BIST 9.550
DOLAR 34,52
EURO 36,17
ALTIN 3.003,22

İçsel eleştiri şart!!!

31 Mart yerel seçimlerinden sonra ortaya çıkan siyasi tabloda; AK Parti’nin yürümeye devam ettiği uçurumdan, geri manevra yapabilmesinin yolu içsel eleştiriden geçiyor.

İçsel eleştiri yapmak ve siyasi tıkanıklığa sebebiyet veren yanlışlardan kurtulmakla mümkün olacak.

İçsel eleştiriye kapalı olanlar, “Kan içer, kızılcık şerbeti içtim der.” bakış açısıyla yol almaya çalışır. Oysa bu bakış açısı tam olarak kabilecilik ya da aşiret mantığıdır.

Yanlışlar, hatalar konuşulmaz. Saklanır. Halının altına süpürülür.

AK Parti gibi kitlesel partilerde ivmeyi aşağı doğru çeker.

Sorunları yok saymak yerine tüm şeffaflığıyla masaya yatırmak,

Çözüm aramak,

Tezler oluşturmak,

İtidalli bir şekilde yol almak daha çok işe yarayacaktır.

İçsel eleştiriden kaçmak, rakibe alan açmaktır.

AK Parti kendi içinde kendi rakipleriyle savaşıyor. Siyasi anlamdaki rakiplerine çok da fırsat kalmıyor.

Rakip CHP’nde siyasi erdem, siyasi ahlak ve partilisini savunmak hali daha fazla.

AK Parti içinde pek çok ilişkinin temeli siyasi idealde birleşme değil de maddi menfaatte birleşme haline dönüştü. 2002’deki siyasi ruh dava bilinci eridi. Zihinsel değişim beraberinde siyasi başarısızlığı getirdi.

AK Parti içinde yaşanan küçük, çözülebilir sorunlar büyütülüp sosyal medyada tıklanmayı, deşifre olmayı beraberinde sürükledi. Her şey malzeme edildi. Böyle bir dönemde partinin her kademesinde yer alan isimlerin özenle gözden geçirilmesi gerekir.

Kişilerin bireysel her üslupsuzlukları partiye mal ediliyor.

Kasti ya da farkında olmadan yapılan sorumsuzlukları partinin gücünü azaltıyor.

Bireysel olarak yapılan tüm yanlışlar partiyi örseliyor, AK Partiyle

özdeşleştiriliyor.

O nedenle yapılması gereken, kıyasıya bir içsel eleştiridir.

Sorumsuzca davrananlar, şuursuzca davrananlar, yanlışlarını arttıranlar, vatandaşa tekme savuranlar, pudra şekeri sevenler…içsel eleştiri yapılırken bağışlanmamalı gereği yapılmalı.

Aksi takdirde seçmen gereğini yapacak. Parçalara ayıracak!

Kamu önünde yüksek sesle yapılmayan içsel eleştiriden fayda beklemek yanlış olur. Bu eleştiriye maruz kalanın sarsılması gerekir ki sonrasında diğerleri buna cesaret edemesin.

Aksi takdirde vatandaşın AK Parti’ye inancı ve güveni kalmaz. Hatta ortada AK Parti de kalmaz.