BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Hürriyet bir ilki başardı

Hızlan, Özkök'ün Milliyet'in yalan olduğu iddia edilen haberi içi bir müfettiş görevlendirmesinin ilk olduğunu yazıyor.

Abone ol Basında bir müfettişlik olayı

Ertuğrul Özkök'ün Kroki başlıklı yazısını (Çarşamba, 19 Mayıs 2004) ben çok önemli buldum. Basında bir geleneği başlatacağını ummak isterim.

Türk basınında -bilmiyorum, belki de dünya basınında- ilk kez bir müfettişlik olayı yaşandı.

Hiç kuşkusuz, tahmin edeceğiniz gibi bunu da ilklerin gazetesi Hürriyet gerçekleştirdi.

Şimdi olayı anımsatalım:

Konu; Gaziantep’teki öğretmenevine kimin kabul edilip kimin edilmediği tartışması.

Özkök’ün haberin araştırılmasıyla, soruşturulmasıyla ilgili yazısından ilk paragrafı yeniden okuyalım, belleğinizdeki bilgileri tazeleyelim:

‘Geçen pazar günü Yönetim Kurulu Başkanımız Aydın Doğan aradı. ‘Senden Medya Grubu Başkan Yardımcısı olarak bir inceleme yaptırmanı istiyorum’ dedi.

Ertesi gün Hürriyet’ten çok güvendiğim bir arkadaşımı Gaziantep’e gönderdim.’

O arkadaşı ben de tanırım; bir deyim vardır ya Allah’tan başka kimseden korkmaz, ‘Hak bellediği yolda’, Cervantes’in ünlü romanı Don Quijote’un ünlü kahramanı Sancho Panza gibi yalnız yürür.

Önce Aydın Doğan’ın haber karşısındaki duyarlığının altını çiziyorum.

Doğan Medya Konseyi’nde birlikte çalıştığımdan iyi bilirim, şeffaflık onun hayat tarzıdır. Kamuoyu önünde hesap vermek için vesileler yaratır.

Dürüst bir gazeteci kimliğini de böylece ispatlamıştır.

Ertuğrul Özkök de, bu araştırmayı belgesel bir yazıyla kamuoyuna duyurdu. Araştırmacı gazeteciliğin ne olduğu konusunda da, dolaylı da olsa sağlam bir örnek sundu, İletişim Fakülteleri’ndeki geleceğin gazeteci adayları öğrencilere.

Hürriyet, gerçeğe ve okura saygının ne demek olduğunu, ne anlama geldiğini, yarım yüzyılı aşan yayın hayatında göstermiştir.

Şimdi okur, tarafsız bir anlayışla karar verecektir, bütün bilgiler ve belgeler ona sunulmuştur.

* * *

GÜNLÜK gazetede, haber telaşı ve hızlı çalışma temposunda hatalar yapılır. Beni rahatsız eden, hatada ısrardır.

Basında objektiflik gerçeğini unutmayalım, etik kavramı etrafında bir derviş gibi dönenler, asıl objektifliğin yerleşmesi için çalışmalıdır.

Haberde yapılan bir hatayı, eksik unsuru, o gazetenin yönetimi itiraftan ve düzeltmekten çekinmemelidir. Ama bunu yaparken de, iyi niyet kavramını eksen bir ölçüt olarak ele almalıdır.

Ancak kötü niyet bütün bakış açılarını saptırır ve gazetecilik onurunu kirletir.

Basının komplekssiz tavrının bu tür haber araştırmalarında ortaya çıktığı kanısındayım.

İlle bizim gazetedeki her haber, her yazı doğrudur deyip, hatamızı örtmeye çalışmayalım.

Başka gazeteye karşı da aynı biçimde davranalım. Eleştiri yaparken, bırakın öküzün altında buzağı aramayı, ‘photoshop’ ile altına bir buzağı koymayalım.

Diğer gazetelerin de bu doğruluk arayışını desteklemesini, yüreklendirmesini bekliyorum.

* * *

TÜRK basınının itibarı bu tür girişimlerle, çalışmalarla, somut örneklerle yükselecektir. Yoksa kuramsal ahlak yazılarıyla değil.