İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, "İstanbul'da yaşayacağımız böylesi depreme hazırlıksız yakalandığımız anda ne yazık ki ekonomik anlamda bir diz çökme süreci yaşayabiliriz. Milletimize bunu yaşatmayacağız. Bu bir milli güvenlik sorunu haline gelebilir. Bir an önce yola çıkmak zorundayız" dedi. İmamoğlu, " Depremi seçim malzemesi olarak gören kim varsa yeni felaketlerin yolunu açıyor" yorumunu yaptı.
Abone olİstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından İstanbul Deprem Seferberlik Planı ile duyurulan elverişli yapıların güçlendirilmesi projesine, üniversite iş birlikleri ve KİPTAŞ koordinasyonunda başlanıyor. İBB, İstanbul'u depreme dayanıklı hale getirmek için başlattığı 'Deprem Güçlendirme Projesi'ni düzenlenen basın toplantısıyla tanıttı.
Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen İstanbul Yenileniyor Güçlendirme Projesi Tanıtım Toplantısı'na İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt da katıldı.
"Depremi seçim malzemesi olarak gören kim varsa yeni felaketlerin yolunu açıyor"
Toplantıda 6 Şubat'ın herkes için bir yol ayrımı olduğunu belirten İmamoğlu, "Ya depreme hazırlık konusunda eskisi gibi davranacağız ya da yeni bir yola gireceğiz. 99 depreminden bu yana birçok konuda yol ayrımı diye tariflediğimiz süreçlerde ne yazık ki işin hakkını veremedik. Verseydik 11 ilimizi etkileyen depremde on binlerce canımızı yitirmezdik. Bu içimizi yakıyor, yaksın. Yakıcı tarafı bizim gibi sorumlu insanların içinden hiç çıkmasın. Çıktığı an eskisi gibi ihmallerle karşı karşıya kalırız. İşin ciddiyetini kavrayamayan, bu konuyu hala siyasi rant imkanı seçim malzemesi olarak gören kim var ise bilsin ki yeni felaketlerin ve ihmallerin yolunu açıyor. Bilimin önerdiği somut çözümler etrafından birleşme ve mutlaka hızlanmak zorundayız. Zaman kaybedemeyiz. İcracı, yatırımcı ve pratik olmak zorundayız, iş birliği içinde olmak zorundayız. Sorumluluk sahibi hiçbir kişi ve kurum olamaz" diye konuştu.
Güçlendirme Sistemi nasıl uygulanacak?
Güçlendirme Sistemi ilk etapta İBB Hızlı Tarama Testinde yapı analiz sonucuna gore E sınıfında bulunan yapılara açılacak. İlerleyen dönemde kapsamı genişletilecek. Mevzuat ve statik açıdan güçlendirmesi uygun yapıdan günümüz teknolojisi ve koşullarında hibrit yöntemlere güçlendirilmesini amaçlayan bu sistem, KİPTAŞ'ın koordinasyonunda üniversite iş birlikleri ile yürütülecek.
Hak sahipleri uzlaşarak istanbulyenileniyor.com üzerinden güçlendirme başvurusunda bulunacak. Başvurular için öncelikle İstanbul Yenileniyor'a kayıt yapılacak. İBB Hızlı Tarama Testi ile yapının analizinin yapılması ve analiz sonucuna göre yapının hangi sınıfta olduğunu gösterir belgenin temin edilmesi, Istanbulyenileniyor.com internet sitesinden indirilecek Başvuru/Temsil Yetki Belgesinin hak sahipleri tarafından yüzde 100'ünün imzalanması, ruhsat ya da yapı kayıt belgesinin sisteme yüklemesi, tapu ve adres bilgilerinin sisteme girilmesi gerekli. Başvuru sürecinin ardından gerekli incelemeler yapıldıktan sonra, proje süreci başlayacak.
Vatandaşlarla proje firmaları bir araya getirilecek. Üniversite tarafından onaylanan projeler doğrultusunda bir maliyet sunulacak. Hak sahiplerinin maliyeti kabul etmesi halinde, vatandaşlar uygulama firması ile bir araya getirilecek, Sözleşmeler yapılacak ve süreç başlayacak.
"Vatandaşlarımıza ekonomik ve hızlı seçenek sunmuş oluyoruz"
İmamoğlu şu ifadeleri kullandı: "Ekim 2019'da hazırladığımız seçildiğimizin ikinci ayında İstanbul Deprem Seferberlik Planı'yla temel çalışma alanlarımızı ve hedeflerimizi belirledik. Bizim için en öncü konu deprem olduğunu İstanbul halkıyla paylaşmıştık. İBB Hızlı tarama testinde riskli çıkan yapılar için hemşehrilerimiz İstanbulyenileniyor Platformu'na güçlendirme talebinde bulunmak üzere başvurabilecekler. Böylece depreme hazırlık konusunda vatandaşlarımıza ekonomik ve hızlı seçenek sunmuş oluyoruz. Bu işin öncülüğünü yapmak zorundayız. Üniversiteler tarafından uygulanan en uygun ve ekonomik güçlendirme projelerinin KİPTAŞ gözetiminde uygulanacağı bir güçlendirme sistemini hayata geçiriyoruz. Mevzuat ve statik açıdan güçlendirilmesi uygun yapıların günümüz teknolojisi ve koşullarında hibrit yöntemlerle güçlendirilmesini amaçlayan sistem KİPTAŞ koordinasyonun üniversiteler iş birliği içinde yürütülecek. Her anında teknik, bilim, uygulama, bütün unsurlarıyla bir araya gelecek. İlk sırada güçlendirmenin mümkün olduğu en riskli binalarda başlamak bizim için önemli. Hak sahipleri mutlaka aralarında uzlaşmak zorunda. İnsanlarımızın amasız, fakatsız bu işe niyetini koymak zorunda olması meselesi. Amacımız güçlendirme teknolojisinden mümkün olan tüm yapıların faydalanmasına katkı sağlayarak olası deprem öncesi İstanbul'u mümkün olduğu kadar dayanıklı hale getirip insanlarımızın hayatını güvence altına almak. Bu konuda zaman kazanmak demek, emin olun ki hayat kazanmak demek. Bu sistem, Türkiye'de uygulanabilecek, bilimsel, pratik ve en etkili modeldir"
"14 Mayıs'ta bu ülkeyi hızlandıracak bir yönetimi iş başına getirmek zorundayız"
"İstanbul'da yaşayacağımız böylesi depreme hazırlıksız yakalandığımız anda ne yazık ki ekonomik anlamda bir diz çökme süreci yaşayabiliriz. Milletimize bunu yaşatmayacağız. Bu bir milli güvenlik sorunu haline gelebilir. Bir an önce yola çıkmak zorundayız. Bu mücadele bütüncül bir mücadeledir, bu mücadelenin sorumlusu tek başına hükümet de olamaz. Ama organize etme sorumluluğu en öndeki kurum hükümettir. Tek başına büyükşehir belediyesi, ilçe belediyesi de olamaz. Halkımız bu işe olur verip el uzatmadığı takdirde zorluklarımız çok büyüktür"
"Depreme karşı yarışıyoruz"
"Depreme karşı yarışıyoruz. Tüm yurttaşlarımızdan rica ediyorum Türkiye'yi hızlandırıyorum. Depreme hazırlık konusunda sorumluluk hisseden bilimsel, pratik çalışan, liyakata önem veren, halkın bütçesine gözü gibi bakan bir yönetimi ülkemizin başına getirmek zorundayız. İstanbul hızlansın, Türkiye bu konuda çok hızlansın. Acelemiz var. Depreme karşı başlattığımız yarışı, yok olmayla var olma arasında bu savaşı kazanmanın başka yolu yok. Hep birlikte hızlanmak zorundayız. Onun için 14 Mayıs'ta bu ülkeyi hızlandıracak bir yönetimi iş başına getirmek zorundayız"
Toplantının ardından gazetecilerin İBB'nin Üsküdar Salacak sahilinde bulunan kaçak durumdaki kafelerin yıkımıyla ilgili çalışmaların durdurulmasına ilişkin sorduğu soruya İmamoğlu, bakanlığın daha önce yanlış bulduğu yetki gaspını hatırlatarak şu yanıtı verdi:
"Şimdi kendilerinin de yanlış bulduğu bu yetki gaspı üzerinden İstanbul'u çirkin gösteren, Kuşkonmaz Camii gibi, biblo gibi İstanbul Boğazı'nın kıyısında duran, o bölgede önüne sadece bir buçuk metrelik bir geçiş platformu yapılırken kıyametin koparıldığı, ki bizden önce planlanan bir uygulamaydı. Bu caminin sağını solunu virüs gibi işgal etmiş bir kısım işletmeleri oradan kaldırma çabası içerisinde kararlarımızı almışken mahkemelerde ha bire pinpon topu gibi bir takım kararların oraya buraya gittiği bir dönemde hayatımda beni en çok şok eden bir şeyi yaşattı sağ olsun bakan. Yine bu kanuna sığınarak, Cumhurbaşkanlığı kararnamesine sığınarak buraya Üsküdar Belediyesi'yle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir plan yaparak, gece kondu gibi İstanbul Boğazı'nın kıyısında işgalle yapılmış binaları imarlı hale getirmiştir. Bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, İstanbul tarihinde yapılmış en ayıp işlerden birisidir. Bu iş nereye sığar, bunun anlamı nedir, faydası nedir, toplumsal çıkarı nedir? Siz İstanbul'a hem bunu yapacaksınız hem de diyeceksiniz ki, İstanbul'la ilgili dönüşümü, depremle mücadeleyi biz başarırız. Hayır yapamazsınız. Bu iş amasız, fakatsız yapılır. Bu iş sağ tarafı görme, sol tarafı görle yapılmaz. Bu işte prensipler tektir. Bu prensipsizliktir, tutarsızlıktır. İstanbul'a yapılan büyük bir ayıptır. Hukuki mücadelemizi vereceğiz. Plana karşı duruşumuzu göstereceğiz. Siz İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni ortadan kaldırıyorsunuz Üsküdar Belediyesi ve Çevre ve Şehircilik bakanlığı olarak saçma sapan bir planla gece kondu gibi yapılmış çirkin, görüntüsüyle Kuşkonmaz Camii'ni berbat eden, çevresini kötü gösteren yapılara dair plan çıkarıyorsunuz. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Ne teknik eleman olmaya sığar, ne imar prensibine sığar ne de bugünün gündemi depremken, on binlerce insanın hayatını yitirdiği bir süreçte yapılan bu işler hükümetin önceliğinin ne olduğuna dair bir göstergedir. Onun için önemsiyorum, hukuki mücadelesini verip gün gün süreci takip edeceğim. Yargıyı da göreve davet ediyorum. Bizi oyalamasınlar. Oyalayıp başka kararlarla iş birliği yapılmış algısı yaratmasınlar. Biz bu işi takip edeceğiz"