İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'yi kahreden yangınlar hakkındaki sözlerine tepki gösterdi. Bakan Soylu, "Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız CHP'dendir. Biz beraber çalışıyoruz. Eksik sahada görmüyor muyum, baktığımızda 10-20 tane eksik görürüm. Ama eksiği söylersem, tweete yazar 'şu da eksikti, şu da şöyleydi' dersem doğru yapmış olur muyum? Bu bir sorumluluk mu? Bu sorumsuzluktur. " dedi.
Abone olTarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ve Kültür Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, Yargın Koordinasyon Merkezinde basın açıklaması yaptı.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin açıklamaları şu şekilde:
Birinci odağımız yerleşim yerleri olmak durumunda kaldı. Marmaris'teki yangın devam ediyor, şu anda stabil. Köyceğiz'de yangın dağlık arazide devam ediyor, yerleşim yerlerinden uzak. Buradaki yangın önemli ve yaygın bir yangın. Kara birliklerinin gücünü de arttırarak bugün de özellikle karadan ve havadan ciddi tahkimatla Milas yangınımıza müdahale ediyor olacağız.
Seydikemer'de 2 yangın devam ediyor, diğer yangınlara göre ciddiyeti daha az. Gündoğmuş yangını devam ediyor, Manavgat devam ediyor, Gündoğmuş'un tahliye edilmesi söz konusu. Tunceli Hozat yeni bilgi geldi, şu anda kontrol altına alındı. Isparta'da Sütçüler mevkiinde bir yangın daha çıktı.
Tüm zamanların en düşük nemi
Termik santralle ilgili şimdilik problem yok gözüküyor, rüzgar da o yönde esmiyor. Bir problem olursa karşı ateş ve diğer tekniklerle müdahale etmek için arkadaşlarımız gereken tahkimatı yaptı. Havanın 40 derecenin üzerinde olduğu, rüzgarın estiği günleri yaşıyoruz.
Yarın da tüm zamanların en düşük nemi ile karşı karşıya kalacağız. Normal şartlarda yüzde 30'un altında nemin olmaması gerektiğini düşünüyoruz.
Tüm yangınlara 16 uçak, 51 helikopter, 850'nin üzerinde arazöz, 5 bin zerinde personelle müdahalemiz devam ediyor. Uçaklar konusunda alan yaygın olduğu için ama defalarca sortiler de yapılıyor. Muğla'da sabahtan binden fazla helikopter sortisi ve 3 bin tondan fazla su atıldı.
Yerleşim yerleri odaklı gidiyoruz, maalesef ormanlarımızı bırakmak durumunda kalıyoruz.
"Bir genel başkanın söylemesi üzücüdür"
İlk yağmurlarla dikime başlıyoruz. Anayasanın 169. maddesi asla ve asla orman alanları daraltılamaz diyor, bunun istisnaları var. Bu istisnaların içinde rahmetli Özal'dan beri 40 yıldan beri olan konu, turizm alanı tahsis edilecekse edilir.
Kurumlardan görüş alınır, turizm alanı ilan edilecekse edilir. Bunun için ormanların yakılması gibi spekülasyonların yapılması yanlıştır. Bir genel başkanın söylemesi üzücüdür. Ormanları kimse yakamaz, böyle hainler varsa cezasını adli merciler verecektir. Provokasyonlara dikkat etmemiz lazım.
Amfibik uçaklar tercihimiz. Rusya, Azerbaycan, İspanya gibi ülkelerden gelen yardım taleplerine 'tamam' dedik. Bu yardımlar yavaş yavaş geliyor. Her uçağın faydası var burada. Her gelen yardımı kabul etmiyoruz. 5 tonun altında kalan uçaklar sıkıntı olabiliyor. Sahada çalışan 16 uçak, 51 helikopter var. İHA'larımız, insansız helikopterlerimiz var.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da son durumla ilgili şunları söyledi:
Soylu, devletin bütün kurumlarının, tüm yangınların bir an önce söndürülebilmesi ve normale dönebilmek için büyük bir çaba sarf ettiğini kaydederek, emek veren herkese teşekkür etti.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında herkesin sağlık çalışanlarına moral verdiğini hatırlatan Soylu, "Şimdi de buranın önde gelen kahramanları var. Bu kahramanlar ormancılardır. Ateşin üzerine giden insanlar bunlar. Hepimizin ciğerleri yanıyor doğru ama bir de öteki tarafa geçelim. Bir ağaç büyütmek için çaba sarf eden ormancıların sadece ciğerleri yanmıyor, bütün bedenleri yanıyor. Lütfen biraz empati yapalım. Bir milletvekilinin sabah paylaşımını gördüm çok üzüldüm, 'Geldim bir tane ormancı göremedim'. Göremezsin tabii, ateşin ortasında ormancılar. Biz sabah 4,5'ta Fesleğen köyündeydik. Orman şefleri, arkadaşları bütün hepsi ateşin içindeydi, birisi eşiyle beraber gelmişti." ifadesini kullandı.
Bakan Soylu, dün 13 ormancının Antalya'da büyük tehlike atlattığını hatırlattı.
Yangınları söndürmede, ormancıların yetkin olduğunu kaydeden Soylu, şöyle devam etti:
"Bunun yıllardır eğitimini alan ormancılar ve profesyoneller. Biz onlara sadece lojistik sağlamak ve yangın söndürüldükten sonra orada yaşayan vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırmak, iyileştirme ve yenileştirme çalışmalarını yapmakla mükellefiz. Bu işin profesyonelleri onlar ve bu konuda da yetkinler. Kusura bakmasınlar, iki tane selfie çekmekle yangın söndürülmüyor. Siyasi parti gözetmeksizin, ideoloji ve düşünce gözetmeksizin söylüyorum. Hem ormancılarımızın, kahramanlarımızın morallerini yükseltmek, onlarla birlikte olabilmek hem onlara destek ve gayret verebilmek, millet olarak sağduyu görevimizdir, hem de vatandaşlık görevimizdir."
"Sosyal medyanın yüzde 90'ı tezvirat ve yalandır"
Ana muhalefet partisi genel başkanından bir istirhamları olduğunu dile getiren Soylu, şunları paylaştı:
"Biz burada 'Şehirler belediyelerin görev alanındadır' diye bir şey bugüne kadar söylemedik. Manavgat Belediye Başkanımız, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız CHP'dendir. Biz beraber çalışıyoruz. Eksik sahada görmüyor muyum, baktığımızda 10-20 tane eksik görürüm. Ama eksiği söylersem, tweete yazar 'şu da eksikti, şu da şöyleydi' dersem doğru yapmış olur muyum? Bu bir sorumluluk mu? Bu sorumsuzluktur. Sayın Kılıçdaroğlu'ndan bir istirhamım daha var, eğer siz dönüp bizim ormanları sadece turizm alanı açmak ve rant için yaktığımızı söylerseniz sizin Antalya Belediyenize de diğer belediyelerinize de Muğla Belediyenize de şunu söylersiniz lider olarak, 'arkadaş biraz ağırdan alın'. Bu yanlış, eksik bir şeydir. Ki bu arkadaşlarım böyle bir şey yapmıyorlar. Onlar da canhıraş mücadele ortaya koyuyorlar görmüyor muyum? Hep beraber mücadele ediyoruz. Zaten sosyal medyada herkes elinden geleni ardına koymuyor."
Fethiye'de silahların çekildiğine dair paylaşımlara değinen Soylu, "Buradan vatandaşlarımıza söylemek istiyorum. Şu anda sosyal medyanın yüzde 90'ı tezvirat ve yalandır. Bütün bilgiler elimizde, emniyet, jandarma olarak. Sosyal medyanın yüzde 90'ı tezvirat ve yalandır. İşi olan insanlar yangını söndürmeye çalışıyorlar, işi olmayan insanlar da dedikodu yapıyorlar." dedi.
"Yerel yönetimlerle, belediyelerle hükümet arasında, hangi siyasi parti olursa olsun, araya nifak sokup milletin çalışma güdüsünü, duygusunu, kuvvetini aşağıya almayalım" diyen Soylu, hava sıcaklığının yüksek, nemin az olmasının dezavantaj olduğunu, ormanlarda neredeyse 30 santimetre yerin altında kuru bir örtü olduğunu ve bunun yangını söndürmeyi güçleştirdiğini anlattı.
Bakan Soylu, rüzgarın da dezavantaj oluşturduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bütün bu mücadeleyi biraz daha sürdürmekle yükümlü olduğumuzu, önümüzde böyle bir dönem olduğunu görüyoruz. Bunu sağlarken de yok şöyleydi, yok böyleydi deyip burada siyaseten hükümeti, devletimizi, milletimizi zora sokacak, moralini bozacak bir anlayış içerisinde olmanın doğru olmadığının bir kez daha altını çiziyorum. Sonra Sayın Genel Başkan 'hadsizler' diyorsunuz. Neyin hadsizliği var burada? Herkes elinden geleni yapıyor. Öyle bir şey kabul edilebilir bir şey değil. Sosyal medyada bu işi körüklemeye çalışan yurt dışından, yurt içinden, Amerika'dan, Avrupa'dan birçok yeni açılmış sosyal medya hesabı var. Birçok yalanı ve tezviratı milletimizin kafasını bulandırmak için, endişe, korku, öfke nefret yaratmak için ortaya koyuyorlar. Biz bunun gereğini yapıyoruz. Yüzlerce hesabı, yüzlerce sahibini tespit ettik. Bunların bir kısmı yurt dışında, bir kısmı da yurt içinde. Bilmenizi isterim, milletimizi korkuya, endişeye bu dönemde sevk edene, kanun gereğini yerine getirecektir. Arkadaşlarımız tek tek tespit ediyorlar."
Soylu yol kesip kimlik soranların olduğu yönündeki paylaşımlara da değinerek, "Bir iki münferit olay olmuş olabilir. Vatandaşlarımızı köylülerimizi biz de gördük dün akşam. 'Ne yapıyorsunuz kardeşim burada?' dedik. 'Bakanım, biz araçlar geliyor, onlara yol tarif ediyoruz. Su vidanjörleri, tankerleri geliyor onları yönlendiriyoruz. Ayrıca acaba yangın çıkar bizden bir şey ister mi diye bekleşiyoruz'. Her şeyi bir nefret söylemine, karşılıklı bir kaos haline getirmek için bir çaba söz konusudur. Bir iki tane münferit olay olmuş olabilir. Orada da kolluk güçlerimize gerekli olanı söyledik." dedi.
Muğla'da da Antalya'da da canhıraş çalışıldığını vurgulayan Soylu, "Yerleşim yerlerine girmeden, çoğu yangın başarıyla durdurulmuştur. Bakın bu çok önemli bir şeydir. Bu bir başarıdır." diye konuştu.
Tedbiren 8 yerleşim yerinin tamamen boşaltıldığını aktaran Soylu, "Allah'a şükür can kaybı söz konusu değil. Elbette ki börtü böcekten hayvanlarımıza kadar bir çok kaybımız oldu. Bunu da atlamamak, geçmemek lazım. Hatıralarımız kayboldu, ama insan canı şu ana kadar kaybolmuş değildir. 5 yerleşim yeri de kısmen boşaltılmıştır. Toplam 13 yerleşim yeri boşaltılmıştır. 70'in üzerinde konut, bina şu anda kullanılmaz haldedir. Yanmıştır." ifadesini kullandı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ekiplerinin hasar tespit çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Soylu, şöyle devam etti:
"Biz, vatandaşımızın yanındayız. Sadece bugün yangınla mücadelede yanında değiliz, bu iş derlenip toplanana kadar, vatandaşımızın hasarları giderilene kadar, bu ne kadar süreyse, belki yeşiliyle hatıralarıyla o eski haline hemen ulaşamayacaktır ama onun orada yaşamasını temin eden bütün imkanlar ortaya konulana kadar biz vatandaşımızın yanındayız. Tüm imkanlarımızla, madden ve manen. Tüm ödemelerimizi yapıyoruz. Kızılay'ımız bir taraftan, diğer sivil toplum kurumlarımız bir taraftan, AFAD'ımız, koordinasyon bir taraftan devam etmektedir. Burada bizim moralimiz bozulmuyor. Bizim endişemiz şudur, biz bunlara alışığız, vatandaşımızın morali bozulacak, vatandaşımız kendisini endişeye sevk edecek diye üzülüyoruz. Bu konuda lütfen tekrar istirham ediyoruz. Sosyal medyayla ilgili son bir şey söylemek istiyorum. Bir kamplaştırma oluşturmak istiyorlar. Lütfen bu nefret dilinden, bu öfke dilinden uzak duralım."
Soylu, bu dilin ülkeye, geleceğe, yangınların sönmesine fayda sağlamayacağını vurgulayarak, "Siyasetçiler çok siyaset yapmak istiyorlarsa, ki ben de siyasetçiyim, bunu yangında yapmasınlar." değerlendirmesinde bulundu.
Vatandaşlardan dua ve destek beklediklerini dile getiren Soylu, hem Antalya'da hem de Muğla'da neye ihtiyaç varsa bunları ilgili valiliklere AFAD'ın bildireceğini aktardı.
Bölgede neye ihtiyaç olduğunu ortaya koyacaklarını aktaran Bakan Soylu, "Tarım hasarları olsun, hayvancılık hasarları olsun özellikle bu bölge arıcılık bölgesi, bütün bunlarla ilgili kimseyi yalnız bırakmayacağız. Vatandaşlarımız kafalarındaki bu düşünceyi, 'Acaba ben yalnız kalır mıyım, ne olur?' düşüncesini bir tarafa bıraksın. Herkes bu yangının söndürülmesine konsantre olsun ve ormancılarımıza gayretleri için, diğer bütün kurumlarımıza, yerel yönetimlerimize, belediyelerimize gayretleri için hem dualarını hem teşekkürlerini, hem takdirlerini hem de onların moral ve motivasyonlarını ayakta tutabilecek, bütün yapılabilecekleri ortaya koysunlar." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yangın bölgesindeki hayvanların bakımıyla ilgili yürütülen çalışmaların koordinasyonuyla ilgili soruya, şu yanıtı verdi:
"Defalarca kaymakamlıklarımız ve valiliklerimiz, emniyetimiz ve jandarmamız, gerek ormanın içindeki orman teşkilatımız, gerekse şehirler içindeki belediyelerimiz emre amadedir. Bir tek can bizim için kıymetlidir. Birçok yere arkadaşlarımızı sevk ediyoruz hem yemleri bırakılıyor hem bütün ihtiyaçları bırakılıyor, hem de burada sivil toplum örgütleriyle beraber iş birliği içerisindeyiz. Sadece sabahtan itibaren sivil toplum örgütlerinden bana 10-15 mesaj geldi. Hepsini ilgili arkadaşlarıma yönlendirdim, yönlendirmeye devam ediyorum. Bu konuda eksiksiz gitmek zorundayız."
"Kamuoyuna doğru bilgi vereceğiz"
Bir basın mensubunun "Antalya Manavgat olmak üzere sabotaj iddialarıyla ilgili son durumu bize sayılarıyla aktarır mısınız?" şeklindeki soruyu Bakan Soylu, şöyle cevapladı:
"Arkadaşlarımız çalışıyorlar, birçok ihbarla da karşılaşıyoruz hatta 300'e yakın ihbar geldi. Bu ihbarların hepsiyle tek tek ilgileniyoruz ayrıca istihbari çalışmalarımız söz konusu ancak biz devletiz, meseleyi netleştirmeden kamuoyu ile paylaşmak bir başka sorun teşkil eder. Elbette ki yangına sebep teşkil eden meseleler var ve burada gözaltında olanlar var. Bu gözaltında olanlarla ilgili yargımız gerekli dosyaları hazırladıktan sonra kararını verecektir ama sabotaj, dikkatsizlik, terör bunların her birisiyle ilgili yaptığımız çalışmaların ne olduğunu, ne olmadığını, bildiklerimiz var buna teşebbüs etmeye çalışanlar var. Aynı zamanda şunu da söyleyeyim terör örgütü PKK yaklaşık 3 yıldan beri, bunu bugün söylüyor değiliz, ekonomik tesisler, aynı zamanda ormanlar, vatandaşlarımızın araçları dahil olmak üzere hedef aldığı yerleri yakmak ve zarar vermek konusunda direkt Kandil'den sürekli, bir istihbari değerlendirme olarak bunu söyleyebilirim, talimat veriyorlar. Bu açık ve net. Buna ait de bizim tüm güvenlik güçlerimizin aldığı tedbirler ortadadır. Yıl başından beri 100'ün üzerinde eylem engellenmiştir. Bunların birçoğunda da patlayıcılar yakalanmıştır, ancak orman yangınlarıyla ilgili elimizdeki tüm verileri ortaya koyabilmemiz için özel hazırladığımız ekiplerin çalışmaları yargıyla beraber devam etmektedir. Örneğin bir vilayetimizde kendisine terör örgütü tarafından para aktarıldığını ifade eden bir kişi ele geçirilmiş ve netice itibariyle yargıya teslim edilmiş ve tutuklanmıştır. Ancak burada şunu ifade etmem gerekiyor burada biz bunun hangi noktada ne şekilde nereden beslendiğinin arkasını iyi bir şekilde değerlendirdikten sonra kamuoyuyla 'Şu kişi, şurada, şuradan gelen parayla şunu sağlamaya çalışmıştır' gibi bir anlayışla ortaya koyabiliriz. Onun için somut veri ve çalışmalarımız olacak ve kamuoyuna doğru bilgi vereceğiz."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, birilerinin toplumu birbirine düşürmeye çalıştığını, ancak kendilerinin devlet sorumluluğu ile hareket ettiklerini dile getirdi. Bunun için kamuoyuna net bilgileri aktaracaklarını vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:
"Bu neyi sağlıyor bunu da ifade edeyim, bir ilçemizde oldu, dediler ki işte 'Geldi, yaktı, şunlar yaktı, şunu linç edelim' yani yardım etmeye gelen üç arkadaş ve aileleri konuyla hiç alakaları yok. Allah korusun az daha bir toplumsal felaketle karşı karşıya kalınacaktı. Onun için milletimiz sağduyu içinde olsun devletine, güvenlik güçlerine, istihbarat birimlerine itibar etsin, biz doğru bilgiyi yani burada yanlış bir bilgiyle donatmak isteyenlerin de oyunlarına düşmeyiz. Yanlış bir istihbarat kaynağıyla bizi yanıltmaya çalışanların oyununa düşmeyiz. Onun için bu işi kılı kırk yararak, vatandaşımıza doğru bilgi verme konusunda çalışmalarımız devam etmektedir."
"Devlet, devletliğini göstermektedir ve buna devam edecektir"
Bakan Soylu, hiçbir vatandaşı mağdur etmeyeceklerini yineleyerek, "Muğla'da yaklaşık 10 bin vatandaşımızı bulunduğu konutlardan tahliye ettik. Çadır ve konteyner ihtiyaçları, bunların tamamı tarafımızca karşılanacaktır. Yani yazlık olarak kullanıp herhangi bir çiftçilik yapmayan, hayvancılık yapmayanlarla ilgili elbette ki onların konteyner ihtiyacı yok ama orada hayatını idame ettirmek isteyenlerle ilgili bunları da sağlayacağız." ifadesini kullandı.
Hayatın olağan akışının devam edebilmesi için çadırından konteynerine ve maddi desteğine kadar tüm yardımların yapılacağına işaret eden Soylu, "Zannediyorum yarın akşama kadar da Çevre Şehircilik Bakanlığımız tüm tespitleri tamamlamış ve bitirmiş olacak. Devlet, devletliğini göstermektedir ve buna devam edecektir." şeklinde konuştu.