İbranamenin geçerli olması için gerekenler
İşçinin iş görme edimini işverenin ücret edimini yerine getirmesi karşılıklı koşullarına bağlı olarak yürüyen iş ilişkisinin sona ermesini ifade eden fesih olayı ardından ibranameyi doğuruyor doğal olarak.
İşçinin iş görme edimini işverenin ücret edimini yerine getirmesi karşılıklı koşullarına bağlı olarak yürüyen iş ilişkisinin sona ermesini ifade eden fesih olayı ardından ibranameyi doğuruyor doğal olarak.
İşçi kıdem tazminatına müstehak olsun veya olmasın kullanılmamış
yıllık izin alacağı, tahsil edilmemiş fazla mesai alacağı söz
konusu olduğundan iş akdinin feshinden sonra işçinin haklarını tam
olarak aldığının ispatında ibraname asli önemli unsuru teşkil
ediyor.
İbranamenin günlük iş yaşamında nasıl olması gerektiği konusunda
tam bir uygulama birliği söz konusu değil iken Borçlar Kanunumuzun
yenilenmesi nedeniyle ibranamede de yeni ve hakların korunumu
açısından daha titiz bir içerik aranmaya başlanmış
bulunuyor.
Yani 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanununa göre ibranamenin
koşulları yeniden belirlenmiş bulunuyor.
İbranamenin hukuken geçerli olması için;
İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı
olması,
İbra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az
bir aylık sürenin geçmiş bulunması,
İbra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça
belirtilmesi,
Ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla
yapılması şart bulunuyor. Bu unsurları taşımayan
ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüz
sayılıyor.
MAKBUZ HÜKMÜNDEKİ İBRANAME
Makbuz Hükmündeki İbraname
Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri
veya ibra beyanını içinde bulunduran diğer ödeme belgeleri,
içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmünde
sayılabiliyor. Ancak bu durumda bile ödemelerin banka
aracılığıyla yapılmış olması zorunlu bulunuyor.
ANLAŞMAZLIK HALİNDE YARGITAY NE DİYOR?
Fesihten sonra işçi alacaklarının tam olarak ödenip ödenmediği
konusunda ortaya çıkan ihtilafların yargıya
intikalinde;
-İş ilişkisi devam ederken düzenlenen ibra sözleşmeleri geçersiz
olduğu, zira işçinin bu dönemde tamamen işverene bağımlı durumda
olduğundan iş güvencesi hükümlerine rağmen iş ilişkisinin devamını
sağlamak veya bir kısım işçilik alacaklarına bir an önce
kavuşabilmek için iradesi dışında ibra sözleşmesi imzalamaya
yönelmesi mümkün olabileceği, (Yargıtay 9.HD. 15.10.2010 gün,
2008/41165 E, 2010/29240 K.)
-İbranamenin tarih içermemesi ve içeriğinden de fesih tarihinden
sonra düzenlendiğinin açıkça anlaşılamaması durumunda ibranameye
değer verilemeyeceği, (Yargıtay 9.HD. 5.11.2010 gün, 2008/37441 E,
2010/31943 K) (Yargıtay 7.HD. 12.04.2016 gün, 2015/1044 E,
2016/8064 K)
- İbra sözleşmesi yapılırken taraflardan birinin esaslı hataya
düşmesi, diğer tarafın veya üçüncü şahsın hile ya da korkutmasıyla
karşılaşması halinde, ibra iradesinden söz edilemeyeceği,
- Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin tek tek
sayıldığı ibranamede, irade fesadı haller ileri sürülüp
kanıtlanmadığı sürece ibra iradesi geçerli sayılmalıdır (Yargıtay
HGK. 21.10.2009 gün, 2009/396 E, 2009/441 K).
- İşçinin imzası bulunan ve miktar belirtilmeden yıllık izinlerinin
kullanıldığı yazılı olan ibranameye karşı davacı işçinin beyanı
alınıp yasal ilkelere göre değerlendirmeler yapılarak sonuca
gidilmesi gerektiği, (Yargıtay 7.HD. 2013/4035 E. 2013/10617
K.)
- Miktar içeren ibra sözleşmelerinde ise, alacağın tamamen ödenmiş
olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olacağı, buna karşın
kısmi ödeme hallerinde, Dairemizin kökleşmiş içtihatlarında ibraya
değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul
edileceği, miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması
makbuz etkisini ortadan kaldırmayacağı, (Yargıtay 7.HD. 12.04.2016
gün, 2015/1044 E, 2016/8064 K)
- İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı
olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden
başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu
alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak
tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılmasının şart
bulunduğu, (Yargıtay 7.HD. 10.09.2014 gün, 2014/9763 E, 2014/16629
K) belirtiliyor.
Dolayısıyla ibranamenin geçerli addedilebilmesi için hem 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunundaki tanım ile yargı içtihatlarıyla ortaya konan yaklaşımlara uygun olarak tanzim edilmiş olmasına dikkat edilmesi gerekiyor. Aksi halde işverenin ödediklerini yeniden ödemek durumunda kalabileceği gibi işçi de hak kaybına uğrayabilecektir.