BIST 9.109
DOLAR 34,24
EURO 37,63
ALTIN 2.921,56
HABER /  GÜNCEL

Hürriyetin vahim hatası

Fatih Çekirge yönetimindeki Hürriyet'im büyük hatasını eski Hürriyet'çi Murat Bardakçı yakaladı..

Abone ol

Hem de ne hata... Hal böyle olunca, Murat Bardakçı "Benim bıraktığım Hürriyet'te böyle hata olmazdı" diyor haklı olarak. Haklı olarak diyoruz çünkü, bir kılıç evet bir kılıç adı Zülfikar olan bir kılıç, tarafından "günde üç kişinin kellesini uçuran bir cellat" oldu.

Devamını biz değil, Murat Bardakçı anlatsın:

"Hürriyet’in internet sayfasının hemen tepesindeki “Zülfikar günde 3 kelle uçuruyordu” başlıklı haberde, “Dünyanın en ünlü cellâdı, Osmanlı İmparatorlu döneminde yaşadı. Zülfikar adlı cellât günde ortalama 3 kişinin başını uçuruyordu” deniyor. Sonra, “Zülfikar, Osmanlı Padişahı Dördüncü Murad döneminde sadece 5 yıl içinde 5 bin kişinin başını vurmuştu” diye yazılmış.

Hangi cellâttan bahsediyorsunuz beyler? “Zülfikar” cellâdın değil, savaşlarda, bazen de idam cezasının infazında kullanılan, yani mahkumun kellesini uçurmaya yarayan efsanevî kılıcın adıdır. Hattâ, iki uçlu, çatal şeklindeki Zülfikar’ın Hazreti Ali’nin kılıcı olduğuna inanılır ve Zülfikar bu yüzden edebiyatta ve tasavvufta saygın bir kavram olarak geçer. Üstelik bu bilgi kırıntısı, bırakın teknik eserleri, ortaokul öğrencileri için hazırlanmış Türkçe sözlüklerde bile yazılıdır.

Dördüncü Murad döneminde beş yılda beş bin kişinin kellesini uçurduğu şeklindeki şehir efsanesinin kahramanı olan cellâdın adının doğrusu “Kara Ali”dir ve Hürriyet’in “cellât” zannettiği Zülfikar, işte bu Kara Ali’nin infazda kullandığına inanılan kılıcıdır!

Dolayısıyla, “Darağacı isimli cellât binlerce kişiyi sallandırmıştı”, “Hazreti İsa’nın cellâdı Çarmıh Bey idi”, “Bay Kurşun adındaki cellât mahkumların cezasını makineli tüfekle infaz etti”, “İspanya’nın meşhur cellâdı Garot dün iki mahkumu boğdu” yahut “Amerika’nın en meşhur cellâdı Elektrikli Sandalye hatıralarını yayınladı” gibisinden cehalet dolu abukluklarla Hürriyet’in “Zülfikar adlı cellât günde ortalama 3 kişinin başını uçuruyordu” şeklindeki başlığı arasında hiç fark yoktur.

Hesaplamada yapılan hatayı, sayfaya “cellât” niyetine konan Enderun Ağası çizimini ve Akdeniz Üniversitesi’nde bundan sadece birkaç önce yaşanan “alnı Zülfikar’lı saldırgan” hadisesini bir tarafa bırakalım... Bir gazetenin tıklanma hırsını bilgisizlikle biraraya getiren internet sitesi şimdiye kadar eşine-örneğine rastlanmamış büyüklükte bir hata yapıp okuyucusunu yanıltıyor ve yanlış bilgilendirilen çok sayıda okuyucu da haberin hemen altında sıra sıra tuhaf yorumlara girişiyor. Meselenin özeti, işte budur.

Haberi ve hemen altındaki yorumları okuyunca samimi söyleyeyim, üzüldüm, hem de çok üzüldüm. Zira, benim bıraktığım Hürriyet’te böyle hatalar olmazdı, en azından bana sorar, doğrusunu öğrenirlerdi."