BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Hüseyin Çelik'ten CHP'ye sert sözler!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Yargıtay'ın Balyoz kararını eleştirenlerin mahkemeye haksızlık yaptığını söyledi.

Abone ol
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, CHP'yi eleştirdi Demokratikleşme Paketi'yle ilgili Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını kafa karışıklığı olarak nitelendirdi. Yargıtay'ın Balyoz kararıyla ilgili olarak mahkemeleri eleştirenlere de sert çıkan Çelik, mahkemelere haksızlık yapıldığını iddia etti.
 
Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında,  sözlerine,  vatandaşların Kurban Bayramı'nı tebrik, trafik kazalarının yaşanmadığı "bayram gibi bir bayram" geçirilmesini temenni ederek başladı.

AK PARTİ'DE ADAY BELİRLEME SÜRECİ 
 
Türkiye'nin seçim atmosferine girdiğini, mahalli seçimlerin her geçen gün yaklaştığını anımsatan Çelik, bugünkü toplantının esas ve ağırlıklı gündem maddesinin yerel seçimler olduğunu söyledi. AK Parti'nin daha önce merkez yoklamasıyla aday belirlemeye karar verdiğini, 1 Ekim-1 Kasım tarihlerinde aday adayı müracaatlarının yapılacağını daha önce kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatan Çelik, teşkilatlar nezdinde yapılacak temayül yoklamalarının da mevcut 16 büyükşehirde 26-27 Ekim, diğer 65 kentte ise 9-10 Kasım tarihlerinde,  bir genel başkan yardımcısının başkanlığında oluşturulacak heyetle yapılacağını aktardı.
 
ENGİN ALAN'IN DURUMU
 
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, bir gazetecinin Balyoz davasında aldığı hapis cezası Yargıtay tarafından onanan MHP Milletvekili Engin Alan'ın durumunun ne olacağını sorusuna, "Anayasa'nın 83. ve 84. maddeleri gayet açık yazılmıştır. 5 yıldan fazla ceza almaları halinde milletvekillerinin, onlarla ilgili nihai hükmün Meclis'te okunmasıyla birlikte kararın kesinleşeceği çok açık şekilde yazılmıştır. Anayasa'nın 83. ve 84. maddeleri çok açıktır, İçtüzük hükümleri de son derece çok açıktır. Konu, üzerinde çok fazla yorum yapılabilecek bir konu değildir, mesele çok nettir" yanıtını verdi. 

CHP'Yİ YERDEN YERE VURDU 
 
Konuşmasında CHP'yi eleştiren ve parti içerisinde çeşitli farklılıklar bulunduğunu söyleyen Çelik, "Genel başkanları bir telden çalıyor, grup başkanvekilleri başka bir telden genel başkan yardımcıları ise başkan telden çalıyor" diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanay'ın, kamu çalışanlarına getirilen başörtüsü serbestisine ilişkin düzenlemenin iptali için Danıştay'a müracaatta bulunduğu anımsatılarak, bu durumu nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine Çelik, şunları kaydetti:
 
"Yüksek yargıya müracaat etmek partilerin, vatandaşların en tabii hakkıdır ama bu tipik bir CHP klasiğidir. Yıllar yılı CHP bunu yaptı. Yıllar yılı vatandaşın temel hak ve özgürlüklerini ya darbelerle önlediler ya darbelerin oluşturduğu bürokratik zihniyetle temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasına mani oldular. Bunların hiçbir olmadığı zaman da bunu yargıyla yaptılar. 411 milletvekili, üniversitelerdeki başörtüsü serbestisiyle ilgili karar verdiği zaman CHP yine Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Bunu yaparken de bazı meyda kuruluşlarıyla iş birliği, ağız birliğiyle bunu yaptılar. Onlar '411 el kaosa kalktı' diye manşet atarken, onlar da Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. 
 
"MECLİS'TEN ÇIKARALIM TEKLİFİ"
 
"Kılıçdaroğlu'nun, Anayasa Uzlaşma Komisyonunda mütabakat sağlanan 60 maddeyi birlikte geçirelim teklifi var. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna Çelik, "Doğrusu Sayın Kılıçdaroğlu'nun böyle bir çıkış yapmasını biz de olumlu bir gelişme olarak değerlendirdik" dedi. 

"YARGIYA HAKSIZLIK YAPILMAMALI"
 
Yargıtay'ın Balyoz davasına ilişkin kararına yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine Çelik, milletin darbelerle darbecilerle ve darbe kavramıyla yüzleşmesi ve hesaplaşmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Çelik, Türkiye'nin bu tür arızalardan kurtulmaya çalıştığını söyleyerek darbelerin ve darbecilik kavramının ülkenin gündeminde olmaması gerektiğini anlattı.
 
Yargıtay'ın Balyoz hükmüne bakıldığında bazı kararların onandığını, bazı sanıkların beraat ettiğini anımsatan Çelik, şöyle konuştu:
 
"Mahkemelerin verdiği kararı başta sanıkların kendileri olmak üzere aileleri ve herkes eleştirebilir, bunu haksızlık olarak değerlendirebilir, birileri bunu hakkın tahakkuku olarak değerlendirebilir. Demokrasilerde bu konularda çok açık bir alan vardır. Bu, yapılabilir. Ancak Balyoz davasının açıklanmasından beri mahkemeyi, Yargıtay'ı tahkir eden, tezyif eden, yani hakaret eden ve mahkemeye ağız dolusu suçlamalarda bulunan bazı sözüm ona değerlendirmeler görüyoruz. Kendi yargı sistemimize böyle bir haksızlık yapmamamız gerektiğini düşünüyorum."

"HALKIN AKLIYLA ALAY EDİLMESİN" 
 
Balyoz ve Ergenekon davalarıyla ilgili daha önce yaptığı açıklamaları hatırlatan Çelik, şunları kaydetti:
 
"Dedim ki, 'Kimse halkın aklıyla alay etmesin.' Hiçbir şey olmamış gibi hiç kimse davranamaz. Neleri yapmak için ne tür planlar yapıldığını iyi kötü hepimiz izledik, gördük. Bağımsız mahkeme bu konuda karar vermiştir. Mahkum ettikleri ile ilgili mahkemeyi hakaret yağmuruna tutacaksınız, peki beraat ettirdikleriyle ilgili ne söylüyorsunuz. Mahkeme bu insanların düşmanı olamaz ki. Yargıtay yanlış karar veremez mi? Yargıtay 'da yanlış karar verebilir. Karar tashihi için müracaat edersiniz. Daha ötesi uluslararası mahkemelerde eğer müracaat etme hakkınız varsa oralara da gidersiniz. Ama kendi adalet sisteminizi topa tutmanın elbette bir mantığı yoktur. Bunu da yapmamamız gerekiyor."
 
AKAYDIN'IN AÇIKLAMALARI SORULDU
 
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın başörtüsüyle ilgili açıklamalarının anımsatılması üzerine Çelik, şunları söyledi:
 
"Sayın Akaydın'ın Atatürk adına konuşması çok gariptir. Atatürk'ün kendi eşi bizatihi öyleydi. Türk kadınına yakışıyor yakışmıyor tartışmasını ben çok gereksiz ve talihsiz bir beyan olarak değerlendiriyorum. Biz, her zaman şunu ifade ettik; biz şunu çok iyi bilmeliyiz, her toplumun değerleri vardır, kabullenebildikleri ve kabullenemedikleri vardır. Aşırılıkları toplumlar törpüler, makul olanı bulur ama Mustafa Akaydın'ın annesine de bakarsanız, birçok akrabasına da belki bakarsanız onlar da başı örtülüdür. Dolayısıyla 'Başı açıklık Türk kadınına yakışıyor, başı kapalılık Türk kadınına yakışıyor veya yakışmıyor' şeklinde genellemeler yapmak bana göre akılla, sağduyuyla izah edilecek şeyler değildir."