BIST 9.792
DOLAR 35,10
EURO 36,64
ALTIN 2.929,97
HABER /  GÜNCEL

İçim yanıyor, her gün ağlıyorum

Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak eşi, çocukları, gelinleri ve torunlarıyla Kilis'e gelen 60 yaşındaki Zehra Hattap, yaşadıklarını anlattı.

Abone ol

Suriye'den kaçarak Kilis'e yerleşen 60 yaşındaki Zehra Hattap, çatışmalarda ölen oğlunun 5 çocuğuna yaşadıkları tek odalı evde bakmaya çalışıyor.

Suriye'deki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye gelen çoğunluğu kadın ve çocuk 135 bin sığınmacı, çadır ve konteyner kentlerde huzur ve güven içinde yaşıyor.

Olaylarda yakını kaybeden ve evleri yıkılan bazı Suriyeliler de Türkiye'de kiraladıkları evlerde sivil toplum kuruluşları ve hayırseverlerin desteğiyle yaşamlarını sürdürüyor.

Esed'in zulmünden eşi, çocukları, gelinleri ve torunları ile kaçan 60 yaşındaki Zehra Hattab da bunlardan biri...

Bir oğlu çatışmalarda ölen, 2 oğlu ise hala Esed güçlerine karşı savaşan Hattab, eşi çocukları, gelinleri ve torunlarıyla tek odalı evde kalıyor.

Yaşadığı korku ve endişe yüzünden okunan ve konuşurken zaman zaman gözyaşlarına hakim olamayan Hattab, AA muhabirine ülkesinde yaşanan dramı anlattı.

Üç ay önce ülkelerindeki olaylardan kaçarak Kilis'e yerleştiklerini belirten Hattab, şöyle devam etti:

''Esed'in askerleri Halep'i bombalamaya başladığı günden bu yana Suriye'deki insanlar özellikle geceleri çok korkuyor. Yataklarından dışarı çıkamıyor. Olaylardan dolayı ilk başta bu insanlar çevreden Halep'e kaçtılar. Halep'te de durum değişmedi. Esed'in askerleri uçaklarla Halep'i de vurmaya başladı. O kadar mağdur insan var ki inanın insanlar ne yapacağını bilmiyor. Bu insanlar Suriye'nin bütün köylerini dolaştıktan sonra Türkiye sınırına geldiler. Allah'a şükür Türkiye kapısını bize açtı. Bize en yakın sınır olan Öncüpınar Sınır Kapısı'ndan Kilis'e geldik. Kilis'e yerleşerek bir ev kiraladık. Allah'a şükür her yerden yardım geliyor.''

Anne Hattab, 6 çocuğundan birini 3 ay önce Halep'te çıkan çatışmalarda kaybettiğini belirterek, ''2 oğlum da zulme karşı savaşıyor. Onlara dua ediyorum ama endişeleniyorum, evlatlarım için korkuyorum. Halen Esed'in askerlerine karşı savaşıyor. Benim içim yanıyor. Her gün ağlıyorum'' dedi.

Kaybettiği oğlunu unutamadığını, ölen oğlunun 5 çocuğuna da baktıklarını dile getiren Hattab, ''Torunlarım sık sık rüyalarında babalarını görüyor. Torunlarım, ölen babalarını sorduklarında dünyam kararıyor. Hıçkıra, hıçkıra ağlamamak için kendimi zor tutuyorum'' diye konuştu.

''Yiyecek ekmek bulamıyorlar''

Torunlarının geceleri uyuyamadığını, en ufak bir seste, ''uçak geldi'' diyerek telaşlandığını dile getiren Hattab, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Suriye'de durumlar hiç iç açıcı değil. Orada ekmek, su, elektrik sıkıntısı yaşanıyor. İnsanlar su içmek için bir mahalleyi geziyor fakat su içecek yer bulamıyorlar. Bir ekmek almak için yaklaşık bin kişi sırada bekliyor. Soba yakacaklar fakat mazot çok pahalı. Odun da bulamayan insanlar rezil durumdalar. Suriye'de durumlar çok kötü oldu. İnsanlar yiyecek ekmeği bulamayacak durumda. Nerede bir kalabalık olsa Esed'in askerleri uçaklarla orayı bombalıyorlar.''

Ülkelerindeki savaşın bir an önce bitmesini temenni eden Hattab, ''Suriye'deki insanların durumu çok kötü. En büyük isteğimiz olayların durup ülkemize bir an önce dönmek. Allah Suriye'deki insanlara yardım etsin'' ifadelerini kullandı.

Türkiye'ye ve hükümete teşekkür

Anne Hattab, Kilis'te gıdadan giysiye birçok ihtiyaçlarının sivil toplum kuruluşları ve hayırsever vatandaşlarca karşılandığını ifade etti.

Türk halkının, özellikle de Kilis halkının çok iyi ve yardımsever, evlerinde bir eksiklikleri bulunmadığını belirten Hattab, şunları kaydetti:

''Türk hükümetine teşekkür ediyoruz. Eğer Türkiye olmasaydı Esed bizi öldürmüş olacaktı. Allah Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan razı olsun. Türk Hükümeti başta olmak üzere Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk halkı ve özellikle Kilis halkına yardımlarından dolayı çok teşekkür ediyoruz.''