CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, SBS sorularının, 9 il merkezine 2 gün önceden gönderiliğine dair haberlere işaret etti.
Abone olSerter, bunun üzerine Milli Eğitim Bakanlığı'nın, iki gün içinde alelacele yeniden sınav sorusu hazırlamak zorunda kaldığını belirtti.
SBS ile ilgili yeni düzenlemenin altyapı çalışmalarının tamamlanmadığını, kadro eksiklikleri bulunduğunu, bu konuda büyük skandallar yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu söylediğini anımsatan Serter, bu tablonun bugün gerçekleştiğini savundu.
Serter, üniversiteler açılırken neredeyse bütün milletvekillerinin yurt talebiyle karşılaştığını dile getirerek, yurdun, her öğrenci için yaşamsal öneme sahip olduğunu anlattı.
BU KADAR KONTENJANIN BOŞ KALMASI SKANDALDIR
Ülke genelinde 24 bin 415 yurt kontenjanının boş olduğunu bildiren Serter, "Bir tek öğrenciye yurt bulmaya çabalarken bu kadar kontenjanın boş kalması skandaldır, beceriksizliktir, planlama hatasının görünür kılınmasıdır" dedi.
Serter, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi büyük illerde bile yurtlarda ciddi kontenjan açıklarının olduğunu ifade ederek, İstanbul'da 475, Ankara'da bin 722, İzmir'de 4 bin 129 , Adana'da bin 808, Erzurum'da bin 833, Diyarbakır'da 796 boş kontenjan bulunduğunu bildirdi.
Bir tarafta yurda yerleşemeyen birçok öğrenci varken, diğer tarafta 24 bin kontenjanın boş kaldığına işaret eden Serter, bunun en önemli nedeninin yurtların planlamasındaki hata olduğunu belirtti. Serter, yurt yapmanın ciddi bir iş olduğunu dile getirerek, "TOKİ'ye emrettim, şu tarlada yurt yap" diyerek, yurt yapılamayacağını söyledi. Serter, yurtlara yönelik planlamayı yapamayan yönetim anlayışının, ülkede ciddi israfa yol açtığını, öğrencilerin yurtsuz kalmasına neden olduğunu öne sürdü.
Serter, FATİH Projesi'nin, hazırlıksız başlatılan, siyasi nitelikte bir proje olduğunu savundu. Serter, projenin 2013'de bitirileceği söylenirken, bunun daha sonraki yıllara uzadığını belirtti.
Proje kapsamında 10,5 milyon öğrenciye tablet dağıtılacağının ilan edildiğini ancak 62 binin dağıtıldığını kaydeden Serter, başarının yüzde 0,6 olduğunu vurguladı.
Serter, eğitimdeki nitelik arşıtının, öğrencilerin ellerine tutuşturulan tablete bağlanamayacağını dile getirerek, "Öğrenciyi teknoloji ile tanıştırıyorum demenin siyasi rantını yemek için bakanlık bütçesini bu kadar zora sokmaya, Başbakan dahil bu ülkede kimsenin hakkı olmamalıdır" diye konuştu.
Dershanelerle ilgili tartışmalara yönelik soruyu da yanıtlayan Serter, dershaneli bir eğitimi savunmadığına işaret etti. Serter, sözlerini şöyle sürdürdü:
İDEALİMDEKİ EĞİTİMDE DERSHANEYE İHTİYAÇ YOK
"İdealimdeki eğitimde, eğitimin kalitesi o kadar yüksektir ki dershaneye ihtiyaç olmaz. Bugün dershaneler varsa, dershanelerin bir sebep değil bir sonuç olduğunu algılamak gerekir. Bir ihtiyacın ürünüdür. Hiçkimse çocuklarını silah zoruyla göndermiyor, aileler çocuğunun sınavı kazanması için gönderiyor. Niye ihtiyaç duyuyor; çünkü bu eğitimi öğrenci okulda alamıyor, alamıyorsa takviye gerekiyor. Okulun eğitim kalitesini yükseltmeyecek, sınavları kaldırmayacaksın ama dershaneleri kaldıracaksın. Mantıksal olarak anlaşılır değil. Bu olursa, her ev bir dershane olur, dershane öğretmenleri evlerde, 10-15 öğrenciye ders verir, gizli dershaneler çıkar, merdiven altına iner. Dershanede çalışan öğretmenler vergi vermeyeceği için devlet kayba da uğrar. Öğrenciyi üniversiteye hazırlamak için yasadışı yola başvurmaya bırakmak hangi aklın kabul edileceği bir şeydir? Bu tartışma, baştan hatalı. Siz önce SBS'yi, üniversiteye giriş sınavlarını kaldırın, bütün öğrencileri istediği okullara yerleştirin, o zaman dershane kalacak mı? Dershanelerin açılmasına izin verirken, cemaatle ilgili olarak ne istedilerse yaptık anlayışıyla hareket ederken, dershanelerin kapatılmasından söz etmiyor, şimdi gözdağı vermek için dershaneleri kullanıyorsun. Bu, bunu yapanların elinde patlayacaktır."