BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,79
ALTIN 2.970,33
HABER /  GÜNCEL

İç Güvenlik Paketi maratonunun 8 gününde öne çıkanlar

İç Güvenlik Paketi’nin birinci bölümünün tamamı sekizinci günde kabul edildi. Sinan Onuş, görüşmeler sırasında Meclis tarihinde yaşanan ilkleri derledi ve kabul edilen kısmın neler getirdiğini yazdı.

Abone ol

Beş Bölüm halinde 132 maddeden oluşan ve muhalefetin 'polis devleti kuruluyor' diyerek itiraz ettiği İç Güvenlik Paketi’nin birinci bölümünün tamamı sekizinci günde kabul edildi. Paketin ikinci bölümü üzerine görüşmeler de dün gece yarısı tamamlandı.

Tekmelerin, yumrukların eksik olmadığı, milletvekillerinin birlerine tokmakla saldırdığı hatta merdivenlerden yuvarlandığı görüşmelerde Meclis tarihinde ilklere de imza atıldı.

"İlkler" nitelemesinin neden yapıldığını söyleyebilmek içinse biraz gerilere gitmek gerekiyor.

1990’lı yılların başı, Kürt sorununda şiddetin tırmandığı ama Kürt hareketinin de siyasallaştığı yıllardı. 1991 yılında yapılan seçimlerde Kürt siyasetçiler Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) listelerinden Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) vekil olarak girmişlerdi.

'2 Mart darbesi'

Daha sonra Halkın Emek Partisi’ne (HEP) katılacak milletvekillerinden Leyla Zana, 6 Kasım 1991’de Meclis’te yapılan yemin töreni için kürsüye başında sarı, yeşil ve kırmızı renklerde bir saç bandıyla çıkmıştı. Yeminin sonunda Kürtçe olarak, "Bu yemini Kürt ve Türk halklarının kardeşliği için ettim" cümlesini kurması ise töreninin krize dönüşmesine neden olmuştu.

İlerleyen dönemde HEP kapatıldı ve milletvekilleri Demokratik Parti’ye (DEP) geçti.

Aynı dönemde DEP milletvekillerinin, Meclis’ten uzaklaştırılması için siyasi kampanya başlatıldı. Dokunulmazlıkları kaldırıldı ve milletvekilleri polis zoruyla TBMM'den çıkarılarak gözaltına alındı.

Kimilerince "2 Mart darbesi" olarak nitelenen bu olay sonrası aralarında Leyla Zana’nın da olduğu bazı milletvekilleri örgüt üyesi olmaktan 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Türkçe-Kürtçe sloganlar

İç Güvenlik Paketi’nin 17 Şubat’ta başlanan görüşmelerinin beşinci günü de gerginlikler oldu. Ancak o gün Genel Kurul Salonu’nda, gerginlikler dışında 1991’in yani 22 yıl öncesinin aksi sahneler de yaşandı.

Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) bazı milletvekilleri, tasarı öncesi verilen önerilerle ilgili söz aldı. 'Dünya Anadil Günü’ olması nedeniyle kürsüdeki konuşmalarının sonundaki teşekkürlerini Kürtçe yaptılar.

Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı ise Kürtçeyi anlamadıkları için sözlerin Türkçe'ye çevrilmesini ve Meclis tutanaklarına geçirilmesini istedi. HDP’liler de konuşmalarını Türkçe'ye çevirdi.

Paketin görüşmelerine geçildiğindeyse Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı, birkaç güne sığacak görüşmeleri yarım saat gibi kısa bir sürede tamamladı.

Ardından "oku-oylat" usulüyle maddeleri oylatmaya başladı. Bahçekapılı’nın tutumunu protesto etmek için Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) mensup bazı milletvekilleri ve HDP’liler, Başkanlık Divanı önüne gitti ve burada oturma eylemi başlattı. MHP’li milletvekilleri de bulundukları bölümde ayakta durarak eyleme destek verdi.

HDP’li vekiller, fular ve kravatlarla yüzlerini kapatırken, Genel Kurul Salonu’nda bu kez de Türkçe ve Kürtçe slogan sesleri duyuldu.

Milletvekilleri saatlerce hiç durmadan Kürtçe ve Türkçe "Direne direne kazanacağız", "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam", "Faşizme karşı omuz omuza" diye slogan attı.

Gezi Parkı eylemlerinde hayatını kaybedenlerin isimleri tek tek okunurken, bazı milletvekilleri de "Burada" diye karşılık verdi.

Twitter kullanıcıları da sosyal medyada "#DirenMeclis" etiketiyle paylaşımlar yaptı. Oturumu canlı yayında veren Meclis TV, o gün belki de tarihinde hiç olmadığı kadar çok izlendi.

Önergelerin okutularak oylanması devam ederken, CHP milletvekili Süleyman Çelebi kürsüye geldi ve kendisine tanınan beş dakika boyunca hiç durmadan, arka arkaya "Kahrolsun Faşizm" dedi.

Meclis Başkanvekili Sadık Yakut’un söylediğine göre Çelebi, 237 defa "Kahrolsun Faşizm" diyerek rekora imza attı.

'Angarya yasaktır' dövizi

Yedinci gün yani 23 Şubat’ta başlayan görüşmeler ise Türkiye saatiyle sabah 08.30’da sona erdi.

AKP, tasarının maddelerinin kabul edilmesi için Genel Kurul’u sabaha kadar çalıştırınca HDP’li vekiller Hüsamettin Zenderlioğlu ve Demir Çelik, kürsüdeki beşer dakikalık söz haklarını ağızlarını siyah bantla kapatarak kullandı.

İsyan eden vekillerden biri de CHP’li Binnaz Toprak’tı. Toprak, Meclis Başkanvekili Yakut’a "Kölelere bile akşam yatma izni veriliyordu" diye tepki gösterdi.

CHP’li Gürkut Acar da Başkanlık Divanı karşısında bir saat boyunca "Angarya yasaktır. Anayasa madde 18" döviz ile ayakta "duran adam eylemi" yaptı. Tansiyonu yükselince, ikna edilerek arka sıralarda dinlenmeye çekilmesi sağlandı. Tansiyonu yükselen HDP’li Ertuğrul Kürkçü’nün tansiyonunu da CHP’li Mehmet Haberal ölçtü.

Mayın Tasarısı'nı hatırlattı

Meclis, tasarının kalan maddelerini görüşmeye 24 Şubat Salı günü de gece yarısına yakın başlayabildi.

Bu kez de Genel Kurul "poşu" eylemine sahne oldu. HDP’li Ayla Akat Ata, tasarıda eylemlerde maske takılmasını ağır cezalar getiren maddeyi protesto etmek için kürsüye yüzünü poşu ile kapatarak çıktı. Ata konuşurken, HDP grubundaki diğer milletvekilleri de yüzleri poşu ile kapattı.

Muhalefet partileri, sandalye sayıları nedeniyle tasarının yasalaşmasını engelleyemiyor ama maddelerin hızla yasalaşmasına da izin vermiyor. Muhalefet partileri de bu yöndeki sorulara, en başından beri "Mümkünse yasalaştırmamak, engel olamazsak da uzatmak için her şeyi yapmak" stratejisi izleyecekleri yanıtını veriyor.

17 Şubattan beri tasarının maddelerinin görüşmelerine bu taktik nedeniyle gece yarısından önce geçilemiyor. Muhalefet etkin mücadeleye devam edeceğini açıkladığı için görüşmelerin daha uzun günler sürmesi bekleniyor.

Öte yandan partiler, 7 Haziran seçimleri için aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na 7 Nisan’da teslim ediyor. Bu nedenle Meclis’in 1 Nisan’da çalışmalarını resmi olarak sonlandırması bekleniyor. Bu tarihte sonlandırmasa bile seçimler nedeniyle 7 Nisan’dan sonra Meclis’te çalışmaların olmayacağı tahmin ediliyor.

Parlamento muhabirleri, muhalefetin tasarıya karşı direnişi konuşurken Haziran 2009’da yasalaşan Mayın Tasarısı’nı anımsatıyor.

Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesine ilişkin tasarı o zaman da kavgalar, muhalefetin kürsü işgallerine rağmen yasalaşmıştı ama görüşmeler tam dört hafta sürmüştü.

Tasarının ilk 20 maddesi ne getiriyor?

Görüşmelerin sekizinci gününde tasarının 20 maddesi kabul edildi. Yasalaşan maddelerde öne çıkanlar ise şöyle:

Kolluk amirlerine toplumda infial yaratan olaylarda 24 saat, kamu düzeninin bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylarda 48 saate kadar gözaltına alma hakkı getirildi.

Polis, kolluk amirinin yazılı, acele hallerde sözlü emriyle elle dıştan kontrol hariç kişinin üstünü, eşyasını, aracını, dışardan görülmeyen bölümlerini arayabilecek.

Kolluk amiri arama kararını 24 saat içinde hakim onayına sunacak.

Polis, başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşüren hallerde kişiyi koruma altın alabilecek ya da olay yerinden uzaklaştırabilecek.

Polis, molotof, patlayıcı, yakıcı benzeri silahlarla saldıran veya teşebbüs edene karşı etkisiz kılmak amacıyla silah kullanabilecek.

Mahkeme kararı olmaksızın telefon dinlenebilecek

Yargı kararı olmadan 48 saat telefon dinlenebilecek. 48 saatte hakim onayına sunulacak.

Gösterilerde havai fişek, molotof, demir bilye ve sapan taşıyanlar 2 yıl 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.

Yasadışı örgüt amblemi takan, üniformayı andırır giysiler giyenlere 6 aydan 3 yıla kadar, eylemlerde yüzünü kapatana da 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.

Valiler, kamu düzeni için tüm kamu kurum ve kuruluşlarına emir verebilecek.

Kamu güvenliğini tehlikeye düşürecek toplumsal olayların baş göstermesi halinde vali kararına uymayana 3 yıldan 1 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Sentetik uyuşturucu imal ve satışı Türk Ceza Kanunu kapsamına alınacak, cezaları yarı oranında arttırılacak.