BIST 9.627
DOLAR 35,22
EURO 36,70
ALTIN 2.955,66
HABER /  GÜNCEL

İDO sonunda pes etti!

Son dakika biletlerine uygulanan yüksek fiyat ve internet satışında yaşanan sorunlarla büyük tepki çeken İDO, tek fiyat uygulamasına döneceğinin sinyalini verdi.

Abone ol

İDO sonunda pes etti! İDO’nun yüzde 30 ortağı Akfen Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, “Benim de bilet alamadığım oldu, hata yaptık. Tüm yolculardan özür diliyorum” dedi.

İstanbul Deniz İşletmeleri (İDO) yönetimi, yolculardan gelen yoğun tepkilerin sonucunda uyguladığı “dinamik fiyat” politikası yerine tek fiyat politikasına döneceğinin sinyallerini verdi. Son dakika biletlerinin çok yüksek fiyatlara satılması, internet üzerinden bilet alma konusunda yaşanan güçlükler gibi birçok nedenle tepki gösterilen İDO’nun yüzde 30 ortağı Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, “İDO’da uygulanmaya çalışılan dinamik fiyat politikasında hatalar yapıldığını kabul ediyor ve özür diliyorum. Bu kadar tepkiyi hak etmedik ama ben yine de tüm yolculardan özür diliyorum. Yönetiminde bile olmadığım İDO’nun fiyat ve bilet satışı konusundaki aksaklıklarından sorumlu tutulmak beni çok üzdü. Ama yanlışlarımızı anladık, çözmek için bir eylem planı hazırladık. Cuma (yarın) gününden itibaren biletlerde tek fiyat uygulamasına geri dönüyoruz” dedi.

ZAM YAPMAYI BECEREMEDİK!

İDO’nun 16 Eylül’e kadar sürecek yeni bir kampanya başlatacağını söyleyen Akın, fiyatlar ve teknik aksaklıklar nedeniyle yaşanan sıkıntılı sürecin detaylarını Hürriyet’e anlattı. İDO’nun yeni kampanyasını ilk kez açıklayan Akın şöyle konuştu: “İDO’da Belediye döneminde ekonomi sınıfı 22 lira olan bilet fiyatını sadece yüzde 10 zamla 24 lira olarak sabitlemeyi planlayan bir çalışma yürütülüyor. Bunun dışında haftasonları yoğun talepten dolayı bilet fiyatının 26 lira olması planlanıyor. Ayrıca son dakika fiyatlaması, farklı koltuk fiyatı gibi tüm uygulamaları kaldırdık. Yeni fiyat tarifesi ve uygulamalar önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklanacak. Kısacası hakkımız olduğu halde zam yapmak istedik ancak bunu bile beceremedik.”

2 GÜN YAKINDAN İZLEDİM

Geçen yıl, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı İDO özelleştirme ihalesini 861 milyon dolara kazanan Tepe-Akfen-Souter-Sera konsorsiyumu olmuştu. Konsorsiyumda Sera’nın yüzde 10, diğerlerinin yüzde 30 payı var. İDO’nun yönetim kurulunda bile olmadığını belirten Akın, “Gelişmelerden, krizin medyaya yansımasından sonra haberim oldu. Çok doğru başlamış bir proje haklıyken haksız duruma düştük. Ben de çok şaşırdım. Ben o süreçte iki gün üst üste İDO’ya gittim. Ne olup bittiğini öğrenmeye çalıştım. Önder Sezgi ve ekibinin çok iyi niyetli çalıştıklarını gördüm. Her gün kendim bilet almak üzere dışardan sisteme girdim ve bir keresinde ben de bilet alamadım. 16 Haziran’daki yönetim kurulu toplantısına bile girdim. Arkadaşlara, ‘Ne olur yolcunun hayatını kolaylaştırın, bunun için fiyat dahil ne gerekiyorsa yapın’ dedim. Ondan sonra oturduk fiyatları yeniden düzenledik.”

YÜZDE 20 DEVALÜASYON!

Krizi fiyatlar açısından çok büyük fedakarlık yaparak aşmaya karar verdiklerini belirten Akın şunları anlattı: “Bir kere Türkiye’de döviz performansı açısından bakıldığında geçen yıldan bu yana yüzde 20 devalüasyon oldu. Dolar geçen yıldan bu yana yüzde 20 değer kaybetti. Biz İDO’ya 900 milyon dolara yakın para ödedik. Euro 1.50 iken aldığımız borcumuzu şu anda Euro’nun 1.80 olduğu bir ekonomik ortamda ödüyoruz. Hesapladığınızda tam yüzde 20 devalüasyon oldu. Biz TL olarak gelir elde ediyoruz ve borcumuzu dolar olarak ödüyoruz. Eğer bu işletme belediyede olsaydı belediye yüzde 10 enflasyon ve yüzde 20 devalüasyondan dolayı zaten zam yapacaktı. Haklı olduğumuz halde bu zammı bile yapamaz duruma düştük.”

YOLCU ORANI DÜŞTÜ!

BU tür dinamik fiyat uygulamalarının aslında yolcu kapasitesini artırmaya yönelik olması gerektiğini söyleyen Hamdi Akın, “Ancak durum İDO için böyle olmamış. Yolcu sayısı artmamış. Aslında yönetimin bu durumda hemen uyanması gerekiyordu uyanmamış. Bu yılki planlara göre ilk 6 ayda yolcu sayısında yüzde 2, bütçede de yüzde 4 düşüş var. Tam bir yıl önce devraldık. 2011’de yüzde 2 artış yakalamışız yolcu sayısında” dedi.
Aksaklıkların ikinci köprünün tadilatı nedeniyle trafiğe kısmen kapatılmasının ardından iyice arttığını belirten Akın, şunları anlattı: “Yolcular İDO’ya bu kadar birden yönelmeselerdi belki sorunlar yine çözülürdü. Ama iyi oldu. En azından ben farkına vardım.”


İYİ NİYETLİ BİR PROJEYDİ!

İYİ niyetle başlamış, sürekli ve önceden plan yapan yolcuya avantajların sunulduğu iyi bir uygulama olduğunu kaydeden Hamdi Akın projenin yürümemesinin sebeplerini şöyle açıkladı: “İDO’yu hergün kullanan, sürekli yolcunun daha avantajlı olduğu, önceden plan yapıp biletini önceden alan yolcunun avantajlı olduğu ve son dakikada da bilet alanın bunun bedelini ödediği tıpkı havayolu şirketlerinin yaptığı bir sistemdi bu. Bugün her alanda önceden alım yapan müşteriye avantaj sunuluyor. Fakat burada hem İDO yolcusunun böylesi bir dinamik fiyatlamaya hazır olmaması hem de kurulan sistemin teknik altyapısının yetersizliği tüm bu sorunlara neden oldu. Ancak biz sorunların fazla büyümesine müsaade etmeden yeni bir eylem planı hazırladık.”

İNGİLİZ ORTAKLARDAN DESTEK GELDİ

Tüm bu yaşananların İngiliz ortak Souter Investmensts Başkanı Brian Souter’e de yansıdığını söyleyen Hamdi Akın, şunları kaydetti: “Brian bu süreçte tamamen bizi destekledi. Aslında dinamik fiyat politikasının kaldırılmasını desteklemeyeceğini, çünkü kaldırılırsa bir daha getiremeyeceklerini belirtti. Ancak bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmak için yapılması gerekenin bu olduğunu söyledik, kabul etti. Aslında erken rezervasyon olması lazım, sürekli kullananların avantajının olması lazım. Bizim bir takım sempatik hareketlerimizin olması lazım. Tüm bunları ortaya daha iyi koymalıyız. Bu süreçte bir sürü iyi şey yaptık,
para kazanmadan yatırım yaptık ama sonuçta bunları anlatamadık.

Aslında bir çok açıdan zarar etmelerine rağmen, bunu gidermek için zam yapma yoluna gitmedikleri halde, ‘kazık atan’ şirket konumuna düşmelerinden büyük üzüntü duyduğunu söyleyen Hamdi Akın, şöyle konuştu: “Bizim aslında devraldığımızdan bu yana dövizdeki yükselişin dışında bir de hükümetin aldığı kararlardan dolayı çok büyük maliyet artışımız oldu. Biz İDO’yu aldığımızda deniz otobüslerinde kırsal yakıt kullanılıyordu. Şimdi ise, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) yaptığı değişiklikle bize de euro-dizel yakıt kullanma zorunluluğu getirildi. Euro-dizel’e geçtiğimiz için aradaki maliyet farkı yıllık 68 milyon TL. Ve şu anda hükümetin aldığı bu kararla bize yansıyan ek maliyeti biz ne yazık ki yolcu fiyatlarımıza yansıtıp sonuç alamıyoruz. Çünkü bu süreçte hatalar yapıldı. Şu anda zararına çalışıyoruz. Normalde bizim yüzde 40’a yakın zam yapmamız lazımdı.”

GELECEĞİ KURTARMAYA ÇALIŞIYORUZ!

İDO’da fiyat krizinin etkilerini silene kadar artık zam yapmadan çalışmak zorunda olduklarını söyleyen Hamdi Akın, şöyle devam etti: “Bu kötü şöhreti silinceye kadar çalışmamız lazım. İçinde bulunduğumuz psikolojik durumu anlatmama gerek var mı bilmiyorum. Maliyet artışlarına rağmen gereken zammı yapmadık ama yine de kazıklayan şirket konumuna düştük. Bu arada özeleştirimizi de yaparak, hatalarımızı da kabul ediyorum. Ve bu hatanın bedelini de fazlasıyla ödedik. Bu yıl bizim açımızdan kayıp. Ama şirketi aldığımıza pişman değiliz. Önemli olan geleceğimizi kaybetmemek. Kötü şöhretle bütün bir geleceği kaybedebiliriz. Çünkü herkesin aklında bu kötü yorumlar kalacak. Bu süreçte pahalıya bilet alanların yanı sıra ucuza da bilet alanlar oldu. Ama onların sesi çıkmıyor. Demek ki biz yeteri kadar ucuza bilet satamamışız ki arkamızda bir destek grubu oluşturamamışız.”