BIST 9.725
DOLAR 35,19
EURO 36,69
ALTIN 2.970,15
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Hüseyin Çelik son anketi açıkladı

AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı.

Abone ol

Hüseyin Çelik çözüm sürecine yönelik açıklamalar yaptı. Yaptırılan son anketi de açıklayan Çelik, Akil İnsanlar Heyeti ile ilgili eleştirilere de cevap verdi.

Bahçeli'nin Baskın Oran için söylediği " 'Sen müzakere yaptığın insanlara hala terörist dersen kafalarda soru birikir' derken akillerin aklındakini söylemiştir" sözlerine cevap verdi. Çelik "Baskın Oran ne söyleyeceğini sana mı soracak?" dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, çözüm sürecinde hükümete olan desteğin yüzde 67-68 civarında olduğunu belirterek, "Yüzde 67, yüzde 68 ’ben hükümetin başlattığı bu süreci destekliyorum’ diyor. Yani ’Kan dökülmesinin bitmesini istiyor musunuz, göz yaşı dinsin mi?’ sorusunu sorduğunuz zaman bu yüzde 95-96’dır" dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, AK Parti Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

FAZIL SAY KONUSU

Ünlü piyanist Fazıl Say’ın 10 ay hapis cezası almasını değerlendiren Hüseyin Çelik, sanatkarın içinden çıktığı toplumun değerlerine saygılı olan insan olduğunu, sanatkarın farklılıklara tahammülü olması gerektiğini vurguladı.

Çelik, " ’Ben ünlüyüm, ben meşhurum, ben başarılıyım o zaman ben gözünüzü oyacağım. Ve bu bana her türlü suçu işleme imtiyazı verir’ gibi bir anlayışın içinde olamazsınız" diyen Çelik, Fazıl Say’ın daha önce de eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a Twitter üzerinden "Sus, zırvalama" dediğini hatırlattı. Fazıl Say’ın yine Arabesk dinleyenler için ’Arabesk yavşaklıktır, arabeski sevmek vatan hainliğidir’ şeklindeki sözlerini de hatırlatan Çelik, "Şimdi bu normal ve sağlıklı bir ruh halinin söyleyebileceği bir laf mıdır? Normal ve sağlıklı bir ruh haline sahip olan bir insan kolay kolay böyle söyler mi?" diye sordu.

Fazıl Say’a verilen cezanın Twitter hesabından attığı bazı twitlerden dolayı değil, küfürden ve hakaretten dolayı mahkumiet aldığını anlatan Hüseyin Çelik, hiç kimsenin diğerinin kutsalına hakaret edemeyeceğini, bunun bir suç olduğunu belirtti. Fazıl Say’ın ceza almasının nedeninin "Bilmem fark ettiniz mi nerede yavşak, adi, magazinci, hırsız, şaklaban varsa epsi Allahçı’dır" şeklindeki sözleri olduğunu ifade eden Çelik, herkesin bu ülkede ataisz olarak doğma, ataist olarak yaşama ve ölme hakkı olduğunu söyledi. Çelik Fazıl Say ile ilgili olarak şunları söyledi:

"Siz eğer bu lafları ederseniz, siz insanları incitirsiniz. Daha önce inançalara hakaret ettiği için hakkında cezaya hükmedilen ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne(AİHM) giden kim varsa dava onun aleyhine sonuçlanmıştır. AİHM ’inançlara küfredemezsiniz’ diyor. ’İnsanların dini duygularını aşağılamayazsınız’ diyor. Şimdi bu arkadaş dini duygularını da aşağılıyor, tercih ettiği musikiyi de aşağılıyor, ülkenin bakanını da ’zırvalamayı kes’ rahatlıkla diyebiliyor. Ama kendisinin zırvaladıklarına kimse birşey demeyecek. Başta Hürriyet Gazetesi olmak üzere ona bindirdikçe, efendim ondan yana olacaklar, ondan sonra ülkenin mahkemelerini, iktidarını kıyasıya döveceksiniz. Bu doğru bir yaklaşım değil arkadaşlar. Gerçek manada sanatkarın başımızın üzerinde yeri var. Biz onları sırtımızda, başımızda taşırız. Burada haftada, ayda onlarca sanatkar arkadaşımız gelir, bizi ziyaret eder, problemlerini getirir. Bizzat Sayın Başbakan ilgilenir bunlarla. Ama kusura bakmayın ’ben ünlüyüm kimse bana karışamaz. Ben ses duvarını aşmış kadar meşhurum, dünya çapında müzisyenim, dolayısıyla ben bunları söylerim’. Söyleyemezsin."

TURGUT ÖZAL

Hüseyin Çelik, açıklamalarının sonunda ise vefatının 20. yılı olan 8’inci Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’a da Allah’tan rahmet diledi. Özal için, "Tabuları yıkan bir insandı, onun için gönüllerde yaşıyor, Allah kendisine rahmet eylesin" diyen Çelik, "Herkesin gönüllerde yeri olmuyor. Hem önemli hem değerliyseniz gönüllerde yeriniz oluyor" diye konuştu.

"YAZILI TALİMAT VERİLSE HERKES ÖĞRENİR"

Hüseyin Çelik, açıklamalarının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin "Çekilme süreciyle ilgili TSK’ya yazılı bir yetki verildi mi?" sorusu üzerine Çelik, "Hükümetiz ve TSK her zaman olduğu gibi koordineli zaten çalışıyor. Bir fitne var, bir ateş var bu fitneyi söndürmek için hepimiz gayret içerisindeyiz. Biraz önce size, bize, herkeze düşen görevi ve sorumluluğu bir kez daha ifade ettim. TSK da burada çok önemli bir unsurdur. Talimat verildiği zaman gizli saklı, kamuoyundan gizlenerek bir talimat verilmez. Yazılı talimat verilse de, sözlü talimat verilse de bunu hepiniz öğrenirsiniz" diye konuştu.

Sürecin öngörüldüğü şekilde yürüdüğünü kaydeden Çelik, bir sıkıntı, bir aksamanın olmadığını belirterek, "Milletimiz ümitvar olsun. Tekrar söylüyorum biz her zaman ümitvarız ama ihtiyatlı bir iyimserlik içerisindeyiz. Ha bu süreçle ilgili sıkıntılar da çıkabilir, arızalar da çıkabilir. Yola giderken teker patlayabilir, zaman zaman motor arıza yapabilir ama bir hedefe kilitlendiyseniz teker arıza da yapsa tekerin istepnesi vardır, takar devam edersiniz. Motoru tamir eder devam edersiniz, olmadı arabayı değiştirir devam edersiniz. Öyle veya böyle Türkiye bu ayaklarındaki parangalardan kurtulmak zorundadır, böyle bir irade vardır. Halkımızda da bu irade var" şeklinde konuştu.

"SÜREÇ ÖNGÖRÜLDÜĞÜ ŞEKİLE YÜRÜYOR"

Çelik, "Süreç öngörüldüğü şekilde ilerliyor derken, 1-2 gün içinde çekilme öngörülüyor mu?" şeklindeki soruya da cevap verdi. Çelik şunları kaydetti:

"Biz berinden beri yaklaşık tarih veriyoruz. Hiç bir zaman için ’18 Nisan’da şu olacak, 19 Nisan’da böyle olacak, 20 Nisan’da da şöyle olması muhtameldir’ gibi açıklamalar yapmıyoruz. Bir öngörülen süreç şu, şu tarihler arasında şunlar olsun şeklinde... Onları da sizler biliyorsunuz, onlara da girmeyeyim. Ben öngörüldüğü şekilde yürüyor diyeyim, burada bir tıkanma, bir sıkıntı bir bizim hepimizi endişelendirecek bir arıza, bir kasıt söz konusu değil. Son derece hassas, son derece duyarlı, son derece tutarlı bir şekilde bu süreç götürülüyor. Gidecekleri zaman bütün kamuoyunun haberi olur."

Hüseyin Çelik, Semra Özal’ın, "Turgut Özal’ın şehit sayılmasını istiyorum" şeklindeki sözlerini de değerlendirdi. "Şahsen bana uyar" diyen Çelik, memleketini seven, memleketi için çalışan birisinin öldürülmesinin kendisine göre de şehit olduğunu anlattı. Kendisinin merhum Adnan Menderes için ’Demokrasi Şehidi’ dediğini ifade eden Çelik, "Merhum Turgut Özal’ın eğer hakikaten zehirlenerek öldürüldüğü ortaya çıkarsa bence de şehittir" dedi.

"SÜRECE DESTEK YÜZDE 67-68 CİVARINDA"

Hüseyin Çelik, bir soru üzerine de son kamuoyu araştırmaları ile ilgili bilgiler verdi. Daha önce 21 Mart tarihinden önce yapılan anket çalışmalarında çözüm sürecine yüzde 58’lik bir desteğin olduğunu açıkladıklarını hatırlatan Hüseyin Çelik, "21 Mart’tan sonra yapılan kamuoyu anketlerinde bunların ortalamasını söyleyeyim. Bir kaç kamuoyu anketinin ortalaması yüzde 67-68 civarındadır" diye konuştu. Çelik şu bilgileri verdi:

"Yüzde 67, yüzde 68 ’ben hükümetin başlattığı bu süreci detekliyorum’ diyor. Yani ’Kan dökülmesinin bitmesini istiyor musunuz, göz yaşı dinsinsin mi?’ sorusunu sorduğunuz zaman bu yüzde 95-96’dır. Yani orada da bir iki puanlık devam etmesinden yana olduğunu beyan edenler de var onu da söyleyeyim, işin garip tarafı... Yani böyle bir destek var, yüzde 70’e yakın bir destek var."

"BASKIN ORAN NE SÖYLEYECEĞİNİ SANA MI SORACAKTI?"

Hüseyin çelik, akil insanların çalışmalarıyla ilgili bir soru üzerine de değerlendirmelerde bulundu. Akil insanlara yönelik eleştirilere tepki gösteren Çelik, akil insanlar üzerinden hükümete hakaret edenler için "Bu kabul edilebilir değil" dedi. Akil insanların tüm tehditlere rağmen akil insanlar olduklarını ve pes etmediklerini anlatan Çelik, şöyle konuştu:

"Siz Hülya Koçyiğit gibi bir hanım efendiden ne istersiniz? ’Efendim Baskın Oran şöyle söyledi’. Baskın Oran ne söyleyeceğini sana mı soracaktı? Sen onun eline yazılı metin verecektin de o öyle mi söyleyecekti? ’Efendim bunların arasında CHP’li, MHP’li de yoktu’. CHP’li de var, Sayın Bahçeli’nin yıllarca danışmanlığını yapmış da var. Ama aleni olarak bu sürece karşı olan birini de herhalde getirip orada akil adam diye oranın içine kimsenin koymasını kimse beklemez. Zaten ona karşı bu, safını belirlemiş zaten. Neyi anlatacak vatandaşa, neyi paylaşacak vatandaşla? Akil adamlar arkadaşlar bana göre Türkiye’nin ortak paydasını ortaya koymuşlardır."

Hüseyin Çelik, konuşmasının bir bölümünde ise BDP milletvekili Emine Ayna’ya tepki gösterdi. "Geçenlerde işte bir hanım efendi yine Viranşehir’de esmiş gürlemiş" diyen Çelik, "Biz bunlara takılırsak arkadaşlar, armutun sapı, üzümün çöpü hesabı yaparsak bu süreç yürümez" dedi. 30 yıldır kan aktığını ifade eden Çelik, 30 yılda yapılan tahribatı kendilerinin tamir etmeye çalıştığını söyleyerek, "En azından bakın 3 aydan beri şehit cenazeleri gelmiyor, kimse ölmüyor. Bu böyle devam etsin, hergün biraz mesafe alalım. Ama tabi hokus pokusla kimse bu işi çözemez" şeklinde konuştu.

"SAYIN BAHÇELİ, BİRAZ SAKİN OL"
Hüseyin Çelik, 57. hükümet dönemiyle ilgili komisyon kurulmasının bu dönemde dile getiriliyor olmasını Kılıçdaroğlu’nun şantaj olarak değerlendirmesine de cevap verdi. Çelik, "Bizim kimseye şantaj yaptığımız falan yok" diyen Çelik, "Sayın Bahçeli defalardır Sayın Başbakan’a hem de en yüksek perdeden, freni patlamış kamyon gibi Sayın Başbakan’ ’biz seni yüce divana göndermezsek namerdiz’ diyor. Şimdi sayın Başbakan’da haklı olarak diyor ki, ’sen beni hangi gerekçeyle gönderiyorsun?’ Ama senin gönderilmen için birçok gerekçe herhalde var" diye konuştu. Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Sonuçta zaten birşey yoksa Sayın Bahçeli’de rahat uyuyabilir mesele yok demektir. Şimde hani diyorya ’biz hesap vermeye hazırız, bizim verilmeyecek hesabımız yoktur’. Eğer verilmeyecek hesabınız yoksa peki bu telaş neden? Bu kadar bağırma neden? Arkadaşlar çok bağırma suçluluk göstergesidir. Sayın Bahçeli biraz sakin ol. Normalde çok sakin bir adamsın, ama oraya çıkınca hayırdır ne oluyor?"

"SEZGİN TANRIKULU’NUN YERİNDE OLMAK İSTEMEZDİM"
Hüseyin Çelik, Meclis’teki Çözüm Sürecini Değerlendirme Komisyonu’nun ne zaman kurulacağına ilişkin bir soru üzerine ise "Bugün, yarın böyle bir takvim veremem ama herhalde çok uzun bir süre olmayacaktır" dedi. CHP’nin kendi milletvekili olan Sezgin Tanrıkulu’nun önergesini geri çekmek istemesini de değerlendiren Çelik, "Ben şahsen Sayın Sezgin Tanrıkulu’nun yerinde olmak istemezdim. Şimdi bir taraftan aşağı yukarı AK Parti’nin kurduğu bu çözüm süreci komisyonun neredeyse aynı, gerekçesi bile neredeyse aynı olan bir araştırma önergesi vereceksiniz, sonra sizi zorlayacaklar oradan patır kütür, patır kütür imzalarınızı geri çekeceksiniz, ve ofsayda düşeceksiniz. CHP maalesef her konuda ofsayda düşüyor. Şimdi bu süreçte de, yani şu Sayın Kılıçdaroğlu’nun başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Biri bişey söylüyor, ulusalcı bişey söylüyor. Hakikaten CHP’nin işi zor arkadaşlar" diye konuştu.
Hüseyin Çelik, komisyonda hangi isimlerin yer alacağıyla ilgili bir soru üzerine ise şunları kaydetti:

"Çok sayıda bu komisyonda çalışmak isteyen arkadaşımız müraaacat etmiş. O müracaatlar grup başkanlığı tarafından değerlendiriliyor. Herhalde bugün, yarın açıklanır o uzun süre olmaz. Ama CHP ve MHP’nin orada temsil etmesi gereken üyelikler boş duracak. Yani 11 kişiyle komisyonlar çalışacak. Günün birinde nedamet gösterip de gelirlerse o zaman onları da o komisyona alacağız.

’Arkadaşlarımız cezaevinden çıkmadan biz Meclis’e gelmeyiz’ dedi. Sayın Fatih Altaylı, Teke Tek programında sordu kendisine, Sayın Kılıçdaroğlu’na dedi ki; ’peki dönem sonuna kadar arkadaşlarınız serbest bırakılmazsa yine mi girmeyeceksiniz Meclise? ’Evet girmeyeceğiz’ dedi. Şimdi arkadaşlar Japonların bir sözü var diyor ki ’arkandan kapattığın kapıyı sert çarpma, ola ki geri dönme ihtimalin olur’. Şimdi tabi Sayın Kılıçdaroğlu bir acemi genel başkan profili çizdiği için sürekli kapıyı sert çarpıyor, ondan sonra aynı kapıdan içeri girmek zorunda kalıyor.
Hani gelmeyeceklerdi meclise. Geldiniz işte. Ondan sonra dediler ki, ’AK Parti bize söz verdi, bu milletvekillerini serbest bırakacağız’ diye. Hani vatandaş diyor ya, ’tövbe Allah tövbesi kardeşim’. Orada o mutabakat metni dedikleri metin ortadadır. CHP bir kuyuya düşmüştü, bizden bir ip atmamızı istiyorlardı. ’Yani biz çıkacağız ama gururumuza yediremiyoruz. Hiç olmazsa bu mağlubiyeti hiç olmazsa onurlu bir mağlubiyete dönüştürelim’ derdindeydiler, biz de ’hadi bir ip atalım’ dedik. Ama o ip onların söylediği gibi bir ip değildi. Türkiye’de gerçeken bir muhalefet problemi var."