BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Hz. Muhammed CEO'ydu

CEO çoğumuz için yeni bir kavram. Pek çok kavram gibi CEO'nun da Türkçe karşılığını bulamadık. Oysa CEO'luk Hz. Muhammed'e dayanan eski bir kurum. Nasıl mı?

Abone ol

Eyüp Can'ın Referans Gazetesi'ndeki 'Hz. Muhammed bir CEO muydu?' başlıklı köşe yazısı: İstihdam ve yatırımın teşvik edildiği Cuma hutbeleri Türkiye”de kalkınmanın kaynağı olabilir mi?” soruma bir birinden ilginç cevaplar aldım. Bir çok okur, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu”nu destekliyor. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu”nun “Ülkemizi kalkındırmak toplumsal bir görevdir” başlıklı Cuma hutbesi okutmasını olumlu buluyor. TOBB’un çağrısından epey etkilendiğini itiraf eden Mustafa Sağlam, üşenmemiş uzun uzun İslam”da çalışma ve üretimi teşvik eden hadis ve ayetleri sıralamış. En çok da Hz. Muhammed’in ticaret yapmasının ve “İki günü bir birine eşit olan ziyandadır” sözünün altını çizmiş. Bu konularda epey kafa yorduğu anlaşılan bir başka okur ise daha ileri gitmiş: “Hz. Hatice’nin kervanlarını yöneten Peygamber efendimiz o dönemin koşullarında tam anlamıyla modern bir yöneticiydi. Hem kervanın idareciliğini yapıyordu hem de kervan ticaretini yöneterek karlılık oranında pay alıyordu. Bugün yaşasa ve aynı işi yapsa sizce ona nasıl bir sıfat verirdik? Bence Hz. Hatice’nin kervanlarının CEO’su derdik.” İlk anda bazılarının kulağına hoş gelmeyebilir, fakat düz tanımlama açısından adını vermek istemeyen bu okurumun tesbitine sonuna kadar katılıyorum. Hz. Peygamber, Hz. Hatice’nin kervanlarının hem idari hem de ticari sorumlusu, yani CEO’suydu. Günümüzde bir şirketin hem idari hem ticari sorumluluğunu tek elden yürütenlere İngilizceden yapılan kısaltmayla CEO (Chief Executive Officer) deniliyor. Elbette peygamberin dünya hayatı tek başına ticaretle açıklanamaz. Onun tüm diğer peygamberler gibi dünyevi olanın ötesinde misyonları vardı. Fakat peygamberliğe giden yolda, çok başarılı ve güvenilen bir yönetici oluşu, hem onun hayatın içinde biri olmasını, hem de temsil ettiği dinin ticaret dahil bir çok dünyevi alanla daha barışık bir ilişki kurmasını sağladı. Bu yüzden İslam dininin çalışmayı, üretmeyi ve kazancı teşvik etmesi çok doğal. Nitekim Nimet isimli bir okur; “Çoğunluğu müslüman olan bir ülkede, kalkınmaya yardımcı olması için din adamlarının cemaati teşvik etmesinden daha doğal ne olabilir?” diyor. Fakat adını yazmayan bir başka okur, farklı gerekçelerle hemen itiraz ediyor: “Bu ülke ne çektiyse dinin siyasete ve ticarete alet edilmesinden çekti. Çağdaş ve laik bir ülkede yaşıyoruz ama hala insanların dini duygularını sömürerek ticaret yapanlar var. Diyanet böyle hutbeler okutarak yeşil sermayeli holdinglerin ekmeğine yağ sürer.” Türkiye”de din-siyaset ve din-ticaret ilişkisini malesef çok ideolojik düzlemlerde tartıştık. Ya laiklikten yana olduk ya da rejim tartışmasına dönüştürdük konuyu. Bu yüzden çok sağlıklı toplumsal gelişmeleri bile kaygıyla izler olduk. İnsanların dini duygularını sömürerek ticaret yapanlar da var siyaset yapanlar da! Fakat din istismarını eleştirmek başka bir şey, istismar ediliyor diye, “İslam’ı siyasi ve ticari alanın tamamen dışına atalım” demek başka. Modern sosyolojinin babası Max Weber tam yüz yıl önce yazdığı Kapitalizmin Ruhu ve Protestan Etik kitabında Hristiyanlık açısından benzer sorulara cevap aramıştı. Weber’e göre Protestanlık, Katoliklikten farklı olarak çalışma, üretme ve birikime vurgu yaptı. Servet sahibi olmayı Calvin’in yorumları sayesinde utanılacak bir şey olmaktan çıkarıp Tanrı’nın seçilmiş kulu olmanın bir göstergesi saydı. Ve bu süreç batıda kapitalizmi ateşledi. Peki ya doğuda? Weber’in kısmi oryantalist bakış açısına göre doğu toplumları edilgen-kaderci-tembel ve gelenekseldi. Bunun da sebebi doğunun bu dünyadan kopuk dinleriydi. İslam’ın bu kategorinin dışında olduğu çokça tartışılmıştır fakat dinlerin toplumsal hayatın en önemli ateşleyicisi olduğu Weber’den bu yana tatışma götürmez bir gerçek. Dolayısıyla kalkınmanın yolu tek başına hutbeden geçmez ama hutbeler kalkınmaya giden yolda inançlı insanların zihnini açabilir...