Televizyonların reklam bombardımanları üzerine RTÜK, cezalar yağdırmıştı. Fakat huylu huyundan vazgeçmedi. Özellikle Mustafa Mutlu, bu durumdan oldukça rahatsız.
Abone olRTÜK'ün Televizyon kanallarına reklam kuşakları ile ilgili getirdiği kısıtlamalara kimse uymuyor. Bu durum bir gerçeği daha gözler önününe seriyor. Teorinin, Türkiye'de pratiğe geçirilemeyeceği. Bu konuyu Vatan yazarlarından Mustafa Mutlu " Hani televizyonlar reklamı azaltacaktı?" yazısı ile şöyle dile getirmiş...
Mustafa Mutlu
Hani televizyonlar reklamı azaltacaktı?
Televizyonlardaki reklam kirliliği konusundaki yazılarımız üzerine Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) önce kanallara ceza yağdırdı, ardından da yönetmeliği iyice sertleştirdi... Bunun üzerine de bazı televizyon kanallarının yöneticileri, önceki günden (27 Eylül Pazartesi) itibaren "daha az reklam yayınlayacaklarını" açıkladılar...
Ama iş uygulamaya gelince yine yan çizildi...
İşte pazartesi akşamı "prime-time"da yayınlanan bazı dizi, film ve programlardaki reklam kirliliğinden örnekler:
* atv'deki "Kurşun Yarası"nda toplam 11 dakika 2 saniye, aynı kanaldaki "Bir İstanbul Masalı"nda 11 dakika 6 saniyelik "fazla reklam" yayınlandı.
* Kanal D'deki "Haziran Gecesi" adlı dizide ise reklam süresi, 16 dakika 23 saniye aşıldı. Yine bu kanaldaki "X-Men" isimli yabancı filme de 13 dakika 13 saniyelik fazla reklam alındı.
* Show TV'deki "Gizli Dünyalar"a 15 dakika 33 saniye, "Ekmek Teknesi"ne ise 8 dakika 53 saniye fazla reklam konuldu.
* "Devlet kanalı" olan Star TV de "Yalancı Yalancı" adlı filmde yasal süreyi 10 dakika 33 saniye ihlal etti.
* TGRT'deki "Şaka Olsun" adlı programda 10 dakika 21 saniye...
* Samanyolu TV'deki "Kara Gurbet" adlı Türk filminde 10 dakika 24 saniye...
* Kanal 7'deki "Kondor Operasyonu" adlı filmde 6 dakika 17 saniye fazla reklam yayınlandı.
Bu arada, bütün kanallar pazartesi gününden itibaren "iki reklam kuşağı arasındaki süre 20 dakikadan daha az olamaz" şeklindeki yönetmelik maddesine uymaya başladılar.
Ama alınan reklamların süresi kısaltılmadığı için bu değişiklik, kirliliğin azaltılmasına yetmedi.
RTÜK Başkanı Sayın Fatih Karaca...
Dün Başkanvekiliniz Sayın Zeki Avşar, Gaziantep'te bir açıklama yaptı ve "Alo RTÜK hattına gelen şikâyetlerin yüzde 90'ını program aralarındaki reklam kuşakları oluşturuyor" dedi...
Yani bu konu, sadece Mustafa Mutlu'nun değil; halkın bıkkınlık getirdiği bir kangrene dönüştü...
Somut adımlar atmanızı bekliyoruz.
Mozaikli görüntülerden ben de rahatsızım ama...
Televizyon reklamlarıyla ilgili tartışılan bir diğer konu da "gizli" reklamlar... atv'nin yediği "program durdurma cezası"ndan sonra tüm kanallar bu konuda çok daha hassas davranıyor.
Bu hassasiyet o denli arttı ki; "Ünlüler Çiftliği"ndeki yarışmacılardan Hakan Ural'ın giydiği Fenerbahçe formasının üzerindeki "Avea" logosu bile, atv yöneticileri tarafından "mozaik"lendi...
İşin bu kadar abartılmasına ben de karşıyım. Ama, tüm kanalların yöneticilerine sormadan da edemiyorum:
Bir yandan Fenerbahçe formasındaki logoyu mozaikliyorsunuz ama diğer yandan da yayınladığınız dizilerdeki karakterler, nedense hep grubunuza ait gazeteleri okumaya devam ediyor. atv'nin dizilerinde "Sabah", Kanal D'de "Hürriyet", "Milliyet", "Radikal", Star TV'de "Star Gazetesi", TGRT'de ise sadece "Türkiye Gazetesi" okunuyor.
Bu görüntüler sizce "mozaiklenmesi gereken gizli reklamlar arasına girmiyor mu?
Para kazandırmayan logoya mozayiği basmak kolay... Kendi gazetelerinizi de "mozaik"leyin ki; bu konudaki içtenliğinize inanalım!
Bas-konuş, yay-konuş; yeter ki derdini anlat!
Hazır söz reklamlardan açılmışken, devam edelim: Turkcell en fazla reklam veren kuruluşlarımızdan biri... Hemen her reklamıyla da ses getirmesini biliyor.
Ama şu günlerde yayınlanmaya devam eden "Bas Konuş" reklamı hakkında aynı düşüncede değilim.
Belli ki Turkcell yine iyi bir hizmet geliştirmiş... Ama reklam filmi, bu hizmeti bize yeterince anlatamıyor...
"Bas Konuş", bir ücretsiz "diyafon" hizmeti mi, yoksa bilmediğimiz başka bir şey mi, belli değil!
Durum böyle olunca da, Haluk Bilginer başta olmak üzere, değerli oyuncu kadrosunun "hoş diyalogları"na gülümseyip geçiyoruz. Ama ne anlattıklarını anlamıyoruz!
Reklamdan amaçlanan bir ürünü "tanıtmak" olduğuna göre, reklamcıların biraz daha "anlaşılır" olmaya özen göstermeleri gerekmez mi?