İsmailağa cemaati bağlantılı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in 6 yaşındaki kızını evlendirmesiyle ilgili Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan ile yazarı Abdulkadir Selvi birbirine ters düştü. Selvi, Gümüşel'in çocuklarının açıklamaları sonrası kafasının karıştığını ve "Acaba yeni bir 28 Şubat mı tezgahlanıyor" diye düşündüğünü yazarken, Ahmet Hakan, "kafası karışanlara" olayın gerçekliğine ilişkin en doğru kanıtı yazdı...
Abone olİsmailağa cemaatinin hocalarından Yusuf Ziya Gümüşel'in o dönem 6 yaşında olan kızını 29 yaşındaki müridiyle evlendirmesi ve bebek yaştaki kızın o günden sonra her gün cinsel istismara uğramasıyla ilgili tartışma Hürriyet'in iki önemli ismini de karşı karşıya getirdi. Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, " ‘Bebek gelin’ olayında soru işaretleri" derken, Ahmet Hakan, "6 yaş olayında en önemli kanıt" diyerek Selvi'yi yazısını açığa düşürdü. İşte Hürriyet'in iki isminin bugünkü yazıları...
Abdulkadir Selvi
İddianameyi okumayı midem kaldırmadı
“6 yaşındaki kızı evlendirdiler” haberini okuyunca bir an soluk alamadığımı hissettim. İddianameyi okumak istedim. Ama midem kaldırmadı.
Bunun ne insanlığa ne İslam’a sığacak bir yanı yok. Hele hele bunun dini bir kisve taşıyan bir cemaat ya da tarikat tarafından yapılması daha vahim. Çünkü süt leke kaldırır ama bu işler leke kaldırmaz. Bunun üzerinden İslam’a, dindarlara saldırmak isteyenlere gün doğmuş olur.
Kardeşlerin açıklaması soru işareti oldu
6 yaşında evlendirildiği iddia edilen H.K.G.’nin kardeşlerinin açıklamalarını izleyince kafamda soru işaretleri oluşmaya başladı. Abisi ve iki kız kardeşi H.K.G.’nin Kuran-ı Kerim’i okumaya geçtiğinde ya da hafızlık merasimi öncesinde kendi ısrarı üzerine gelinlik giyip fotoğraf çektirdiğini anlattılar. Kendileri de gelinlik giymişler. İki kız kardeş o fotoğrafları paylaştılar.
Bu olayı gündeme getirenlerin sicili
Ayrıca bu olayı gündem yapanların siciline bakınca kuşkularım artmaya başladı. Çünkü 28 Şubat sürecinde biz bunları çok yaşadık. Fadime Şahin, Müslüm Gündüz olayını unutmadık. Ali Kalkancı manşetleri dün gibi hafızamızda duruyor. 28 Şubat Fadime Şahin üzerinden kurgulandı.
28 Şubat'ta işler nasıl yürüdü?
O günler aktif bir gazeteci olan CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan isimler vererek Müslüm Gündüz-Fadime Şahin olayının FETÖ’cü polisler Recep Güven ile Ali Fuat Yılmazer’in kumpası olduğunu anlattılar. Bu olay için aynı şeyi söylemiyorum. Ama bunun üzerinden muhafazakâr insanları töhmet altında bırakmaya çalışmayalım. Eğer birileri bunun üzerinden yeni bir Fadime Şahin-Müslüm Gündüz komplosu hazırlıyorsa ortaya çıkaralım.
Ahmet Hakan
6 yaş olayında en önemli kanıt
6 yaşındaki kız çocuk olayıyla ilgili olarak...
Kafa karıştırıcı bilgiler gelmeye başladı.
Söz konusu çocuğun ailesi atağa geçmiş durumda. Olayın “yalan” ve “iftira” olduğunu söylüyorlar. Kızın üç kardeşi video çekip olayı yalanlayan açıklamalar yapıyorlar. Ayrıca kızın yetişkinlik döneminde çekilen düğün fotoğraflarını paylaşıyorlar.
Bu atağın etkisi altında kalıp “Acaba her şey yalan mı?” diyecek olanlar için yazıyorum:
İddianamede çok güçlü bir kanıt var
Savcının hazırladığı iddianameyi inceledim.
İddianamede olayın doğruluğuna işaret eden çok güçlü bir “kanıt” var.
Olayın mağduru olan H.K.G., savcılığa birtakım ses kayıtları sunmuş.
Bu kayıtlarda konuşan iki kişi var:
- Biri mağdur H.K.G..
- Diğeri altı yaşındaki H.K.G. ile ‘evlendiği’ öne sürülen Kadir İstekli.
Keşke ben 6 yaşındayken ilişkiye girmeseydik
Kayıtlara göre...
H.K.G., Kadir İstekli’ye şöyle diyor:
“O zaman keşke ben 6 yaşındayken ilişkiye girmeseydik. Kesin mutlu olurduk biz. Değil mi?”
Kadir İstekli, buna karşılık...
“Ne 6 yaşı? Ne ilişkisi? Ne diyorsun sen? Nereden çıkardın bunu?” falan demiyor.
Bunun yerine şöyle diyor:
“Orası öyle... Dediğin gibi de ‘öyle olsaydı böyle olsaydı’ demekle olmuyor işte.”
Bu kanıt hiç de yabana atılamaz
Ses kayıtlarının başka bölümlerine bakıyoruz.
6 yaşındaki kızını ‘evlendirmek’le suçlanan Yusuf Ziya Gümüşel
H.K.G., “6 yaş” vurgusunu tekrarlıyor, ancak Kadir İstekli’den hiçbir itiraz yok. En azından kayıtlarda böyle bir itiraza rastlanmıyor.
Her şey tabii ki mahkemenin vereceği kararla ortaya çıkacak. Ama savcının iddianamesine aldığı bu kanıt, hiç de yabana atılacak bir kanıt değil.
Zaten savcı da bunun önemini gözden uzak tutmamış ve bu durumu iddianamede “kısmi ikrar” olarak nitelemiş.