Dershanelerin kapatılacağı kararının ardından partisinden istifa eden eski AK Parti'li İdris Bal yeni bir parti kuruyor.
Abone olNESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Bal, neden parti kurduklarını, ne zamandır böyle bir oluşum düşlediklerini, istifa eden diğer isimlerin de partide olup olmayacağını İnternethaber'e anlattı. Şamil Tayyar'a da "hıyarın olduğu yerde tuzluğa ihtiyaç olur" sözleriyle yanıt veren Bal, şunları söyledi.
Neden bir parti kurmaya karar verdiniz?
HERKES İHTİYAÇ OLDUĞU KONUSUNDA HEMFİKİR
Herhangi bir ihtiyaç olmadan ürünün olması bir şey ifade etmez. Son dönemde zannediyorum sağcısıyla solcusuyla herkes bir ihtiyaç olduğu konusunda hemfikir. Zira şu anda iktidarın vizyonu hem iç hem de dış siyasette daraldı. Dolayısıyla yapılan hatalardan dolayı, dış siyasetteki yalnızlaşma, iç siyasette kutuplaşma gibi sebeplerden dolayı bir ihtiyaç olduğunu herkes düşünüyor. O yüzden bizim çalışmalarımız var, adı koyulmuş bir durum yok ama ciddi çalışmalar var.
Ne zamandır bir parti kurma fikri var aklınızda, AK Parti'de iken de düşünüyor muydunuz, yoksa ayrıldıktan sonra mı karar verdiniz?
AK PARTİ'DEYKEN DE DÜŞÜNÜYORDUM
Bunun istişareleri uzun süredir var ama özellikle bağımsız olduktan sonra daha aktif bir şekilde bu istişarelerimizi yaptık ve devam ettiriyoruz. Türkiye'yi siyasal ve toplumsal olarak temsil eden farklı kesimlerden arkadaşlarımızla bu istişareleri yaptık. Farklı istişareler yapmakla birlikte, AK Parti'den çıktıktan sonra fiili bazı temaslar oldu.
Ama AK Parti'de iken de ben çözüm sürecini eleştiriyordum. Çözüm sürecini çözüm olduğu için eleştirmiyordum, bu metadoloji ile çözüm olmayacağını, örgütün güçlendirileceğini, örgütün Kuzey Suriye'de devlet kuracağını, bölgedeki insanlar üzerinde daha rahat baskı yapacağını, taban kazanacağını, meşruiyet kazanacağını, meseleyi uluslararası hale getireceğini, böyle büyük bir risk olduğunu söylüyordum.
Taksim meselesinde yine metadolojik ve stratejik olarak yanlış yapıldığını, Başbakan'ın yerel bir konuya müdahil olmaması gerektiğini, yerel otoritelerin bu soruna eğilmesi gerektiğini söylüyordum. O dönem içinde bulunduğum partiye yol göstermek için bunları söylüyordum.
O dönem sizinle birlikte partiden ayrılan isimler oldu, o isimler de partide yer alacak mı?
İSİMLERİ SÖYLEYEMEM
Bu bir ilan değildir. Türkiye'nin iç ve dış meseleleri ile ilgili bir görüş alışverişidir. Doğmamış çocuğa don biçilmezmiş, o yüzden daha ilan edilmeden isim vermek ahlaki olmaz. Dolayısıyla ben her kesimle istişare ederim ama bu formel hale gelmeden herhangi bir isim vermek doğru değildir.
Siz partinizi kurduktan sonra AK Parti'den ayrılıp sizin partinize dahil olacak olan isimler olacağını düşünüyor msunuz?
AK PARTİ'DEN İSİMLER DE BİZE KATILACAK
Gelecek de olacağını düşünüyoruz zira rahatsız olan isimlerin olduğunu biliyoruz ama bunların kim olacağını şimdi açıklayamayız. Birazcık, hukuk ve demokrasi bilgisi olan herkes, şu anda hukuka baskı yapıldığını, medyaya baskı yapıldığını biliyor. Azıcık dünyayı bilen, azıcık dış siyaseti bilen insanlar bundan birkaç sene evvel Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Konseyi üyeliği için aday olduğunda 151 üye destek verirken şimdi neden 60'a düştü. İnsanlar bunun farkında.
O dönem siz ve diğer vekiller AK Parti'den ayrıldığınızda sizlerin "cemaatin" isteği ile ayrıldığınız söylenmişti. Bu parti cemaatin partisi mi olacak?
TÜRKİYE CEMAATTEN İBARET DEĞİL
Ben Türkiye'nin cemaatten ibaret olmadığını düşünüyorum. Başarılı çalışmalar ne solcuların, ne milliyetçilerin, ne sağcıların, ne alevilerin olur, milletin olur. Ben "hodri meydan" demiştim. Ben siyasete girerken beni destekleyen, onların kontenjanıyla girdiğim ne bir sermaye grubu vardır ne de cemaat vardır. Ben profesörüm, vekil olmadan önce sürekli televizyonlara çıkıyordum, ş anda iktidar bana ambargo koydu. Dolayısıyla benim herhangi bir kesimin kontenjanına ve desteğine ihtiyacım olmadı bundan sonra da olmaz. Zaten bir insan iradesinin üstüne ipotek koydurmaz. Bu kişi eğer bir vekilse kendini seçenlere ve şahsına ve yaradana saygısızlıktır.
Partinizin ismi ve sloganı ne olacak?
Bunu şimdi söyleyemeyiz, son dakikaya kadar her şey değişebilir. Bunu söylemek bizi olacaksa bile bitirebilir. Bizim niyetimiz üzüm yemek. Anadolu'da güzel bir laf vardır, gelin ata binmiş ya nasip demiş" İsim verirsek yanımızdaki insanları bile uzaklaştırabiliriz.
Şamil Tayyar, bir tweet atarak size tuzluk vurgusu yaptı, ne düşünüyorsunuz?
BU KADAR HIYARIN OLDUĞU YERDE
Ben Şamil Tayyar'a cevap vermiyorum. O dönem de buna benzer tartışmalara meclis kürsüsünden yanıt vermiş ve demiştim ki; "Ben üslubuma uygun konuşurum, ben demiyorum ama biriler çıkıp; "bu kadar hıyarın olduğu yerde tuzluk da lazım" derse ne diyeceksiniz.
Yine aynı şekilde bunu ben demiyorum. Benim üslubumda, ne tuzluk, ne salatalık, ne hıyar vardır. O aciz insanların birbirlerini yaftalamasıdır. Bence milletin vekillerini birbirlerine saygılı olmalı.
Şamil Tayyar'ın o sözü bana söyleyip söylemediğini bilmiyorum. Onların hepsi sevdiğim arkadaşlarımdır ama ben yakıştırmıyorum. Umarım bana söylememiştir. Herkes bir laf söylediğinde işiteceğini düşünmeli. Biri de çıkar az önce söylediğim "o kadar hıyar varken tuzluk da lazım" der ama ben demiyorum. Bence adam gibi çıkıp çözüm sürecinin hesabını versinler. Hani hayaldi gerçek oldu ya, bu ülke Kuzey Suriye'de PKK'ya yardım ediyor, gerçekten hayaldi gerçek oldu. Adam gibi delikanlı bunun hesabını verir. Bir Başbakan, bir Cumhurbaşkanı, bir Bakan, bir vekil nasıl küfredebilir, türlü türlü kesimlere faklı küfürler edildi, bunun hesabını versinler. Bence projeleriyle konuşsunlar. Ben bugüne kadar kimseye küfretmedim bundan sonra da etmeyeceğim.