Benim yuvamı yıktınız. Namus meselesi neymiş size göstereceğim” diyerek kadını başka bir odaya doğru sürekleyip tecavüz etmek isterken, F.B. tarafından öldürüldü. Nöbetçi mahkemeye sevk edilen F.B. tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Cinayetin ardından Cumhurşyet Savcısı, hazırladığı iddianamesinde sanık hakkında ömürboyu hapis cezası istedi.

Soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısına ifade veren F.B. babası H.B ile öldürdüğü Cemil Karakurt’un eşi hakkında köyde dedikodu çıktığını ileri sürerek, “Yaklaşık 1.5 yıl önce dayak yediği için eşi Cemil’i terk ederek sığınmaevine yerleştirildi. Babamla, eşi hakkında dedikodular çıktığı için Cemil, eşinin kendisini terk etmesinden dolayı babamı suçluyordu. Aramızda husumet vardı. Olay günü sabah, ben uyurken annemin çığlık sesine uyandım. Cemil annemi yatak odasına götürüp elbiselerini çıkarmaya çalışıyordu. Annemi bırakmasını istedim. Bana da küfür etti. Ben de ölen amcamdan kalan ruhsatsız tabancayı alarak tekrar odaya döndüm. Annemi bırakmasını tekrarladım. Sanırım, tabancanın oyuncak olduğunu düşündü ve bana küfür ederek eylemine devam etti. Annemin çığlıkları artınca bir el ateş ettim. Annemi bırakıp benim üzerime gelmeye başladı. Korkuyla ateş etmeye devam ettim. Onu öldürmeseydim anneme tecavüz edecekti” diye konuştu.

Soruşturma aşamasında tanık olarak bilgisine başvurulan G.B. ise olay günü eşinin işte olduğunu belirterek, “Zil çalınınca kapıyı açtım. Cemil Karakurt, aniden üzerime saldırdı. ‘Senin kocam benim karımı nasıl yaptıysa ben de seni yapacağım’ diyerek beni sürekleyerek odaya soktu ve elbiselerimi çıkarmaya başladı. Kendisiyle boğuşurken çığlık atmaya başladım. Bu sırada oğlum geldi. Onun elinden beni kurtarmaya çalıştı. Yapamayınca içeriye gitti. Döndüğünde elinde tabanca vardı ve ‘Annemle ne işin var. Annemi rahat bırak’ diye bağırarak ateş etti. Sonra da polisi arayıp teslim oldu” dedi.

GENÇ KIZDAN ÜÇÜNCÜ KEZ TECAVÜZE UĞRADIM YALANI! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...

[PAGE]

Bursa'da, daha önce iki farklı olayda 3 kişinin tecavüzüne uğradığını iddia eden ve doktor kontrolünde tecavüz bulgusuna rastlanmayan ve bakire çıkan 21 yaşındaki Özge G., bu kez eski erkek arkadaşı tarafından tecavüze uğradığını iddia ederek yine polise başvurdu.

Genç kız, sorgusunda burada ifadesini değiştirerek dövüldüğünü söyledi.

Merkez Yıldırım İlçesi'nde oturan Özge G., 8 ay önce, büfe işletmecisi erkek arkadaşı 23 yaşındaki T.K. ve onun arkadaşı 21 yaşındaki R.M.'nin, beraber alkol aldıktan sonra kendisine tecavüz ettiklerini iddia ederek polise başvurdu. Gözaltına alınan 2 genç, çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanıp cezaevine konulurken, doktor kontrolünden geçen Özge G.'nin bakire olduğu belirlendi, tecavüz bulgusuna rastlanmadı. T.K. ve R.M. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Bu olayın üzerinden bir hafta geçtikten sonra, Özge G., yeni sevgilisi 24 yaşındaki E.M.'nin de kendisine tecavüz ettiğini iddia ederek polise giderek şikayetçi oldu. Tekrar doktor kontrolünden geçen genç kızda yine tecavüz bulgusuna rastlanmadı ve E.M., Cumhuriyet Savcılığı tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Özge G., bu olaydan bir süre sonra E.M. ile barışıp tekrar görüşmeye başladı. Yaklaşık 3 ay süren ilişkinin ardından, E.M.'nin ayrılmak istemesi üzerine Özge G. tekrar soluğu karakolda alarak sevgilisinin kendisine tecavüz ettiğini öne sürdü.

Emniyet Müdürlüğü'ne getirilen genç kız, burada ifadesini değiştirerek erkek arkadaşının kendisine tecavüz etmediğini, dövdüğünü söylemeye başladı. Polis merkezine getirilen E.M. yine suçlamayı kabul etmedi. E.M., ifadesi alındıktan sonra savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.

NİŞANTAŞI CİNAYETİNDE SÜRPRİZ GELİŞME! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...

[PAGE]

Do-Re-Mi tekstil firmasının hayatını kaybeden eski patronu Ahmet Baysal’ın eski eşi Esra Karsel, 9 Ekim 2009’da Nişantası’nda arabasının içinde öldürüldü.

Karsel’in katil zanlısı olarak Eyüp Gökhan tutuklandı. Gökhan, cezaevinden soruşturmayı yürüten savcılığa bir mektup göndererek itiraflarda bulunacağını, ek ifade vermek istediğini bildirdi.

Savcılığa getirilen Gökhan, cinayeti Karsel’in ilişki yaşadığı evli sevgilisinin işadamı babası tarafından para karşılığı işlettirildiğini söyledi.

YARDIM ETTİLER

Gökhan, adını verdiği bu işadamının cinayet için kendisini azmettirdiğini öne sürdü, saklanması için kendisine yardım ettiğini söylediği kişilerin isimlerini de söyledi. Harekete geçen polis, Gökhan’ın ifadesinde adı geçen işadamı Cengiz B. (70), eşi Nermin B. (63), oğlu Volkan B. (32) ile kiralık katilin tutulmasına aracılık ettiği ileri sürülen Zehni Ş. (30) ve akrabası Şener Ş.’yi (29) gözaltına aldı.

Gözaltındakiler polise verdikleri ifadelerinde suçlamaları kabul etmedi ve iftiraya uğradıklarını söyledi. Nermin B., emniyetten çıkarılırken gazetecilere, “Bir iftiraya uğradık. Ömrümüzün yarası gitti” dedi.

Volkan B. polise verdiği ifadesinde bir evin alımı nedeniyle tanıştığı Karsel ile bir dönem birlikte olduklarını söyledi. Gökhan, yakalandığında Karsel’i kıskançlık yüzünden öldürdüğünü söylemişti. Gökhan, “Bana eski sevgililerini anlatıp ‘Aralarında en iyisi sensin’ dedi. Onu kıskandım” demişti. Gökhan’ın 8 yıl önce de hemşire sevgilisini atkı ile boğduğu, bu yüzden konulduğu Çorum Yarıaçık Cezaevi’nden 2,5 yıl önce firar ettiği ortaya çıkmıştı. Gökhan, Karsel’i firardayken öldürmüştü.

5 KİŞİ SERBEST BIRAKILDI

Gözaltına alınan Cengiz B., eşi Nermin B. ve oğlu Volkan B. ile otopark görevlisi Zehni Ş. ve kardeşi Şener Ş. Şişli Adliyesi’ne sevk edildi. 5 şüpheli savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

DOKTOR İPTEN ALDI BİR GÜN YAŞAYABİLDİ! AYRINTILAR GELİYOR...

[PAGE]

Gaziantep'de berdel usulüyle nişanlanan, ancak anlaşmazlık çıkınca ayrılmak zorunda kalınca bunalıma giren 22 yaşındaki Emine Akdemir, kendini iple evin tavanına astı.

Babasının, ‘ölmüştür, inrirsem suç olur’ diyerek ipi kesmediği, polisin ‘ceset ipte sallanıyor’ dile anons ettiği Emine Akdemir'i sağlık ekibindeki kadın doktor yaşama dördürdü. Hastaneye kaldırılan Emine Akdemir, doktorların tüm çabasına karşın ancak bir gün yaşatılabildi.

Emine Akdemir’in ölümle yaşam arasındaki ince çizgide gidip geldiği, sonunda yaşama tutanamadığı olay, kentin Mevlana Mahallesi’nde meydana geldi. Ailenin 7 çocuğundan 2’ncisi olan Emine Akdemir, geçen ay Şanlıurfa’da yaşayan yakını 26 yaşındaki Fethi Tilgen ile berdel usulüyle nişanlandı. Berdele göre, Emine Akdemir’in kardeşi Halil İbrahim Akdemir de müstakbel eniştesi Fethi’nin kızkardeşi Naime Tilgen ile işanlandı.

Taraflar düğün hazırlıklarına başlarken anlaşmazlık çıktı ve 19 yaşındaki Naime Tilgen ile 20 yaşındaki Halil İbrahim Akdemir evlenmekten vazgeçti. Nişanlısını seven, ancak, geçen hafta töre gereği ailesinin nişanı bozup, ‘Kızımızı da vermiyoruz’ demesi üzerine Emine Akdemir bunalıma girdi. Kendilerine ait evin yakınındaki bakkal dükkanında aile fertleriyle çalışan Emine Akdemir dün sabah oraya giderken kardeşine “Sen git. Ben birazdan geliyorum” diyerek kapıdan döndü. Annesi ve babası evin önündeyken odaya geçip yalnız kalan Emine Akdemir, tavandaki demire bağladığı iple kendini astı.

Kızının dışarı çıkmadığından şüphelenen 45 yaşlarındaki Süleyman Akdemir içeri girmek istedi. Kapıyı açamayan Süleyman Akdemir, komşularının çocuğunu balkona çıkartıp, pencerenin camını kırarak onfu içeri sokup kapıyı açtırdı. Odaya girdiğinde kızını ipte asılı bulan Süleyman Akdemir, ‘ölmüştür, dokunursam suç olur’ diye düşünerek ipi kesmedi ve hemen polis ile 112 Acil Servis'i aradı. Eve ilk ulaşan polis de ipi kesip Emine'yi indirmek yerine, onun intihar ettiğini anonsla merkeze bildirdi.

KADIN DOKTOR YAŞAMA DÖRDÜRDÜ

Polis ekibinin hemen ardından olay yerine gelen 112 Acil Servis ekibindeki görevliler hemen ipi keserek Emine Akdemir'i indirdi. Ekipteki Dr. Serpil Güzelbey, kalp atışı durduğunu fark ettiği Akdemir’e elektroşok cihazıyla müdahale etti.

Yaklaşık yarım saat süren müdahale sonunda nabzı yeniden atmaya başlayan Emine Akdemir, ambulansla Şehitkamil Devlet Hastanesi’ne götürülüp, yoğun bakım ünitesine alındı. Kızı Emine Akdemir hastaneye kaldırıldığında yaşadığını öğrenen baba Süleyman Akdemir polise veridği ifadede, “Kızımı asılı görünce ipi kesmeyi düşündüm. Öldüğünü ve böyle bir şeyin suç olduğunu düşündüğüm için yapmadım. Yaşadığını bilseydim hemen keserdim” dedi.

Gaziantep Sağlık Müdürü Dr. Yemliha Aksoy, ilk görev yeri 112 Acil Servisi’te 7 aydır çalışan Dr. Serpil Güzelbey ve ekipteki Acil Tıp Teknikeri Sevda Bakırcan, ambulans şoförü Enver Bağcı’yı gayretlerinden dolayı çiçek vererek tebrik etti. İlk müdahalesiyle Emine Akdemir’i hayata döndüren Dr. Güzelbey, “Eğer biz gitmeden aile ipi keserek Emine’yi indirmiş olsaydı işimiz daha kolay olacaktı. Genç kızı ipi keserek yere indirip yaptığım kontrolde hiçbir hayati fonksiyonu yoktu. Kalbinin atmadığını gördük. Vücudunun sıcak olmasından dolayı kalp masajı uygulayarak şok verdim. Zor dakikalardı. Sonunda yaşama dördürdük” dedi.

BİR GÜN YAŞATILABİLDİ

Ancak hastanedeki doktorlarrın tüm çabasına karşın yoğun bakımda tedavi gören Emine Akdemir, bu sabah saat 09.15 sıralarında yaşamını yitirdi. Kızlarının ölümüyle Akdemir ailesinin fertleri yıkıldı.

Baba Süleyman Akdemir, “Neden hemen ipi kesmedim” diye kahrolurken, yaşama dördürdüğü Emine'nin bir gün sonra öldüğünü öğrenen 112 Acil Servis ekibindeki görevliler de büyük üzüntü yaşandı.

İSTANBUL'DA PAZARDA ÇOCUK KAÇIRDILAR! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...

[PAGE]

Fatih Balat'ta salı günleri kurulan pazara alışveriş yapmak için gelen Ayten Karagöz'ün 9 aylık bebeği, kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırıldı. Burhan, kaçırılma haberini Gaziosmanpaşa'daki evinden izleyen Saliha Aydar'ın (19), küçük çocuğu iki kişinin kucağında görmesiyle bulundu. Burhan'ı kaçıran biri kadın iki kişiyi mahallelinin linç girişiminden polis kurtardı.

Balat oturan Ayten Karagöz, dün, 9 aylık bebeğini de yanına alarak pazara alışveriş yapmaya çıktı. Ayten Karagöz, önünde durduğu tezgahtan domates seçti. Domatesi aldıktan sonra arkasını dönen Ayten Karagöz, 9 aylık bebeği Burhan'ın bebek arabasında olmadığını fark etti. “Çocuğum kaçırıldı” diyerek ağlamaya başlayan Ayten Karagöz'ün feryatları üzerine esnaf ve vatandaşlar, hemen polise haber verdi. Olay yerine gelen polis, görgü tanıklarının ifadelerine başvurarak minik Burhan'ı bulmak için çalışmalara başladı. Burhan'ın annesi Ayten Karagöz ile babası Tacettin Karagöz Üsküdar'daki Çocuk Şube Müdürlüğü'ne götürülerek ifadeleri alındı.

KUCAKLARINDA GÖRÜP MÜDAHALE ETTİM

Burhan'ın kaçırılma haberini, bugün akşam saatlerinde Gaziosmanpaşa Sarıgöl Mahallesi Laleli Caddesi'ndeki evinde izleyen Saliha Aydar, saat 21.00 sıralarında balkona çıktığında, caddede yürüyen iki kişinin kucağında, haberlerde izlediği çocuğu gördü. Saliha Aydar'ın anlatımına göre, iki kişiye çocuğun kimin olduğunu sorunca, şüpheliler çocuğun kendilerinin olduğunu ve paraları olmadığı için aç olduğunu söyledi. Aydar, kendisinden süt almak için para isteyen şüphelilere mahalledekilerin yardımı ile müdahale etti. Mahalleli polis çağrılarak, Burhan'ı kaçıran Kübra K. (16) ve Sebahattin O.'yu polise teslim etti.

FOTOĞRAFINDAN O OLDUĞU ANLAŞILDI

Gaziosmanpaşa Polis Merkezi'ne getirilen Burhan'ın, kaçırılan çocuk olduğu Üsküdar'daki Çocuk Şube Müdürlüğü'nden istenilen fotoğraf sayesinde ortaya çıktı. Bunun üzerine Burhan, Çocuk Şube Müdürlüğü'ne götürülerek ailesine teslim edildi. Çocuklarına kavuşan anne ve baba sevinçten gözyaşı dökerek, “Bulunmasında katkısı olan herkese teşekkür ederiz” dediler.

Öte yandan ifadelerinde çocuğu bulduklarını söyledikleri iddia edilen Kübra K. ile Sebahattin O. da Çocuk Şube Müdürlüğü'ne götürülmek istenirken, polis merkezi önünde mahalle sakinleri tarafından linç edilmek istendi. Polis, kalabalığı güçlükle sakinleştirerek, şüphelileri polis merkezinden çıkarmayı başardı.

Olayla ilgili şüphelilerin sorgulanmasına başlandığı belirtildi.

SİNEM'İN ÖLÜMÜNDE ÖNEMLİ GELİŞME! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...

[PAGE]

Polis, havalandırma boşluğunda cesedi bulunan Sinem’in ölümünde önemli ipuçlarına ulaştı. Sinem’in ayak izi, polisin intihar iddiasının en büyük delili oldu. Aile ise ‘cinayet olabilir’ kuşkusunu taşıyor.

Beyoğlu Gümüşsuyu’nda bulunan bir apartman dairesinde geceyi ünlü bir işadamının oğlu Can Paksoy’la geçiren Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun cesedi sabah havalandırma boşluğunda bulunmuştu. Olayla ilgili “cinayet mi” yoksa “intihar mı” tartışmaları sürerken o gece evde bulunan Can Paksoy ve ağabeyi Emre Paksoy tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Soruşturmayı yürüten polis olayın intihar olduğu görüşü üzerinde duruyor. Sekizinci kattaki Paksoy’lara ait evde ve havalandırma boşluğunda detaylı bir inceleme yapan polisin en büyük ipucu Sinem geride barıktığı ayak izleri. 

DUVARDAKİ AYAK İZİ 

Polis evde yaptığı incelemeyi Sinem’in ölüme uçtuğu pencere yakınında derinleştirmiş. Olayın meydana geldiği havalandırma boşluğuna bakan pencere yerden yaklaşık 1 metre yükseklekte ve Sinem’in göbek hizasına denk geliyor. Odadan pancereye doğru giden yolda da Sinem’in olay öncesinden kalan ayak izleri bulunuyor. Sinem’in pencerenin havalandırma boşluğuna bakan yüzündeki duvarda bulunan ayak izi, genç kızın intihar etmeden önce duvarda bir süre oturduğu ve kendisini boşluğa bırakmadan önce duvardan destek alarak atladığı şeklinde yorumlanıyor. Sinem’in beton zemine çakıldığı anda da ilk olarak ayaklarının üzerine düştüğü ve daha sonra yüzükoyun kapaklandığı düşünülüyor.

BABADAN SUÇ DUYURUSU

Polisin bu saptamalarına rağmen Sinem Erköseoğlunu’nun ailesi olayın intihar değil cinayet olabileceği görüşünde. Sinem’in babası Ergün Erköseoğlu dün Beyoğlu Adliyesi’ne gelerek suç duyurusunda bulundu. Erköseoğlu, “Aceleyle elbisesini giymeye çalışmış. Kaçarken aşağıya düşmüş olabilir. O aileden kimse cenazeye gelmedi, bir baş sağlığı bile dilemediler” dedi. Avukat Rezzan Epözdemir, hukukun takipçisi olacaklarını söyledi. Epözdemir, “Cinayet olması noktasında şüphelerimiz var” ifadesini kullandı.

BABASI DİYE YANLIŞ KİŞİYİ GÖMDÜ! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...

[PAGE]

Muğla'nın Ula İlçesi'ne bağlı Portakallık Köyü'nde oturan Ahmet Özdemir (36), trafik kazasında tanınmayacak hale gelerek hayatını kaybeden kimliği belirsiz kişiyi kayıp babası Mehmet Özdemir (68) sanıp defnettirdi.

Ancak, akli dengesi yerinde olmayan Mehmet Özdemir'in bir hafta sonra ortaya çıkması herkesi şaşkına çevirdi, yanlış cenazenin gömüldüğü anlaşıldı.

Cenaze tanınmayacak haldeydi

Muğla- Yatağan Karayolu'nun Akçaova Mevkii'nde, 14 Eylül Salı gecesi saat 23.00 sıralarında yaşanan trafik kazası, ilginç bir olaya neden oldu. Yolun karşısına geçmeye çalışırken otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybeden ve üzerinden kimlik çıkmayan 60- 65 yaşlarındaki kişinin cenazesi tanınamayacak hale geldi. Bu kişinin bir süredir kayıp olan Ula'nın Portakallık Köyü'nden akli dengesi bozuk 3 çocuk babası Mehmet Özdemir (68) olabileceği iddia edildi. 1 aydır gazete, radyo ve yerel televizyonlara verdiği kayıp ilanlarıyla babasını arayan Akyaka'da balıkçılık yapan oğul Ahmet Özdemir'e telefonla haber verildi.

Yanlış cenaze toprağa verildi

Ahmet Özdemir, tanınmayacak haldeki cesedi teşhis için Muğla Devlet Hastanesi'ne geldi. Görevliler tarafından morga indirilen Özdemir, cenazenin babasına ait olduğunu söyleyip defin işlemlerini başlattı. Cenaze 16 Eylül'de Portakallık Köyü'ne getirildi, verilen salanın ardından kılınan öğle namazının ardından toprağa verildi. Sokakta yaşayan ve ara sıra Portakallık'taki küçük barakasına dönen Mehmet Özdemir'in cenazesinde, Milas'ın Mumcular Beldesi'nde kalan iki oğlu ve eşi yer almadı. Mehmet Özdemir için bir hafta sonra da Portakallık'ta oğlu Ahmet Özdemir tarafından mevlüt okutulup hayır lokması döktürüldü. Oğul Özdemir, 400 TL harcadığı cenaze sonrası oturduğu Akyaka'ya dönerken, öldü sanılan Mehmet Özdemir'in bir hafta sonra ortaya çıkması herkesi şaşırttı. Yanlış cenazenin toprağa verildiği anlaşıldı.

Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı olaya el koyarken, polis de köyde araştırma yapıp mezarlığın fotoğrafını çekti. Gömülü kişinin kimlik tespit çalışmalarına başlandığı, soruşturmanın ardından cenazenin çıkarılıp çıkarılmamasına karar verileceği öğrenildi.

Portakallık Köyü Muhtarı Erol Çömen, "Tarlada çalışırken sela verildiğini duydum. Ölen kişiyi öğrenmek için kıraathaneye telefon açtığımda Mehmet Özdemir dediler. Hemen cenazeye gittik, öğle namazına müteakip gömdük. Ama, gömdüğümüz kişinin Mehmet olmadığı ortaya çıktı. Fıkra gibi bir olay" dedi.

TECAVÜZ İDDİASINA GARSONLAR EL KOYDU! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...

[PAGE]

Adana'da eski kız arkadaşı lise öğrencisi 16 yaşındaki A.K.'ye, bıçak ve ip göstererek tehdit edip tecavüz ettiği iddia edilen Y.E.S., ilişki sonrası yemeğe götürdüğü genç kızın, lokantadaki garsonlardan yardım istemesi ile yakalandı.

Yüreğir Anadolu Lisesi'nde okuyan A.K., bir süre flört ettiği erkek arkadaşı Y.E.S'den ayrıldı. Ancak A.K. ile tekrar görüşmek isteyen Y.E.S. barışmak için zorladığı genç kızla buluşup, anneannesinin  Sümer Mahallesi'ndeki evine götürdü. İddiaya göre burada genç kızla ilişkiye girmek isteyen Y.E.S., A.K.'nin kabul etmemesi üzerine bir çantanın içindeki bıçak ve ipi göstererek tehditle zorla ilişkiye girdi.

Daha sonra yemeğe götürmeyi teklif ettiği A.K.'nin kabul etmesi üzerine yakındaki bir lokantaya götürdü. Genç kız burada tuvalete gitme bahanesi ile kalkarak, yanına çağırdığı garsonlardan birine, birlikte geldiği kişinin kendisine zorla tecavüz ettiğini ve yanında tuttuğunu söyleyerek telefon numarasını verdiği ablasını çağırmasını istedi.

Garsonların araması üzerine lokantaya gelen ablanın ihbarı ile polis, tecavüz şüphelisi Y.E.S.'yi gözaltına aldı. Şüpheli, A.K.'nin kendisi ile isteyerek ilişkiye girdiğini iddia ederek, daha sonra neden kendisini yakalattığını anlamadığını iddia etti. Genç kız ise şüphelinin kendisine zorla tecavüz ettiğini iddia etti. Tecavüz şüphelisi, sorgusunun tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilecek.