BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Hürriyet'ten Erdoğan'a eleştiri

Erdoğan'ın amacının İmam Hatipliler'i yönetime getirmek olduğunu yazan Ekşi, gerçek yüzlerinin ortaya çıktığını belirtiyor.

Abone ol

Hürriyet'in başyazarı Oktay Ekşi, değiştik diyerek, demokratik laik Cumhuriyetin temel değerlerine bağlı olduklarını söyleyen Başbakan Erdoğan'ın maskesinin düştüğünü yazdı. İşte Ekşi'nin Erdoğan hakkında yazdıkları Deşifre olmak...

Galiba oyun bitti. Daha açık söylemek gerekirse Başbakan Tayyip Erdoğan’ın şimdi Saadet Partisi’nde bulunan eski arkadaşlarına dönüp:

‘Biz o gömleği çıkardık’ diyerek artık demokratk, laik cumhuriyetin temel değerlerine bağlıymış gibi gösterdiği günler vardı ya... Anlaşılan o dönem bitti.

Şimdi başımızda ’Daha çok imam-hatip okulu öğrencisini ülkenin yönetiminde nasıl söz sahibi yapabiliriz?’ politikası izleyen bir başbakan ve onun Milli Eğitim bakanı var.

Üstelik doğruyu söylediğiniz, yani yukarıdaki teşhisi dile getirdiğiniz zaman çok kızıyorlar:

Başbakan’a göre, ’ülkeyi germemeli’ imişiz.

Bakan Hüseyin Çelik’e göre de, ’meseleyi imam-hatip ekseninde ele almak, Türkiye’de çatışmaları körüklemek’ imiş. Esasen bu konuyu ’imam-hatip düzleminde ele alan kendileri değil’miş.

Kaldı ki Başbakan da ’Hiçbir zaman seçim meydanlarında meseleyi imam-hatip ekseninde tartışmamış’mış.

Başbakan Erdoğan’ın ’meslek liseleri’ derken asıl amacının imam-hatip mezunları olduğunu Sayın Bakan bizden mi öğrenecek?

Bu durumda asıl görmemiz gereken Adalet ve Kalkınma Partisi’nin nihayet gerçek çehresi ile karşımıza çıkmış olduğudur. Hem bu ’imam hatip’ merkezli yasa değişikliği hem de Türkiye’de laik üniversite eğitimini ısrarla istemekten başka bir suçu (!) olmayan YÖK’ün başını koparmayı amaçlayan tasarının tek açıklaması budur.

Nitekim Bakan Çelik gazetecilerin ’Sizce bu YÖK’ü tasfiye yasası mı?’ şeklindeki sorularına da onların gözünün içine bakarak gerçeğe taban tabana aykırı şu yanıtı veriyor:

’Asla tasfiye yasası değildir. Burada tasfiye olan (edilen demek istiyor) bir şey yok.’

Tasfiye edilen bir şey yok ise neden YÖK’ün şimdiki üyelerinin görevlerine bu yasayla son veriyorsunuz?

Efendim, görevlerine son verilenlerin tekrar seçilmelerine engel bir durum yokmuş ki!

Bu eğer ’Bizim YÖK’ten şikayetimiz yok ki tasfiyeye gereksinim duyalım’ anlamında ise o zaman ’Şikayetçi olmadığınız (!) YÖK’ün üye sayısını, süresi dolanların ayrılmalarını bekleyerek de indirmek mümkün iken neden görevlere son veriyorsunuz?’ diyenlere verecek bir yanıt bulmaları gerekli.
Görüldüğü gibi, bir yandan laik eğitim diye çırpınan YÖK’ü cezalandırıyor, öte yandan ’imam-hatip liselilerin ülke yönetiminde (bugünkünden) çok etkin hale gelmeleri’ için uğraşıyorsanız, artık gerçek kimliğiniz deşifre olmuş demektir.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Avrupa Birliği doğrultusunda attığı adımlara ve demokratikleşme doğrultusundaki çabalarına bakarak ’Yok canım. Bunların bizden farkı yok’ diyenlere artık, önce yüzlerini buz gibi bir soğuk su ile yıkamak sonra da uykularını dağıtmak düşüyor.